Dünya tarihinin en karanlık sayfalarından birini daha çeviriyoruz. 

Gazze'de yaşananların, sadece bir çatışma değil; artık sistematik bir yok etme operasyonu olduğunu görmek için ‘bilge’ olmaya gerek yok…

İsrail'in sözde 'ateşkesleri’, aslında ölüm makinesinin çok ama çok kısa bir soluklanmasından ibaret olarak karşımıza çıkıyor. 

Bu 'ateşkes'ler, bombaların susmasıyla değil, yeni hedeflerin belirlenmesiyle devam ediyor. 

Resmi rakamlara göre, İsrail bugüne kadar sayılabilen iki stadyum dolusu insanı katletti.

Evet, yanlış okumadınız… 

İki tam dolu stadyum, yani yaklaşık 80 bin can… 

Tabi bu rakamlar sadece sayılabilenler…

Enkaz altında kalanları, kimliği tespit edilemeyenleri hesaba katmadan ifade ettiğimizde dahi 80 bin candan bahsetmek durumunda kalıyoruz… 

Şimdi, bir an durup düşünelim… 

2,5 milyon nüfuslu Gazze'yi, bir hapishaneye sıkıştırılmış gibi hayal edin. 
Her geçen gün daha da küçülen, daracık bir alanda, her köşe başı ölümle dolu bir hapishane... 

Belkide hapishaneden daha çok bir mezbaha…

İşte asıl mesele, bu vahşetin karşısında dünyanın sessizliği…

Eğer bu katliam insanlara değil de hayvanlara yapılsaydı? 

Diyelim ki; bırakalım 80 bini 8 bin kedi veya köpek öldürülseydi... 

Ne olurdu?

Dünya ayağa kalkardı! 

Sokaklar protestolarla dolar, hükümetler acil toplantılar düzenler, uluslararası mahkemeler devreye girerdi. 

İsrail'in başına yıkılırdı o dünya. 

Ama konu Filistinli çocuklar, kadınlar, yaşlılar olunca, bir anda herkes sağır ve kör kesiliyor. 

İnsanlar ölmeye devam ederken, Katil İsrail Gazze’yi bombalamayı sürdürürken, esfele safilin Netenyahu, “Çekildiğimiz yerlerden daha da ileri gideceğiz” derken, hala 'ateşkes devam ediyor' diye laga luga yapıyorlar, oysa gerçekte insanlık bir onur sınavından geçiyor. 

Eğer ateşkesin hala devam ettiğini söylüyorsak buna ancak ‘İsrail tipi ateşkes’ diyebiliriz. 
Katliamın sürdüğü, bombaların atılmaya devam ettiği bir ateşkes!

Bu sınavı kaybediyoruz. 

Dünya kamuoyu, İsrail'in işgal ettiği Filistin’in mevcut topraklarından öteye yayılma hayallerine karşı bu kadar hadiseden sonra bugüne kadar çıkardığı sesini somut eyleme dökemezse, artık tamamen iflas etmiş olduğunu dünyaya rahatlıkla ilan edebilir…

Uluslararası kamuoyu somut bir hamle yapamazsa Birleşmiş Milletler, Uluslararası Adalet Divanı, barış gücü ve diplomasi gibi kavramlar artık çöp kutusuna atılmalı. 

Çünkü artık bu kavramlar ya da kurumlar; güçlülerin zayıfları ezdiği bir oyunun parçası haline geldi. 

Hala bir hamle göremezsek; eyleme dönüşmesini tesis edemezsek ‘insanlık’ kelimesini ağzımıza almamız bile lüks olur; yerine 'dünya kalabalığı' diyebiliriz ancak. 

Çünkü Gazze'de yaşanan, sadece bir halkın trajedisi değil tüm insanlığın utancıdır.  
Peki, ne yapmalı? 

Sessiz kalmamalı…

Süreci Mısır’daki Şarm El-Şeyh’e götüren süreç ne ise onu yapmaya devam etmeli…
Sessiz kalmak, suça ortak olmaktır. 

Filistin davası, sadece Müslümanların değil; vicdan sahibi herkesin meselesidir. 
Bu vahşet durana kadar, sesimizi yükseltelim. 

Çünkü tarih, sessiz kalanları değil; mücadele edenleri yazar.  

Ferhat Murat / Haber7