Avustralya saldırısı üzerinden Filistin hedef alınıyor

  • GİRİŞ18.12.2025 09:39
  • GÜNCELLEME18.12.2025 09:39

İsrail Başbakanı Netanyahu, Avustralya'da 15 kişinin öldürüldüğü saldırının ardından Albanese yönetimine eleştirilerde bulundu. İki devletli çözüm çağrılarının, Gazze'deki saldırılara karşı düzenlenen protestolara izin verilmesinin saldırıyı dolaylı yoldan tetiklediğini savundu. 

Avustralya hükümeti Netanyahu'nun açıklamalarına karşılık, durumun saldırıyla bağlantısı olmadığını vurguladı. Elbette iki kişinin kalabalığın üzerine ateş açmasıyla Filistin konusunun bir bağlantısı yok ancak dünyada imajı büyük hasar gören Tel Aviv'in böyle bir söylemde bulunması da şaşırtıcı değil.

SALDIRIDAKİ SORU İŞARETLERİ

Daha önceki saldırılara baktığımızda, DEAŞ'ın saldırıları üstlendiğini görüyorduk. Paris'te, Nice'te, Barcelona'da, Moskova'da ve birçok noktada gerçekleştirilen saldırıların tamamında üstlenmeler oldu. Terör saldırılarının devamı için propaganda mekanizmaları işletildi.

Ancak, Yahudilerin hedef alındığı bir saldırıda örgütün üstlenmede bulunmadan, ABD başta olmak üzere birçok ülkeden saldırının arkasında örgütün olduğunu söylemesi bazı soru işaretlerine neden oldu. 

Bir not daha ekleyelim, Suriye'nin Palmira kentinde düzenlenen ve 3 Amerikalının öldürüldüğü saldırıyı da DEAŞ üstlenmedi. 

GAZZE'DEKİ YAŞAM ŞARTLARI

İsrail'in Gazze'ye yönelik bombardımanı 2 yılın ardından sona erdi. Ancak anlaşma maddelerine yönelik ihlaller devam ediyor. Günde 600 yardım tırının bölgeye gireceği konuşuluyordu ancak geçen iki ayda Refah Sınır Kapısı halen kapalı ve yardımlar büyük ölçüde engelleniyor. Gazze'deki çadırlarını su basan Filistinliler yaşam mücadelesi veriyor. 

Soğuktan ölümler yaşanıyor. İşgal altındaki Batı Şeria'da da durum farksız. Hükümet destekli Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere yönelik saldırılar düzenliyor, polisler, bölge halkının evlerini sözde ruhsatsız olduğu gerekçesiyle yıkıyor. Ancak bu gelişmelere dair birkaç kınama mesajından başka bir somut yaptırım bulunmuyor.

ABD İLE İSRAİL'İN ARASI AÇILDI MI?

Geçtiğimiz günlerde, Axios'un ABD'li kaynaklarına dayandırdığı bir haberde, Kassam Tugayları'nın hedef alınmaya devam edilmesi, Beyaz Saray'da büyük bir gerginlik oluşturmuş durumda. Trump yönetimi ateşkesin bozulmasını istemiyor. Ancak Hanuka kutlamalarında farklı bir tablo ortaya çıktı. 

ABD Başkanı Trump, İsrail'in sarsılmaz destekçisi olduklarını, yüzmilyarlarca dolarlık güvenlik harcamaları yaptıklarını duyurdu. Bir muhabirin kendisi için "ABD tarihinin ilk Yahudi başkanı" söylemini de esprili bir dille onayladı. Kısa bir süre sonra da Netanyahu'dan "ortak kültürümüz olmasaydı ABD diye bir ülke var olmazdı" açıklaması geldi.

Dolayısıyla bir takım anlaşmazlıklar olsa da ABD'nin ihlallere göz yumduğu görülüyor. Hamas da burada doğru bir strateji izleyerek İsrail'e yönelik yeni saldırılar düzenlemiyor ve Tel Aviv'in ihlallerini tespit ederek dünyayla paylaşıyor. Kırılgan ateşkes sürecinin kalıcı hale getirilmesi için ise ortak görev gücünün kurulması en önemli şartlardan biri olarak gözüküyor. 

Türkiye'nin henüz bu görev gücünde olup olmayacağı net değil. İsrail bunu istemediğini defalarca Amerikalılara iletti. Ancak Türkiye'nin olmadığı bir ortak görev gücünün ateşkesin korunmasında ne kadar fayda sağlayacağı ise şüphelere neden olmaya devam ediyor.

Bartu Eken / Haber7

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat