Sevilay Yılman’ın Dindar Kişisi!

  • GİRİŞ08.04.2023 09:29
  • GÜNCELLEME10.04.2023 08:47

Günlerdir tartışılan seccade meselesinin aktörlerinden eski Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu bir açıklama yaparak Kılıçdaroğlu’nu aklamaya çalışmış.

Kimlerden oluştuğu pek de belli olmayan İstanbul Platformu’nun içinden geçtiğimiz kritik bir süreçte CHP Genel Başkanıyla buluşması sıradan bir program değil. Belli ki profesyonel bir algı çalışması var. Kuru kurgularla Kılıçdaroğlu’nu muhafazakârlara yakın gösterme gayretinin bir parçası.

Niyetler arızalı olunca sonuçlar da arızalı olur. İbretlik bir durum çıktı ortaya. Ne umdular ne buldular.

Platformun başkişisi olan Müftüoğlu ilginç bir adam.

Milli Görüş hareketi içerisinde bazı görevlerde bulunmuş. Bir dönem Adalet Bakanı olarak görev almış. Bakanlığı döneminde iz bırakan hiçbir çalışması yok. Memleket namına hayırla anılan tek icraatını duymadım.

Geldiği nokta trajik.

Eski Bakan unvanıyla kendince oyunlar kurgulayıp bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Bu yaşında Kılıçdaroğlu’nun ayakkabısıyla kirlettiği seccadeyi temizlemek için ter döküyor basın açıklaması yazıyor.

Allah kimseyi Müftüoğlu’nun düştüğü duruma düşürmesin. Ahir ömründe uğraştığı işler pek iç açıcı değil.

 Fani dünyada bu kadar hırsa ne gerek var.

Müftüoğlu bir dönem Fatih Erbakan üzerinden bazı planlar yapmış ama başarılı olamamış. Öncesinde övdüğü Fatih Erbakan kendisini istediği çizgide hareket etmeyince hakaretlere vardırmış işi.

 Seccade olayından sonra solcular tarafından kaynak kişi olarak gösterilince son yıllardaki paylaşımlarına şöyle bir göz attım.

Adamın ürettiği hiçbir değer yok. Tek uğraşı Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı. Profesyonelce saldırıyor. Aklıselim’den uzak yorumlarının altında acayip bir kin ve nefret var.

Kininin tam sebebi nedir ben çözemedim. Genelde bu öfke patlamaları iktidardan bir talepte bulunup istediğini alamayanlar da oluyor.  Bir de iktidar sayesinde hak etmediği yerle gelip bir süre sonra görevden alınanlarda benzer kin var.

 Şahsi menfaati bitenler birden azılı düşman kesiliyor. Bunun her alanda sayısız örneği mevcut.

 Bugünlerde Kılıçdaroğlu’nun etrafında pervane olup ona kendisinde asla olmayan anlamlar yükleyen muhafazakâr isimlerin hepsinde aynı hastalık var.

Aslında CHP zihniyetinin ne olduğunu herkesten daha iyi biliyorlar. CHP’lilerin de kendileri hakkındaki negatif tutumlarının farkındalar. Buna rağmen Erdoğan’a haddini bildirelim de ülke de batarsa batsın diyecek kadar gözleri dönmüş durumda.

 İşte İsmail Müftüoğlu da hırsına mağlup olanlardan birisi. Ahir ömründe ibadete ayıracağı bütün vaktini Ak Parti karşıtlığına adamış bir siyaset eskisi.

 Kendisiyle yapılan bir röportajda muhabir Ak Parti’nin olumlu hizmetleri hiç yok mu diye sorunca hayır bir tane bile yok, diyor.

Tedavisi mümkün olmayan bir ruh hali bu.  İşte bu kafadaki kutsalını kaybetmiş sözde muhazakârlar ne kadar değer varsa Kılıçdaroğlu’nun ayaklarının altına seriyor. O da büyük bir iştahla basıp geçiyor. Harcadıkça harcıyor.

Solcuların çok komik bir yanı var. Eğer kendi propagandalarına uygun bir muhafazakâr bulurlarsa onu hemen parlatıp işte gerçek dindar diye gazlıyorlar.

 Onlara uyarsanız gerçek dindar uymazsanız tu kaka.

Sevilay Yılman isimli köşe yazarı da bu kafada. Seccade konusunda gazeteci objektifliğiyle değil de CHP fanatikliğiyle ortaya atılıp Kılıçdaroğlu’na kol kanat germeye çalışmış.

Konuyla ilgili kaleme aldığı yazıda da seccadeye ayakkabıyla basılmasına haklı tepki gösterenlere ateş püskürüp Kılıçdaroğlu savunucusu İsmail Müftüoğlu’nu göklere çıkarmış.

Şöyle diyor Yılman:

‘Siz, Milli Nizam Partisi kurucularından olan ve daha sonra da Milli Selamet Partisi Genel Başkan Yardımcılığı ve Genel Başkan Vekilliği yapmış ve 1975-1977 yılları arasında da Adalet Bakanlığı görevini üstlenmiş Müftüoğlu’ndan daha mı dindarsınız?

Tabii ki değilsiniz.’

Yılman kimin ne kadar dindar olduğuna nasıl karar veriyor acaba? Elinde dindarlık ölçen dindarmetre mi var. Elbette hayır. Yukarıda söylediğim gibi düşman olduklarına düşman olan her kişi onlar için muteber. Müftüoğlu’nu tanımadığına adım gibi eminim.

Sevilay Yılman’a bir hatırat önerisinde bulunayım da hakiki dindar dediği kişiyle ilgili tespitinde ne kadar isabetsiz olduğunu bizzat kendisi görsün.

 Yakın tarihin şahitlerinden Gazeteci Yılmaz Yalçıner’in Şaka Gibi isimli hatıra kitabında İsmail Müftüoğlu kısmını okuyunca yaptığı hatayı anlayıp okuyucusundan mutlaka özür dileyecektir.

Çünkü Yalçıner’in Müftüoğlu’na dair şahitlikleri pek yenilir yutulur cinsten değil.

Bırakın bir dindarı bir dinsiz bile yapsa ayıplanacak şeyler. Fazla açmaya gerek yok. Sayın Yılman Gazeteci olarak araştırsın bulsun okusun.

Okusun da bundan sonra kimin daha dindar olup olmadığına hemen karar vermesin…

 

Yorumlar23

  • ebubekir 1 yıl önce Şikayet Et
    İsmail Müftüoğlu hakkında fazla bilgi sahibi değilim ama 1974 Kıbrıs barış harekâtı esnasında dört çatallı yürekler lâzım olduğunda bunlardan birisi oydu. Ayrıca bu meseleye dair hatırat da yazdı. Sn. Cumhurbaşkanımızın eşiyle birlikte evini defalarca ziyarete gidip 'abi' dediği bir şahıstır.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Abdullah 1 yıl önce Şikayet Et
    Allah fırsat vermesin inşallah
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • enver 1 yıl önce Şikayet Et
    erdoğan gitsinde ülke batarsa batsın diyenler; (en zayıf anımızda) sınırlarımızın dibipdeki silahlanmaların boşuna olduğunu söyleyebilirler mi?
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Fuat64 1 yıl önce Şikayet Et
    Adamın soyadına bakın Kılıçdaroğlu, Davutoğlu, İmamoğlu, Kaftancıoğlu, müftüsü oğlu olmuş ne farkeder oğlu işte. Ortak noktaları oğlu olmaları.Bu oğularda ne değer var nede omurga.
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • Çapula çırpa camb 1 yıl önce Şikayet Et
    Kabuktan öze inemediniz ve bunu herkes görüyor
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat