Geçenlerde katıldığı bir televizyon programında kendisini izlediğim Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, bir ara sözü savunma sanayii alanında kaydedilen gelişmelere getirince hemen kulak kabarttım.

“Uçak yapıyormuşuz, seviniyoruz, mutlu oluyoruz” dedi.

Sonra asıl görüşünü ve bu projelere dönük ‘inanç durumunu’ yansıtan bir hikaye anlattı.

Mevlana’ya Şems’i gördüm diyen adamın hikayesini.

Şöyle:

Bir gün bir adam, Mevlana’nın huzuruna çıkarak Şems’i Şam’da gördüm der. Mevlana, buna tarif edilemeyecek şekilde sevinir ve üzerinde nesi varsa adama verir.

Dostlarından biri “Bu haber yalandır, o Şems’i görmemiştir” dediğinde ise Mevlana, şu cevabı verir: “Evet, onun verdiği bu yalan haber üzerine, üzerimde ne varsa verdim. Eğer, doğru haber vermiş olsaydı, canımı bile verirdim.”

İnce bu hikayeyi anlatarak herkesin gözü önünde yürüyen büyük projelere inan-a-madığını dile getirmiş oluyordu.

O kadar inan-a-mıyordu ki, “Yalanı bile güzel” modunda Mevlana’nın o hikayesini anlatıyordu.

KARİKATÜR KAPAĞINDA 1 NİSAN ŞAKASI

İnce’nin durumu, diğer pek çok muhalif unsurların yanında daha ‘masum’ kalıyor tabi. 

SİHA’ların terörle mücadelede üstlendiği rolü 90’larla kıyaslayanlar, “Dokunacağız” diyenler…

Muharrem İnce’ninki bir tür ‘aşağılık kompleksi olarak görülebilir.

Fatih Sultan Mehmet’ten bu yana, yani yaklaşık 600 sene sonra Türklerin kendi silahlarını üreterek savaş oyununun kurallarını değiştirdiği bir ortamda, İnce’nin inan-a-mama halinin, öbür taraftaki sistemli ve istemli bir şekilde ‘takoz’ olma durumunda olanlar karşısında daha masum bir yerde olduğunu tekrar etmiş olalım.

Aşağılık kompleksi ile kasıtlı kötülük aynı şey değildir sonuçta.

Dün, Kanal 7 Başkent Kulisi programında ağırladığım Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’e, son dönemde vitrine çıkan büyük projeleri, (MMU, insansız savaş uçakları Kızılelma, ANKA-3 gibi, uçuşa hazırlanan Hürkuş Süpersonik Füze denemesi gibi gelişmeleri konuştuktan sonra, 14 Mayıs seçimleri ile bir iktidar değişikliği olursa, “Bu projelerin akamete uğramasından endişe ediyor musunuz” sorusunu yönelttim.

Şunu ifade edeyim.

14 Mayıs’ı kast ederek yazıyorum, tarihin böylesi bir kırılma anında, politik tercihlerden bağımsız olarak bu soruyu sormayı kendime bir görev addettim.

Neden derseniz, seçim sonuçları ve seçmenin yapacağı tercihlerden bağımsız olarak, savunma sanayii gibi son derece hayati bir konuda, bu eşsiz ivmenin bir anda kesilebileceği, hatta şimdiye kadar kaydedilen ilerlemelerin bile berheva olabileceğine dair hem tarihten, hem güncelden pek çok örnek önümüzde duruyor.

Bu soruyu sorduğumda SSB Başkanı İsmail Demir, “Geçmişte bu projelerin hayalleriyle dahi alay edilirdi” diyerek bir örnek verdi.

Şöyle dedi:

“Dün bir dostum bana mesaj atmış, bir dergi kapağı ve 1 Nisan şakası olarak Necmettin Erbakan resmedilmiş, elinde projeler var ve alay ediliyor.”

Program bitince o 1976 yılının 31 Mart tarihinde çıkan o karikatüre birlikte baktık.

Tam da dediği gibiydi.

Erbakan’ın yaparız dediği yerli tank, yerli ağır sanayii, yerli uçak gibi teknolojik ürünlerin ancak “1 Nisan şakası” olabileceğini ima eden, alaycı bir karikatür.

“İRADE GİDERSE AKIBET KÖTÜ OLUR”

SSB Başkanı Demir, o karikatürü örnek olarak anlattıktan sonra

“Şimdi ne değişti?” deyip, sorusunun cevabını yine kendisi verdi:

“İrade, burada en önemli parametre. Sayın Cumhurbaşkanımız ne dedi her ürünü burada yapacağız, dışarıdan almayacağız. Bu iradenin kesilmesi durumunda kötü bir akıbet olur. Zihniyet olarak o derginin kapağına bunu yapanlarla aynı zihniyet. Rüzgar kesilmesi durumunda gemi yolda kalır.”

Milli Muharip Uçağı dediğimiz, binlerce genç mühendisin çalıştığı projeyi dünyada yapabilen 6 ülkeden biri Türkiye.

5’inci nesil, F-35’ten bazı bakımlardan daha iyi özelliklere sahip, radara yakalanma ihtimali çok zayıf olan bir teknoloji harikası.

Kızılelma zaten havalandı.

Muharrem İnce, daha birkaç gün önce gökyüzünde kuş gibi süzülen bu insansız savaş uçağının görüntülerini animasyon sanıyor olmalı.

Her şey yolunda giderse, 9 ay, bilemediniz bir yıl sonra seri üretimine geçilip envantere girecek.

Milli Muharip Uçağının birkaç yılı daha var ama hepi topu birkaç yıl.

Süpersonik füze denemeleri her şey yolunda devam ederse bir süre sonra devamı sesten 5,6 kat daha hızlı olan hipersonik füzelerle gelecek.

Washington Post gazetesinin 2023 yılında Dünyanın en önemli seçiminin Türkiye’de yapılacağını anlatan manşetine bir de bu gözle bakmalı.