“Eğitimli”ler neden millete düşman?

  • GİRİŞ12.06.2023 09:59
  • GÜNCELLEME12.06.2023 10:04

Bir dede anlattı: Torunum koşarak geldi ve kucağıma atladı: “Dede seni Atatürk’ten çok seviyorum” dedi.

Lâfı dolandırmadan söyleyelim: Bu eğitim sistemi çocuklarımıza yaratıcısını tanıtmadan inkılâp tarihi hurafelerini “din”mişçesine belletiyor. Hele ki ana okulları yaygınlaştıkça bu sakillik de daha erken yaşlarda çocukların zihnine kazınıyor.

Bizim şahid olduğumuz vak’a: Metroda genç anne susturamadığı çocuğunu ebesinin kucağına verdi, ninni söylesin diye. İşte ninni: “Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa!”

Bu eğitim sistemi halk irfanının kaynaklarını kuruttu, annelerimize ninniyi unutturdu; ilahilerimizi-türkülerimizi terennüm eden, masallarımızı çocuklarına, torunlarına anlatan annelerden, büyük annelerden mahrum kaldık.

 

Alın size “okul öncesi Atatürk köşesi!”

Dindaşlık yerine “kült”daşlık

Çocuklarımız laiklik nâmına asıl kimlik yapıcımız dinden soğutuldu. Milletin dinine mensubiyeti küçük görenler, bizim “dindaş” değil “kültdaş” olmamızı istiyorlar!

Uzun lâfa, teorik nutuklara gerek yok: Son yirmi yılda bu en yüksek seviyeye çıktı. Çünkü hükümet, büyük bir başarıya imza attı: Türkiye’de okullaşmayı yüzde yüz seviyesine yaklaştırdı. Bununla öğünmekte haklı. Okullaşma tamam, ilk öğretimde yüzde yüz…

Ya muhteva? Çocuklarımızı “ne” olarak yetiştiriyoruz. Kimin için yetiştiriyoruz? Filanın, feşmekanın askeri, o ülkenin-bu devletin adamı olması için mi? 

Kendi milletine, vatanına bağlılık hissi olmayan nesiller kolaylıkla başka ülkelere gidebilir veya başka ülkelerin emellerine hizmet edebilir.

Kendimiz olmadan hiçbir şey olamayız! Bu milletin varlık zemininden beslenmeyen nesiller, günü gelir milletine ve vatanına düşman olur.

Seçimden sonra kendilerini halka göre daha eğitimli görenler seslerini şirretlik seviyesine yükselttiler: “Halk câhil, o yüzden bizi seçmiyor!”

Türkiye’de doktrin aşılama eğitimi dikkate alınırsa bu yanlış değil. Okul bahçesinde Atatürk heykeli veya büstü, girişte Atatürk köşesi, sınıfta Atatürk kenarı! Bu beyin yıkamayla nereye kadar gideceğiz?

Yaradan’a ibadet yerine, ilkelere tapınma!

Eğitim sistemi bize daha baştan ısrarla bir şeyi, bir inancı telkin ediyor. Bu inancı benimseyince cehaletten kurtuluyorsun, kabul etmezsen ne kadar okursan oku, istersen allameyikül ol, cahil kalmaya devam ediyorsun!

Bu hükümet işte bu eğitim-öğretim sistemini zirveye ulaştırdı. Okullaşmayı yüzde yüz seviyesine yükseltti. Öğretmen sayısını milyonun üzerine çıkardı. Bu demektir ki her seksen kişide birimiz öğretmen! 

Öğretmen ne öğretiyor?

Bu başarılar sağlanırken, gerçek bir maarif reformu yapılamadı. Müfredata dahi dokunulamadı. Hâlâ 1930’ların, 1940’ların hurafeleri çocuklarımıza dinmişçesine öğretiliyor. Müfredat hem milli yapımıza uydurulamadı, hem de çağdaş gelişmelere uzak kaldı.

Asıl büyük hamle insan yetiştirme hamlesidir.

Bunu idrak ettiğimiz zaman, çözüme yakınız demektir.

Yorumlar249

  • Vatandaş 10 ay önce Şikayet Et
    Daha geçen hafta ortaokul mezuniyetinde çocuklarımıza izmirin dağlarında şarkısı empoze edercesine çaldı durdu okul dr.cahit ünver....sanki chp mitingi gibiydi...
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • asaf kull 10 ay önce Şikayet Et
    bu bir sorun . fakat asıl sorun cep telefonu ile zombileşen nesil daha büyük sorun
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Mustafa 10 ay önce Şikayet Et
    Bir eğitimci olarak çok doğru buluyorum bizim eğitimimizi bir an önce kendi inanç ve değerlerimizie göre yenilememiz gerekiyor
    Cevapla Toplam 14 beğeni
  • NCT 10 ay önce Şikayet Et
    Ağzına, yüreğine sağlık...
    Cevapla Toplam 9 beğeni
  • Yolcu 10 ay önce Şikayet Et
    Evet toplumsal dönüşümle aşılır bazı İslama ters durumlar ama en kudretli olduğumuz şu zaman diiminde bazı dönüşüm için adımlar atmazsak Allah verdiği mühleti geri alır ve kaybederiz yumuşak geçişler rahatsızlık oluşturmayacak ufak dokunuşlarla şu çocuk be gençlerin biraz kendine çeki düzen vermesini sağlayabiliriz
    Cevapla Toplam 9 beğeni
  • Numan Küçükaşcı 10 ay önce Şikayet Et
    Nasıl meselaa? Azıcık doymak azıcık duymak gibi mi? Yoksa hastalıktan azıcık kurtulmak gibi mi?...Azizim bizim vuslata eremeyişimiz işte bu azıcıklarla yetinme miskinliğindendir...Hani "azıcık aşım, ağrısız başım" diyenleri kınıyorduk ya...
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat