Linet, İsrail’in ilk kadın kahramanı olur mu?

  • GİRİŞ20.10.2023 09:18
  • GÜNCELLEME23.10.2023 09:23

Tali Fahima...

İsrail’in Kiryat-Gat kentinde, 8 Şubat 1976’da, Cezayir kökenli sıradan bir Yahudi ailenin kızı olarak doğdu.

Siyonist kasap Ariel Şaron'a oy verecek kadar radikaldi.

İsrail ordusunda temel askerlik hizmetini yaptı.

“En tehlikeli terörist” diye sunulan El Aksa Şehitleri Tugayları'nın lideri Zekeriya Zübeydi'nin “İsraillilere neden saldırdığını” merak edip araştırmaya koyuldu.

Zübeydi ile görüştükten sonra onların terörist değil, yurtları işgal edilen mazlumlar olduğunu anladı.

Orada edindiği izlenimlerini İsrail'in en çok satan gazetelerinden Jerusalem Post'ta yazdı.

Gazetedeki makalesinde;

"İşgale kim sebep oluyor?. Filistinliler mi? Hayır. İsrailliler. Ben kimim? Evinde oturup işgale hiçbir şey yapmayan bir Yahudi ve İsrailli. Zübeydi bir terörist değil, o işgale karşı savaşıyor. Kendinizi onların yerine koyun. En temel hakları ve özgürlükleri ellerinden alınmış... Birkaç buluşmadan sonra Zübeydi'nin terörist değil özgürlük savaşçısı olduğunu anladım. İsrail ordusu onu öldürmek için beş girişimde bulundu. Onu korumak için canlı kalkan olabilirim. Onu tanıdığım için çok şanslıyım..." dedi.

Bu satırlardan sonra ailesi Fahima'ya küserken, İsrail devleti ona iyi bir Yahudi(!) olmayı öğretmek için kollar sıvadı.

Bazı istihbarat görevlileri, genç kadını tarih ve siyaset dersleriyle yanlış düşündüğüne ikna etmeye çalıştı.

Günde 16 saat boyunca kollarını oturduğu sandalyeye kelepçeleyerek sürdürdüler bu eğitimi.

Fahima ikna olmak yerine , “Devletimizin nasıl çalıştığını öğrendim. Bizim adımıza yapılan şeylerin nasıl bizden saklandığını öğrendim” dedi.

Bunun üzerine başına gelmedik kalmadı.

Batı Gazze'ye gittiği, düşmanlarla görüştüğü için “hain” ilan edildi.

2. intifada sonrası çıkarılan ve suçlama yöneltilemeyen ama serbest kalması istenmeyen Filistinlilere uygulanan “yargısız gözaltı” kararnamesi ile gözaltına alınan ilk İsrailli oldu.

Mahkemeye çıkmadan aylarca gözaltında tutuldu.

Dönemin İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz, Fahima'yı "Tüm İsrailliler için açık tehdit" diye niteledi.

İsrail İç istihbarat servisi Şin Bet ise, “Fahima'nın bir askeri kontrol noktasına düzenlenen bombalı saldırının planlanmasına yardım ettiğini” öne sürdü.

Siyonist basını da “Fahima'nın evli olan Zübeydi ile cinsel ilişki yaşadığı” iddiasını yaydı.

Ona "Arapların or…su" dendi.

3 yıl hapse mahkum edildi.

Bu ağır koşullarda cezaevinde kaldı.

İsrail Cezaevi İdaresi Şartlı Tahliye Kurulu’nca cezası üçte bir oranda indirilerek tahliyesine karar verildi.

Serbest bırakıldığında ise ülkeyi terk etmesi ve Filistin bölgelerine yaklaşması yasaklandı.

Ayalon Cezaevinin çıkışında kendisini bekleyen destekçilerine ve basın mensuplarına, ‘Yaptıklarımdan pişman değilim” dedi.

Tahliye edildikten sonra Guardian gazetesine verdiği ilk söyleşide: "İlk suçum Shin Bet'le çalışmayı reddetmemdi, ikincisi Filistinlileri ziyaret etmeyi sürdürmem, üçüncüsü de İsrail'in katliam politikasını protesto etmemdi" açıklamasında bulundu.

Dokuz ay boyunca bir hücrede tecrit edilmiş vaziyette, kitapsız ve televizyonsuz bırakıldığı halde, "Yatağıma uzanıp Cenin'i düşünürdüm; orada tanıdığım insanları, olup bitenleri” diyerek, yalnızlıktan hiç sıkılmadığını belirtti.

2010 yılında ise Mescid-i Aksa muhafızı Şeyh Raid Salah ile görüşerek, El Faruk Camii'nde, 4 imamın huzurunda Müslüman oldu.

İsrail devleti, tüm bu olanlardan ötürü Tali Fahima’yı “İlk Yahudi kadın terörist” ilan etti.

*

Linet Menaşe…

Ailesi 500 sene önce İspanya'dan İstanbul'a geldi.

Annesi bir dönemlerin önemli Türk sanat müziği şarkıcılarından olan ve hakkında “Leyla Bir Özge Candır” diye şarkı yazılan Leyla Özgecan (Leya Bonana)’dı.

Babası ise İstanbullu Şumuel Menaşe…

Çift tanıştığında her ikisi de başka insanlarla evliydi.

Leyla Hanım, 1972’de güya Türk Sanat Müziği konserleri vermek için İsrail’e gidiyor. Sosyal yardımlar daha iyi olduğu için orada kalıyorlar.

Linet, 1975 yılında İsrail’de doğup büyüyor.

Liseyi bitirir bitirmez, 18 yaşındayken askere gidiyor.

O yıl çok sayıda kadın asker müracaatı olduğu için bir istisna uygulanıyor ve 3 aylık acemi eğitiminin ardından terhis ediliyor.

“Orada para cezası yok. Yapmazsan direk hapishaneye giriyorsun” dese de askerliğini severek yapıyor.

İki yıl sonra, 1995 yılında ilk albümünü yapmak için geldiği Türkiye’de “vatandaşlığına” kavuşuyor.

Her ne kadar “Türk vatandaşı olmaktan büyük onur duyuyorum. Kovsanız artık Türkiye'den gitmem” dese de burada biraz para biriktirdikten sonra tekrar İsrail’e giderek “şekerci dükkanı” açıyor.

1999-2006 yılları arasındaki bu başarısız girişimin ardından dükkânı batırıyor ve para suyunu çekince yine ver elini Türkiye…

Magazin basınına verdiği her röportajda, ilk soru 1993 yılında yaptığı 3 aylık askerliği oluyor.

O da , “Ben İsrail’de askerlik yaptım, dedem ile dayım Türkiye’de” diyerek bu soruları geçiştirmeye çalışıyor…

Orada  “öldürme değil, savunma” eğitimi aldıklarını söyleyerek, “Bize kimseyi öldürmek öğretilmedi” diyor.

“Sizce şu anda İsrail, Gazze’de kendini mi savunuyor yoksa cinayet mi işliyor?” denildiğinde ise…

“Girmeyelim bu konuya lütfen” diyerek konuyu kapatmaya çalışıyor.

Konu Filistinlilerin dramından açıldığında ise, “Ama Museviler de acı çekiyor” diye karşılık veriyor.

“İntihar saldırılarında benim bir sürü arkadaşım, okul arkadaşım, askerlik arkadaşım vefat etti. Cenazelerine katılabildiğim oldu, katılamadıklarım oldu. Hani diyoruz ki bunlar masum insan... Bence İsrail askerleri de masum. O evladı büyütmek için o aile dişini tırnağına takıyor. Devlete emanet ediyor. Ve o devlet sana onu tabutta geri gönderiyor, var mı böyle bir dünya?” diyerek, sebepsiz yere masum sivilleri katleden İsrail askerlerine üzüldüğünü dile getiriyor.

Tey 2009 yılında verdiği bu röprtajda, Hamas için “terör örgütü” ifadelerini de kullanmayı ihmal etmiyor.

Yetmiyor!…

Başkan Erdoğan’ın Davos’taki tepkisini de “ağır bulduğunu” gizlemiyor.

Çocukluğunu Kudüs'teki Ağlama Duvarı'nda dua ederek geçiren ve sürekli “Ben Türk vatandaşıyım. Türkiye'de kadınlar yaparsa hemen çağırsınlar askere giderim” diyerek övünen Linet Menaşe, 2022 yılına gelindiğinde ise İsrail’i Eurovision’da temsil etmek için apar topar X Factor yarışmasına katılmayı ihmal etmiyor…

Malum medyanın “halis muhlis Türk kızı” diye göklere çıkardığı Linet, 7 Ekim’de başlayan Gazze- İsrail arasındaki çatışmalarını fırsat bilerek, 2009 yılında “terör örgütü” dediği Hamas’ı bu kez “katil” ilan etti.

El Ehli Baptist Hastanesi'ni hedef alan alan ve kadın- çocuk demeden yüzlerce sivili öldüren İsrail’in katliamını ise “bu ülkede vergisini ödeyen bir Türk vatandaşıyım” sözleriyle perdeledi.

Oysa vergisini vermekle övündüğü o parayı da İsrail’de değil Türkiye’de kazanmıştı.

*

Evet!..

İsrail Devleti, sırf maskelerini düşürdüğü ve “Filistinlilerin masum olduğunu” söylediği için Tali Fahima’yı “İlk Yahudi kadın terörist” ilan etmişti.

Aynı İsrail yönetimi, dünyanın gözleri önünde işlenen Siyonist vahşeti perdelemeye çalışan Linet’e acaba nasıl bir ödül verecek, doğrusu çok merak ediyorum!.

Yorumlar55

  • Akçaabat 6 ay önce Şikayet Et
    bu terbiyesiz kadının elinden TC pasaportunu alın direk bunu yurt dışına gönderir ülkesine geri dönsün çıkarcı sahtekar.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Karahan 6 ay önce Şikayet Et
    Fahima bacımız sana selam olsun. Linnet sana lanet olsun İnşallah.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Aşağımirahmetli 6 ay önce Şikayet Et
    Derhal ülkemizi terketsin bu katil Kadın, Allah’ın laneti onların üzerine olsun
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Kompakt 6 ay önce Şikayet Et
    Nası anlıyosun arkadaş ya
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Mustafa 6 ay önce Şikayet Et
    İran’da tutuklu bir kadının ölmesi dünyayı ayağa kaldırdı Yahudi soykırım yapıyor kimseden ses çıkmıyor.
    Cevapla Toplam 17 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat