Trump Epstein’in karanlık labirentinden çıkabilecek mi?

  • GİRİŞ22.11.2025 09:59
  • GÜNCELLEME22.11.2025 10:08

Finans dünyasında yükselerek elde ettiği kirli servetiyle yüzlerce reşit olmayan mağdurlara sistematik istismar ağı kuran pedofili Jeffrey Epstein, yıllar boyunca geniş bir “elit” çevrelerde kök saldı. 

Epstein’in cezasını çekmek üzere bulunduğu  New York Metropolitan Cezaevi’nde 2019 yılında şüpheli “intiharı” sonrası skandalın gölgede kalan belgeleri ve ilişki ağı Amerika’nın değişmeyen gündemi haline geldi. 

ABD Kongresi’nin ezici çoğunlukla kabul ettiği Epstein Dosyaları Şeffaflık Yasası, Washington’ın uzun yıllardır saklanan en kirli sırlarının kapısını aralıyor. 

Yasa, Adalet Bakanlığı’na Epstein ile ilgili tüm sınıflandırılmamış materyalleri 30 gün içinde kamuya açıklama zorunluluğu getiriyor. Üstelik “aranabilir ve indirilebilir” şekilde.
Kağıt üzerinde çok önemli bir adım ama gerçekte kontrollü bir fırtına. Bu fırtınanın tam ortasında ise seçimlerde Epstein belgelerini açıklama sözü vermesine rağmen sonrasında engellemeye çalışan ABD Başkanı Donald Trump var.

Trump’ın U Dönüşü 

Cumhuriyetçileri kongredeki Epstein tasarısına karşı çıkmaları için zorlayan Trump,  muhalefet edenleri “aptal”, “yumuşak” ve “hain” ilan etmişti. Hatta Georgia eyaleti Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi  Marjorie Taylor Greene, Trump cephesinden tehditler aldığını açıkladı.

Greene’in “Dünyanın en güçlü adamı tarafından hedef gösterilmek güvenliğimi tehlikeye atıyor” ve “Epstein’ın kurbanlarının korkusunu şimdi daha iyi anlıyorum” sözleri, Epstein tartışmasının parti içinde oluşturduğu siyasi fay hattını görünür kıldı. Ancak yönetimin tüm bu engelleme girişimlerine rağmen Greene’nin de aralarından bulunduğu dört Cumhuriyetçi üye tasarıyı destekleyince Trump’ın direniş hattı çöktü. 

Bunun üzerine Trump, hem rakiplerini gölgelemeye hem kendi yükünü hafifletmeye yönelik iki yönlü bir hamle yaptı.

Trump önce Adalet Bakanı Bondi’ye ABD eski başkanlarından Bill Clinton başta olmak üzere Reid Hoffman, Larry Summers, J.P. Morgan ve Chase gibi birçok kişi ve kurumla olan ilişkilerini inceletme talimatıyla siyasi manevra yaptı. Bondi’de hızlıca New York Güney Bölgesi Savcısı Jay Clayton’ın görevi üstleneceğini açıkladı.  

Böylece kamuoyunu demokrat figürlere yönlendiriken kendi çevresindeki gölgeleri perdelemeye çalıştı. Ardından da kongreden geçeceği kesinleşen tasarıya karşı Trump, siyasi kaybı minimize etmek için U dönüşünün sanatsal icrasını sahneledi. 

Aksi takdirde Trump’a rağmen Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçiler içerisindeki bölüme görüntüsü daha netleşmiş olacaktı. 

Üstelik Trump cephesindeki Epstein çatlağı kongreyle sınırlı değil. Bu kirli skandala ilişkin belgelerin açıklanması MAGA (Amerika'yı Yeniden Yücelt)  tabanın en güçlü talebi haline geldi. 

Adalet Bakanı Temmuz ayında açıkladığı raporla incelenen belgelerde başka isimleri suçlayıcı delil olmadığını savunması MAGA tabanın adeta çıldırtmıştı. 

“Elit” kişilerin ve istihbarat teşkilatlarının koruması amacıyla ayrıntıların gizlendiğini ileri süren Trump’ın tabanından etkili isimler, Adalet Bakanı Pam Bondi ile FBI’yı hedef aldı. 
Bunun üzerine Trump devreye girerek Bondi’yi koruma altına aldı ve MAGA tabanına, demokratların tuzağı olarak tanımladığı Epstein’in tartışmalarını bitirme çağrısı ile gerilimi yatıştırdı. 

Ancak son açıklanan 20 binin üzerindeki Epstein belgesi içerisinden “havlamayan köpek” tanımlanan Trump’ın istismar ağındaki kızları bildiği ve mağdurlardan biriyle zaman geçirdiği iddialarını içeren e-postalarında çıkmasıyla “tam şeffaflık” dalgası yeniden yükseldi. 

Trump hem parti, hem de MAGA tabanındaki Epstein’in çatlağının büyümesini engellemek için "saklayacak bir şeyimiz yok" diyerek Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçi Parti üyelerinin bu yönde oy kullanmalarını istedi. 

Şeffaflık Üllizyonu ve Sansür  

Trump’ın partiyi serbest bırakması sonrası ABD Kongresi, yıllardır Amerikan siyasetinin, küresel finans çevrelerinin ve elit ilişkiler ağının üzerinde dolaşan karanlık gölgeyi aydınlatmak için tarihi bir adım attı. 

Temsilciler Meclisi’nde 427 gibi rekor oy alan tasarı senatodan oy birliğiyle geçti. Ortaya çıkan bu tablo aslında karanlık Epstein skandalının tüm belgelerinin ortaya çıkması konusundaki güçlü iradeyi göstermektedir. 

Oluşan bu iradeye karşı çıkmanın siyasi risklerini gören Trump, tasarıyı hızlıca imzalayarak “şeffaflıktan” çok; zararı kontrol altına alma stratejisini devreye soktu.  Bu imza bir teslimiyet değil; şeffaflık görüntüsü altında ustaca tasarlanmış geri çekilme hamlesi. Çünkü yasa ne kadar sert görünse de, kritik istisnalar içeriyor. “Ulusal güvenlik”, “aktif soruşturma” ve “mağdur güvenliği” gibi muğlak koruma kalkanları Washington’ın en kullanışlı sansür araçları olarak devreye girdi. 

Yasa, her sansür için kongreye “yazılı gerekçe” gönderilmesini şart koşsa da, geçmiş deneyimler ortada. Amerikan bürokrasisi, bir paragraf “ulusal güvenlik” gerekçesiyle sayfalarca bilginin üzerini karartmanın ustasıdır.

İşte bu nedenle Trump’ın imzası, ilk bakışta önemli bir adım olarak gibi görünse de, aslında belgeleri sınırsızca açmak değil, süreci sınırlı bir çerçevede yönetmek anlamına geliyor. Bu istisnaların sınırını kim belirleyecek? Trump’ın atadığı Adalet Bakanı ve bürokrasi.

Kısacası, dosyaların açılma süreci “tam şeffaflıktan” ziyade  kontrollü bir ifşa vadediyor. 

Trump’ın Kadın Gazeteciye “Domuzcuk” Hakareti 

Asıl ironi şu: Epstein’ın Lolita Expres’le uçuş kayıtları, finansal ilişkileri ve sosyal bağlantıları yalnızca Demokrat çevreleri değil, Trump’ın kendi iş ve sosyal çevresini de kapsıyor.

Bu yüzden imzalanan yasa, Trump açısından bir riskin tamamen kabulü değil; zararı minimize etmeye yönelik, saldırıyı savunmaya dönüştürme hamlesi. Gerçek skandalın kalbine dokunan ve içerisinde Trump’ın yer alabileceği belgelerin karartılma ihtimali hala çok yüksek durumda. 

Özetle fırtınayı durduramayacağını anlayan Trump, rüzgarı kendi lehine çevirmek için yeni hamlesini yaptı. 

Yaşananların faturasını basına da kesen ABD Başkanı Trump, Epstein belgeleriyle ilgili soru soran Bloomberg Beyaz Saray muhabiri Catherine Lucey'e sinirlenerek “Sessiz ol, sessiz ol domuzcuk” ifadeleriyle hakaret etti. 

Üstelik  bu ağır sözlere kendisi de kadın olan Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt’tan Trump’ın “açık sözlülüğü” şeklinde skandal savunma geldi. 

100 Bin Sayfalık Karanlık Arşiv ve Gölgede Kalan Kirli Sırlar

Epstein ile ilgili yazılı belgeler 100 bin sayfayı geçerken 300 GB’tan fazla veri, 40 bilgisayardan çıkan binlerce fotoğraf ve videolardan oluşan dev bir sırlar havuzunun ne kadarının açılabileceği sorularla dolu.  

Bu devasa arşiv, sadece bir istismar şebekesinin değil, aynı zamanda finans dünyasından akademiye, siyasetten diplomasinin derin koridorlarına uzanan karmaşık bir ilişki ağının anatomisini barındırıyor.

Tabi bu belgeler içerisinde yazılı olanların yanı sıra özellikle görsel unsurlar ortaya çıkarsa etkisi daha sarsıcı olabilir. 

Uçuş kayıtları, seyahat listeleri, finansal transferler, dokunulmazlık anlaşmaları, iç yazışmalar, gözaltı ve ölüm sürecinin belgeleriyle uzun süredir devam eden skandalın yankısı yalnızca Amerika’yla sınırlı değil. Bu nedenle dünya basını, süreci “elitlerin Epstein sınavı” olarak tanımlıyor. 

İngiltere Eski Başbakanları Tony Blair ve Gordon Brown’dan Norveç eski Başbakanı Thorbjorn Jagland’a, Eski CIA Direktörü William Burns’ten İsrail Eski Başbakanı Ehud Barak’a  Bill Gates’ten Stephen Hawking’e Kevin Spacey’den  Madonna’ya kadar yüzlerce isim bu ağda yer alıyor.

MOSAD’dan FETÖ’ye Yeni Bağlantılar Çıkabilir

Lüks malikanelerden özel adalara uzanan siyasetten finansa, sanat çevrelerinden medya ve akademik dünyaya kadar küresel “elitleri” içine çeken çok katmanlı karanlık istismar ağlarının farklı yönleri ilk kez açığa çıkabilir. Daha önce açıklanan belgeler nedeniyle İngiltere’de Prens Andrew’un Epstein bağlantısı, Buckingham Sarayı’nın en büyük itibar krizlerinden birini tetiklemişti.  Prens Andrew’un, Epstein’ın reşit olmayan mağdurlarıyla ilişkilendirilen suçlamalar sonrasında tüm resmi görevlerinden çekilmesi, skandalın küresel yankısını daha da güçlendirdi. 

Belgelerin açıklanmasıyla Andrew benzeri küresel aktörlerde sarsıntıların olması ve Yahudi kökenlere sahip Epstein’in başta MOSAD olmak üzere istihbarat yapılarıyla bağlantı iddialarıyla ilgili daha somut ve güçlü belgelerin ortaya çıkması da muhtemel görülüyor. Çünkü hem Epstein’in kara kutusu Ghislaine Maxwell’in şüpheli şekilde ölen medya imparatoru babası Robert Maxwell’in MOSSAD’la bağıları ve hem de Epstein’in New York ve Palm Beach’teki malikanelerinde yer alan istihbarat yapılarının kullandığı sistemlerine benzeyen gizli kamera sistemleri istihbarat bağlantılarının işareti olarak yorumlandı. 

Ayrıca İsrail’in eski Başbakanı Ehud Barak’ın Epstein’ın evinden girip çıkarken görüntülenmesi, bu ihtimalleri güçlendiren bir başka unsur öne çıkmıştı.  Şimdi bu MOSAD işaretlerine yeni belgeler eklenebilir. 

Bu arada son paylaşılan e-postalar içinde FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in avukatı Reid Weingarten’in 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra Türkiye’ye iade korkusuyla pedofili Epstein ile temasa geçerek  "siyasi nüfuzundan" faydalanılmak istendiği ortaya çıkmıştı.  

Yayınlanacak Epstein belgelerinde FETÖ’yle bu karanlık istismar şebekesi arasındaki ilişkilere dair yeni bazı bilgilerde ortaya dökülebilir. 

Amerikan Adaletinin Yeni Epstein Sınavı 

Önümüzdeki 30 gün, yalnızca Epstein dosyalarının değil, Washington’ın inkar kültürünün de test edileceği bir dönem olacak. Çünkü ABD’de gizlilik, bazen şeffaflığın en parlak kılıfıdır.

Amerika karanlık skandal dosyasını gerçekten açacak mı, yoksa sadece açıyormuş gibi mi yapacak?

Adalet sistemi illüzyona dönüşen Amerika, pedofili gibi ağır bir istismar suçunu sistematik şekilde işleyen Epstein karanlık suç örgütünün üzerindeki perdeyi gerçekten kaldırabilecek mi?

Hangi isimler ifşa edilecek? Hangi ilişkiler gün yüzüne çıkacak? Ve asıl soru şu: Ne açıklanacak? Ne saklanacak?

Gerçekten karanlık temizlenecek mi, yoksa sadece yeniden düzenlenip duvarın arkasına mı saklanacak?

Trump’ın imzasıyla yeni bir aşamaya geçen Epstein skandalında ortaya dökülecek belgeler ya siyasetin silahı olarak kullanılacak ya da gerçeklerin biraz daha gün yüzüne çıkmasını sağlayacak.

Ertuğrul Cingil 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat