Akşener’in hilesi ve kurduğu tuzak

  • GİRİŞ30.08.2023 08:36
  • GÜNCELLEME31.08.2023 09:29

Akşener, seçim sonrası stratejisini nihayet açıkladı.

Tabir caiz ise yine esti gürledi. Zahirde hayli tartışılacak şeyler söyledi.

‘Zahirde’ diyorum zira aslında söylediği yeni bir şey yoktu ve satır aralarına gizlediği ‘eski’ hileler vardı.

Biz yine de zahirde söyledikleri üzerinden bir değerlendirme yapıp satır aralarına gizlediği hileler yahut tuzaklara dair de bir öngörüde bulunalım.

Zahirde söylediği, ‘6’lı masanın feci bir yanılgı olduğu, Kılıçdaroğlu’nun adaylıkta ısrar ederek millet ittifakını hezimete sürüklediği, İmamoğlu yahut Yavaş’ın açık ara kazanacağı fakat bunu kabul ettiremediği ve kendisinin bütün çırpınmalarına rağmen hezimeti önleyemediği’ idi…

Bütün bu net açıklamaları boşa çıkaran bir ifadesi vardı ki, aşağıda bunu etraflıca ele alacağız.

Epey bir zamandan beridir kamuoyunu ve siyasi çevreleri beklentiye sokan 26 Ağustos deklarasyonunun nasıl bir yansıma bulduğu sosyal medyadaki değerlendirmelerde apaçık görünüyordu.

Kahir ekseriyet Akşener’in verdiği sözleri kesinlikle tutmayacağı kanaatinde idi.

Herkes, masayı devirip onca ağır hakaretlere ve nitelemelere rağmen topu topu 3 gün sonra masaya geri dönen Akşener’in, seçim sathı mailine girildiğinde bir kez daha boynunu büke büke icbar edildiği ittifaka gireceğini iddia ediyordu.

Açık söylemek gerekirse bu değerlendirmeyi yapanlar hiç de haksız sayılmazlardı.

Bu yaklaşımın temel argümanı şüphesiz ki, 6’lı (aslında 16’lı) masayı kuran iradenin Akşener’i, zamanı geldiğinde tekrar bu oluşuma mecbur tutacağı hakikati idi.

Bu öylesine belirginleşen bir olgu ki, bu tespiti yapabilmek için siyasi analist olmak gerekmiyor.

İnsanlar hiçbir şekilde Akşener’e inanmıyor, onu samimi bulmuyor.

Bu yüzden Bayan Meral’in, ‘tek başına seçime girme’ vaadinin gerçekçi olmadığında ve son tahlilde, masayı kuran iradenin emrine itaat edeceğinde herkes müttefik.

Gelelim Akşener’in, açıklamalarındaki görünmeyen mesajlar ile kurduğu tuzağa…

Şu ifadeye dikkat lütfen:

“Önümüzdeki seçimlerde kendi kadrolarımızla milletimizin huzuruna çıkacak ve göreve talip olacağız. Buradan tüm siyasi partilere de yani iktidarından muhalefete çağrıda bulunuyorum. Gelin hep birlikte vatandaşlarımızın siyasi tercihlerini yansıtacağı bir rekabet ortamı oluşturalım. Gelin tüm siyasi partiler hep birlikte ayrı ayrı seçimlere girelim, biz varız, sizleri de bekleriz.”

Evet, Akşener’in değerlendirilmesi gereken ifadeleri bence bunlardır zira bu cümlelerde 1 gizli cevap, 1 ön alma, 1 de tuzak gizli…

Nasıl mı?

Şöyle…

Bu ifadelerdeki ‘gizli cevap’ diye nitelendirdiğimiz husus şudur.

Hatırlanacağı üzere bundan bir süre önce MHP genel başkanı Sayın Devlet Bahçeli, İYİ Partiye yönelik bir ‘komşuluk’ teklifinde bulunmuştu. Kimi İYİ Partili yetkililer hayli kaba denebilecek bir üslupla bu teklifi geri çevirmiş olsa da herkes yine de Akşener’in ne diyeceğini merak ediyordu.

İşte bu açıklama Bahçeli’nin bu teklinin açıkça reddedildiğini gösteriyor.

Tabanın muhtemel tepkisini bertaraf edebilmek için aleni bir ret yerine, yumuşak bir geçiş diye addedilebilecek, ‘biz seçime tek başımıza gireceğiz, herkes de tek başına girsin’ söylemi tercih edilmiş.

Bunun, daha makul bir yaklaşım olduğu ortada.

Böylelikle Akşener, hem MHP tabanından hem de kendi parti tabanından gelebilecek sert tepkileri bu yolla savuşturmayı denemiştir.

‘Ön alma’ diye vasıflandırdığımız noktaya gelince…

Bu husus CHP içerisine yöneliktir şöyle ki…

İstanbul seçimine dair yapılan tüm analizlerde şu gerçek üzerinde herkes müttefik…

Eğer İYİ Parti ve HDP destek vermezse İmamoğlu’nu kesin bir hezimet bekliyor.

İYİ Partinin açıkça destek vereceğini deklere etmesi, HDP’yi de desteğe mecbur edeceği bir sır değil lakin CHP’deki son gelişmeler İmamoğlu yerine başka bir adayın söz konusu olabileceğini gösteriyor.

İşte Akşener bu tavrıyla, CHP’yi İmamoğlu’ndan başka bir aday düşünmemesi yönünde adeta ikaz ediyor.

‘Cumhurbaşkanı adayı olsaydı açık ara kazanırdı’ diyerek paye verdiği İmamoğlu’nun adaylığı dışında başka bir formüle yanaşmayacağını çok net bir şekilde gösteren bu yaklaşım, eminim ki, Kılıçdaroğlu ve CHP tarafından da ıskalanmayacaktır.

Akşener’in, İmamoğlu ile ilişkisinin Kılıçdaroğlu-İmamoğlu ilişkisinden çok daha derin ve samimi olduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak, bu ön alma girişiminin ne kadar yerinde olduğunu rahatlıkla görebiliriz.

Gelelim Akşener’in kurduğu tuzağa…

Malum, yazının başında insanların, Akşener’in; ‘seçime tek başımıza gireceğiz’ sözünü ne denli samimiyetsiz bulduğunu ve böyle bir sözü asla tutmayacağı inancında olduğunu ifade etmiştik.

El hak, biz de aynı kanaatteyiz…

Bu hususta Akşener’in, ‘yalancı çobandan’ daha kötü bir durumda olduğunu görmemek için kör olmak lazım.

Bunu herkes kadar Akşener de gayet iyi biliyor olmalı…

Peki, bu çok çarpıcı gerçeğe rağmen nasıl oluyor da Akşener böyle bir teklifte bulunuyor.

Dikkat buyurun Akşener, ‘biz tek başımıza gireceğiz’ dedikten hemen sonra ara bile vermeden, Cumhur İttifakı partilerine de aynı öneride bulunuyor. Yani aslında bu ifadenin asıl muhatabı ne kendi partisi ne CHP ne 6’lı masanın diğer figüranları…

Burada doğrudan doğruya Erdoğan ve Bahçeli muhatap alınmaktadır ve işte tuzak tam da budur!

Normal şartlarda bütün partiler aday çıkarsa, İstanbul ve Ankara’nın AK Partiye geçmemesi mucize kabilinden bir şey olur.

Bunu Akşener de Kılıçdaroğlu da ve diğer tüm muhalifler de gayet iyi bilir.

Bu gerçek ortadayken Akşener neden böyle açık bir çek veriyor dersiniz?

Cevap bence çok açık…

Erdoğan’ı ve Bahçeli’yi tuzağa çekmek için…

Akşener bu çağrısıyla Erdoğan ve Bahçeli’nin ‘zaten AK Parti kazanır’ diye düşüneceğini, İYİ Parti'nin CHP’nin arkasından çekilmesi için bu çağrıya olumlu cevap verebileceğini hesap etti daha doğrusu umudu bu yöndeydi.

Eğer Erdoğan ve Bahçeli; “tamam biz de tek başımıza giriyoruz” demiş olsalardı maksat hâsıl olacak ve seçime kısa bir süre kala Akşener masaya nasıl geri döndüyse benzer bir utanmazlıkla yine CHP’ye desteğini açıklayacaktı. Zira gayet iyi biliyor ki, ne Erdoğan ne Bahçeli, böyle bir manevra karşısında çark etmeyecek ve sözlerinde durmaya devam edeceklerdir.  

Yani anlayacağınız Akşener, umudunu Erdoğan ve Bahçeli’nin dürüstlüğüne bağlamış ve tuzağı bu hile üzerine bina etmiştir.

Bu tuzağı gayet iyi fark eden Erdoğan ve Bahçeli, gerekli cevapları vererek Akşener’in bu kurnazlığını boşa çıkardı.

Boşa çıka bu hilenin ardından Bayan Akşener şimdi yeniden ittifakı inşa etmenin yollarını arayacak.

Zaten bunun kapısını aynı konuşmada açık bıraktı.

Tabii kendini CHP’ye ucuza satmama stratejisini de ihmal etmeyerek...

Sonuç olarak, Akşener bildiğiniz hileci tarzına devam ediyor.

Verdiği hiçbir söze sadık kalmayacağı cümle âlemin malumu… 

Millet ittifakının geleceğini kurtarabilmenin yolunun da Cumhur ittifakının birlik ve beraberliğini bozmaktan geçtiğini, başka bir çarenin de olmadığını çok iyi biliyor.

Evet, doğrusu Akşener’in açıklamaları için, ‘üzerinde iyi çalışılmış bir metin’ diyebiliriz.

Hile ve sahtekârlığı iş edinmişler için normal addedilebilecek bir şey…

Yorumlar37

  • Kaan 7 ay önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık çok önemli tespitler
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Abdulbaki Yeşil 7 ay önce Şikayet Et
    Bu kadının peşinden gidenler ke di gibi çarkçı FETÖ çüler ihale düzenleri bozulan eski mafya ülkücü leri yani türkücüler masonlar eski vurguncular...
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Abdulbaki Yeşil 7 ay önce Şikayet Et
    Asıl soruyu sormamışsın abi, seni 3 dk.da masaya geri döndüren kasette ne vardı sonraki o sevilmiş yüz ifadesi neyin nesiydi. Bu nokta aydınlanmadan senin hiçbir anlamın yok. Muharrem Ince FETÖ montajı dedi sıyrıldı Deniz Baykal bildiği halde Okyanus ötesini bile bile korudu oyun içinde oyun. Ya sen ne diyeceksin kasette ne vardı ki çark ettin.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Görüş 7 ay önce Şikayet Et
    Bu saatten sonra hiçbirinin şansı yok. Temcit pilavı
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Ahmet 7 ay önce Şikayet Et
    Biz onun çarl etmelerini çok yaşadık bence artık kimse itibar etmez bugün söylediği ile yarinki birbirini tutmuyor bu hanımda geçmişte örneği çok siyaset ülkemde artık mertçe sözünün eri olarak yapılmalı bıktık bu kıvırma siyasi hareketlerden bu olurum zannetmem benim kisi bir temenni
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat