Dünyanın gözü Gazze'deyken, Afrika'nın kalbinde bir başka büyük yara, sessiz bir çığlıkla derinleşiyor. Sudan'da 15 Nisan 2023'ten beri devam eden kanlı iç savaş, dünyanın en büyük insani krizine dönüşmüş durumda.

14 milyondan fazla insan evini, yurdunu terk etti. Ve şimdi, bu unutulmuş savaş, en acımasız evresine girdi: Sistematik bir etnik temizlik...

HIZLI DESTEK KUVVETLERİ'NİN KÖKENİ

Bugün Sudan ordusuna karşı savaşan Hızlı Destek Kuvvetleri aslında yeni bir oluşum değil. Onlar, 2000'li yıllarda Darfur'da Afrikalı kabilelere karşı sayısız katliam ve insanlık suçu işleyen, "Cancavid" olarak bilinen milisler.

HDK lideri General Muhammed Hamdan Dagalo, nam-ı diğer "Hemedti" bir zamanlar rejimin Darfur'daki en güvendiği isimdi. Şimdi ise, ülkenin kontrolü için Egemenlik Konseyi Geçici Başkanı General Abdülfettah el-Burhan'a bağlı güçlerle savaşıyor.

SİVİLLER HEDEF ALINIYOR

HDK, başkent Hartum'da ordu tarafından püskürtülünce, ana gücünü ve vahşetini, kalesi olarak gördüğü batıdaki Darfur bölgesine kaydırdı. Ve son günlerde, bölgenin son kalesi olan El-Faşir'den korkunç haberler gelmeye başladı.

Şehri ele geçiren HDK milisleri, silahsız sivilleri hedef alarak vahşi bir katliam gerçekleştirdi. Hastaneleri yağmaladılar, iletişim hatlarını kestiler ve on binlerce insanı bir kez daha yollara düşürdüler.

Rusya merkezli Wagner şirketinin askerleri, Kolombiya'dan getirilen milisler de oluşumda yer alıyor. Libya'daki Hafter yönetimiyle birlikte Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail'in de bu yapıyı desteklediği iddiaları var. Sudan Ordusu ise Mısır tarafından destekleniyor.

AFRİKA'NIN ALTIN REZERVİ KONUMUNDA

Sudan'ın özellikle Kızıldeniz eyaleti ve Güney Kurdufan gibi bölgelerde önemli altın yatakları bulunuyor. Uzmanlar, keşfedilmiş rezervlerin yanı sıra henüz keşfedilmemiş büyük potansiyelin de olduğuna inanıyor. Çatışmaların yaşandığı bölgelerde madencilik faaliyetleri aksamış veya tamamen durmuş durumda..

Güvenlik endişeleri nedeniyle hem büyük ölçekli madencilik şirketleri hem de geleneksel madenciler çalışmalarına devam edemiyor. Bu da doğal olarak altın üretiminde ciddi düşüşlere yol açıyor.

Merkezi hükümetin kontrolünün zayıflamasıyla birlikte, yasa dışı altın madenciliği ve altın kaçakçılığı faaliyetlerinde artış mevcut. Çıkarılan altın, çatışan grupların finansman kaynaklarından biri haline geliyor bu da çatışmayı körükleyen bir döngüye sebep oluyor.

DÜNYA YİNE SESSİZ

Birleşmiş Milletler, HDK'nin vahşet uyguladığına dair "endişe verici raporlar" aldığını bildiriyor. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri, El-Faşir'de etnik temelli ihlallerin riskinin arttığını vurguluyor. Türkiye, Suudi Arabistan ve İslam ülkelerinden ateşkes çağrıları gelse de şiddet devam ediyor.

Tıpkı Gazze'de olduğu gibi, Sudan'da da uluslararası sistem, masum sivilleri korumakta aciz kalıyor. Ve faturayı, yine ve yeniden, evlerini, sevdiklerini ve umutlarını kaybeden, dünyanın unuttuğu milyonlarca masum Sudanlı ödüyor.

Bartu Eken / Haber7