İsrailli Yöneticiler Karantinaya Alınmalı

  • GİRİŞ02.11.2023 08:57
  • GÜNCELLEME04.11.2023 10:07

7 ekimden bu yana hepimizin gözü önünde sivil ve çocukların üzerine tonlarca bomba atılıyor. Evler, hastaneler, okullar ve mülteci kapları yerle bir ediliyor. Topyekûn bir katliam var Gazze’de. Seri cinayetler işleniyor. Ortada ne ilke var ne kural. Ne insaf var ne vicdan. Ne kurum var ne kuruluş. Ne hak var ne hukuk. Herkes biliyor ki bu bir savaş değil artık. Başladığı andan itibaren savaşı çok aşan bir durumla karşı karşıyayız. Buz gibi soykırım bunun adı. 21. Yüzyılın ortasında tek suçu o topraklarda doğmuş olan bir halk, gözü dönmüş, vicdanı kararmış ve aklı tükenmiş caniler eliyle hunharca yok ediliyor. 

Yiyecek ekmeği, içecek suyu, aydınlanacak elektriği, yarasını saracak bir çap bezi, ameliyat yapabilecek iğne ve ipliği, yaralılarını tedavi edeceği hastanesi, başını sokacağı güvenli bir alanı ve kaçacak hiçbir yeri olmayan bir halktan bahsediyorum.

375 kilometrekarelik alana iki buçuk milyon insanın hapsedildiği Gazze karadan, havadan ve denizden müteşekkil üç boyutlu cepheden dünyanın en gelişmiş cinayet vasıtalarıyla aralıksız vuruluyor. Artık hepimiz, avuç içi kadar yerde bir atom bombasının gücünü kat kat aşan fiili bir vahşetle ve insanlık dışı uygulamalarla karşı karşıyayız.

Yaşanan vahşeti mazur görme yarışına girerek bu insanlık dışı mezalime maddi-manevi ortak olanlar, hepimizin aklıyla alay edercesine bütün dünyayı kendi hezeyan, halüsinasyon ve kehanetlerine inandırmak istiyorlar. Bunun için ellerinden gelen bütün akıl dışı çabayı harcamaktan geri durmuyorlar. Öyle ki onlara göre;

Yıllardır toprakları elinden çalınarak dış yardımlarla hayata tutunmaya çalışan Gazze’de dünyaya gözlerini açmak için gün sayan çocuklar, sanki ana karnında dokuz aydır İsrail’i yok etme talimi yapıyorlar.

Dünyanın diğer coğrafyalarında kendi yaşıtlarının sahip olduğu hiçbir imkana haiz bulunmadığı için bombardımandan fırsat yakalayıp bebekleriyle oynamak için dışarı çıkan kız çocuklar, sanki ellerinde güdümlü füze taşıyan birinci dereceden terör suçlularıdır.

Bombalardan nefes alır almaz top oynayacak güvenli yer aramak için sokağa fırlayan erkek çocukların her biri, sanki tek başına bir orduyu devirmeye gücü yeten tam donanımlı yenilmez savaşçı Barbar Conan’dır.

Kadın olsun erkek olsun, yaşlı veya genç yaşta bulunsun Gazzeli silahsız sivillerin tamamı, sanki en ağır savaş ekipmanlarıyla donatılmış birer kişilik birer mücahitler ordusudur.

Gazze’deki evlerin hemen hepsi, sanki dünyanın en gelişmiş sanayi tesislerinde maharetle üretilen ağır savaş araç-gereçlerinin, türlü silah ve mühimmatların ana deposudur.

Vakti zamanında oraya vicdanlı eller sponsorluğunda inşa edilmiş hastaneler, sanki savaş esnasında bozulan veya tutukluk yapan ağır makineli silahların, tank, uçak ve helikopterlerin tamir atölyesidir.

Çocukları cehaletin karanlığından kurtarabilmek için inşa edilmiş okullar, sanki çağımızın en azılı teröristlerini yetiştirmenin yanında onları eğitip donatarak cepheye süren birer terör yuvalarıdır.

Giriş çıkışı tutularak üç öğün kuru soğan ile ekmeğe muhtaç bırakılan mahpus insanların ölümü beklemeye memur edildikleri Mülteci kampları ise sanki çağın en güçlü ordusuna bileği bükülmez kahramanlar yetiştiren, yenilmez bir ordunun sahip olması gereken bütün kabiliyetleri bünyesinde barındıran tam donanımlı terör eğitim sahalarıdır.

Bütün bunlar akıl ve ruh sağlığını yitirmiş bir zümrenin hezeyanlarını yansıtmaktan başka nedir?

Zira aklını ve vicdanını kaybetmeyen herkes bilir ki; sivil yerleşimleri vurmak, hastaneleri, okulları bombalamak, mülteci kamplarını yerle bir etmek en hafifinden insanlık dışıdır, caniliktir, soykırımdır ve ağır savaş suçları içermektedir.       

Doğmamış bir çocuğa terörist yaftası vuran böyle bir bakış açısı şüphesiz virüslüdür, hastalıklıdır ve ağır nefret söylemleri içermektedir.

Masumiyet karinesine haiz olan kız ve erkek çocuklardan ürküp onlardan rahatsızlık duyan, onları en ağır silahlarla bombalayan ve gözünü kırpmadan öldüren bir yaklaşım tarzı travmatiktir, patolojiktir, akıl-vicdan yoksunluğudur ve en hafif tabiriyle insana özgü olmayan ağır şiddet unsurları içermektedir.

Elinde silah bulunmayan sivillerin üzerine rast gele ateş etmek, gelişigüzel füze yollamak, gece gündüz bombalamak en hafif tabiriyle korkaklıktır, cinayettir, vampirliktir, barbarlıktır ve ağır yaptırımlar gerektirir.

Üstelik İsrailli yöneticilerin bu hastalıklı bakış açısı yeni ortaya çıkmış bir durum değil, yetmiş yılı aşkın süre içinde tekrarlaya tekrarlaya artık iyice kronikleşmiştir. Bu durum aklın, vicdanın ve bilimin yolundan fersah fersah saparak Batı medeniyetinin sapkın orta çağ kehanetlerine evrilmiştir.  Üstelik bu durum, kendilerini doğurup bütün dünyanın başına bela eden ABD ve İngiltere’nin himayesi altında başta AB ülkeleri olmak üzere Siyonistlere diyet borcu olan sömürgeci toplumlar eliyle ölümcül bulaşıcı bir karakter arz etmektedir. Bu yüzden başta adalet olmak üzere hak, hukuk, vicdan, insanlık onuru, haysiyet, masumiyet, şahsiyet, özgürlük, eşitlik, yaşama-barınma-korunma hakkı ve demokrasi gibi insanlığın bütün kazanımlarını yerle yeksan eden ve toplumların bir arada yaşamaya dair ortak değerlerini sıfırlayan bu bulaşıcı virüse bir an önce dur demek, insanlığın geleceği açısından hayati bir önem arz etmektedir.

Buradan insanlık adına dünyaya düzen vermek üzere kurulmuş bütün kurum, kuruluş ve teşkilatlara acil çağrımdır;

-Bu virüs daha fazla alana yayılmadan bütün imkanlar seferber edilerek derhal durdurulmalıdır.

Ve bunca insani, vicdani vahşete rağmen durum tespitinden başka hiçbir önlem almaya güç yetiremeyen Dünya Sağlık Örgütü’ne acil kodlu ihbarımdır;

-Akıl ve ruh sağlığını kaybetmiş İsrailli yöneticileri derhal karantinaya alın.

Kalın sağlıcakla efendim.

Mürsel GÜNDOĞDU

murselgundogdu@gmail.com   

Yorumlar6

  • Son Osmanlı 6 ay önce Şikayet Et
    Allah-u Teala da Kur'an-ı Kerim'de bunlara dikkat kesilmemizi emretmiyor mu? Hatta hile üstüne hile yapan uslanmaz bir kavim oldukları sık sık zikredilmiyor mu?
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • konuk 6 ay önce Şikayet Et
    Hırs gözlerini bürümüş şizofrenik ve narsist hareketler içindeler, katliam yapmanın başka bir yorumu olamaz
    Cevapla Toplam 9 beğeni
  • Kul insan 6 ay önce Şikayet Et
    Kuduz köpekler vurulması gerek.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Erzincanlı 6 ay önce Şikayet Et
    KÜFÜR TEK MİLLETTİR ASLINDA BU alçaklığa sahip çıkan tüm destek veren devlet adamlarıda insanlığa zarar vermemesi açısından karantinaya alınıp sonrada pisikolojik tedaviden geçirilmelidirler. HALKLARI GERÇEĞİ GÖRÜP AYAKLANMAYA BAŞLADILAR ZATEN.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Bandırmalı 6 ay önce Şikayet Et
    Bakalım Karantinadakiler kabul edecek mi?
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat