‘Dem’lenmenin yan etkileri…

  • GİRİŞ26.12.2023 08:47
  • GÜNCELLEME28.12.2023 13:10

Cuma ve cumartesi günü aldığımız iki acı haberle ciğerimiz yandı…

12 vatan evladı, hain terör örgütü PKK’nın gerçekleştirdiği saldırılar nedeniyle şehadete erişti…

Düzenlenen operasyonlar sonucunda da en az 30 terörist etkisiz hale getirildi, cehenneme gönderildi…

Operasyonlar sürüyor…

Her zaman olduğu gibi şehitlerimizin kanı yerde kalmadı…

PKK’nın finansmanında önemli etkenlerden biri olan petrol kuyuları da ordumuz tarafından imha edildi.  

Aktif bir şekilde mücadele sürüyor…

Kahramanlarımız peygamberimize komşu oldular…

Onların bizim duamıza ihtiyacından daha fazla, bizim şehitlerimizin duasına ihtiyacımız var.

Allah bizi onlara layık eylesin…

Şehitlerimizin yakınlarına sabır diliyorum. Allah yardımcıları olsun…

Böyle zamanlarda olması gereken şey; birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilmesidir.

Aşağılık terör örgütüne, destekçilerine, finansörlerine verilecek en güzel mesaj; “ne yaparsanız yapın bizim birliğimizi, beraberliğimizi bozamayacaksınız” olabilir.

Ama son yıllarda benzer durumlarda gördüğümüz tablo karşımızdaydı…

CHP, tezkerelerde ve hemen hemen her millî konuda olduğu gibi; eski HDP, bugünkü Dem Parti ile aynı safta yer aldı…

Şehitlerimizin haberinin alınması sonrası TBMM’de bütçe görüşmeleri devam ederken İyi Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, ortak bildiri imzalanmasını önerdi.

AK Parti, MHP, İyi Parti ve Saadet Partisi grupları son derece temiz bir dille ve netlikte yazılmış bildiriye imza koydu.

Ancak CHP, Dem Parti’yle birlikte ortak bildiriye imza koymayanlar arasında yerini aldı.

Kamuoyunda oluşan tepkiler sonrasında CHP, PKK’nın ismini geçirmeden bir bildiri yayınlamak zorunda kaldı…

Dünya basını ise bu durumu manşetlerine taşıdı ve Türkiye’de terörle mücadele konusunda siyaseten birlik olunamadığını okuyucularına ve izleyicilerine duyurdu…

Teröre finans, silah gibi her türlü desteği verenler mutlu edildi diyebiliriz…

Bu gelişmeler sonrasında; CHP Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’da şehit cenazesinde yoğun protesto ile karşılaştı…

Ortak bildiriye imza atmayarak milletin değerlerine ortak olmadığınızda ve PKK’ya toz kondurmamak için ismini anamadığınızda milletin tepkisi ile karşılaşırsınız.

Bu çok normal…

Bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı üstelik kendi memleketinde teröre destek olduğu için yuhalanıyor…

Normal şartlarda ülkede millî bir sıkıntı baş gösterdiğinde muhalefet iktidar omuz omuza olur.

Muhalefet sığınılacak alternatif bir liman olarak görülür…

Ancak CHP, uzun süredir yönünü şaşırmış durumda…

Bu tepkilerin sebebini provokasyon olarak değerlendirip altını okuyamazsanız, geçmişte olduğu gibi yine duvara toslarsınız...

Hiçbir güç bir şehit babasına, oğlu tabutun içindeyken “Selahattin Demirtaş’a selam gönderenlere hakkımı helal etmiyorum” dedirtemez…

Bu asla unutulmasın…

Gece kurtla sürüye dalıp, gündüz çobanla yas tutulmaz!

CHP, kendi bildirisinde ve meclisteki grup başkanvekilinin açıklamalarında Millî Savunma Bakanı’nın acilen meclisi bilgilendirmesi gerektiğini, bilgilendirme sonrası imza atabileceklerini bir ön koşul olarak belirtti…

“Şüyuu vukuundan beter” derler ya o türden bir gerekçe…

Yani imza atmama gerekçesi olarak ortaya sunulan sebep, imza atmamasından da zararlı sonuçlar doğurabilir…

Kapalı oturumda, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’in bölgedeki son durum hakkında bilgilendirme yapması, hele ki sıcak çatışmalar devam ederken ve Dem Parti milletvekilleri o meclisteyken ne kadar mantıklı…

“Bölgede kaç asker var? diye soruyor bir de Özgür Bey…

Bence terör örgütünün de en fazla merak ettiği nokta nedir deseniz cevabı bu soru olur…

Süreç neticelendikten sonra benzer bilgilendirmeler defalarca yapıldı. 

Kusura bakmayın ama Dem Parti’nin geçmişte terör elebaşlarıyla fotoğraflar çekilen, “bebek katili Öcalan’a tecrit uygulanıyor” diyerek özgürlük çağrısı yapan milletvekillerinin mecliste yer alması bana göre bir millî güvenlik sorunudur. 

Onlar meclisteyken bu bilgilendirmeler daha fazla şehit vermemize neden olabilir…

Sınır ötesi harekatlar için mecliste oylanan tezkereye de evet dememek için farklı bir bahane bulunmuştu: “Ülkemizde yabancı asker postalı istemiyoruz”

Konunun gerçeği neydi?

2014 ve 2015'te Birleşmiş Milletler'in Güvenlik Konseyi kararına istinaden, Suriye ve Irak'ın kuzeyindeki DEAŞ ve benzeri terör yapılanmalarıyla mücadele için bir koalisyon ihdas edilmişti…

Tezkere 2014 ve 2015'teki BM Güvenlik Konseyi kararına istinaden hazırlanmış ve yabancı askerlerin gelip Türkiye'ye yerleşmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını CHP adı gibi bilmesine rağmen manipülasyon yaparak HDP’nin yanında hizalanmayı sürdürmüştü.

Bugünkü bahaneleri de bunun başka bir örneği…

OPERASYONCULAR İŞ BAŞINDA

Eğer Türkiye içerisinde PKK bir şey yapamıyorsa, içeride şehit vermiyorsak, bomba patlamıyorsa, sebebi sınırlarımızdaki ve sınır ötesindeki askerî varlığımızdır.

“Sınırdan üsleri çek” demek, PKK’ya içeri gir demek. Bu basit mantığı bile bile çarpıtanlar var.

Çok yazık…

Ancak her ne hikmetse, her zaman olduğu gibi “seçim yaklaşınca terör yeniden kendini göstermeye başladı” şeklinde konuşan siyasetçiler, yazılar yazan ‘geçmişte kendi ağzıyla operasyoncu’ olduğunu itiraf eden gazeteciler var. 

Madem konuya seçim odaklı bakıyorsunuz, PR propagandasının direkt veya endirekt olarak bir parçası olduğunuz parti seçim yaklaştığında PKK’dan ve siyasi uzantılarından uzaklaşsa ya…

İktidara malzeme vermese, milletin değerlerinin yanında saf tutsa ya… 

Ama doğru milletin yanında saf tutarsa, milletin değerleriyle aynı kıbleye bakarsa Türkiye’nin yanında olacak öyle değil mi?

Küresel güç odağının, dünya baronlarının karşısında olacak.

O zaman da sizi kim fonlayacak? Öyle değil mi?

Neden şehitler o kerpiç ya da sıvasız evlerden diye soruyorlar…

O kerpiç evlerdeki vatan sevgisi, acaba patronlarından dolarla maaşlar almış sizin gibi rezidanslarda, lüks villalarda yaşayanlarda neden yok acaba?

Sen o rezidansında ya da lüks villanda can korkusu yaşamadan onların savaştığı gücün kuyusuna su taşırken şehit oluyor ulan! onlar…

Sen sıcak odalarından milletin içine fitne sokmak için yazılar yazabiliyorsan, videolar çekebiliyorsan, terör nedeniyle kendin ve yakınların adına can korkusu taşımıyorsan bu çocukların sayesinde…

Son söz:

CHP ve destekçilerinin, AK Parti ile yan yana durmamak için gösterdiği özeni PKK ile yan yana durmamak için göstermediği net biçimde ortada... 

Unutmadan; ortak bildiri önerisini AK Parti değil, İyi Parti yapmıştı…

Yorumlar15

  • Feridun 4 ay önce Şikayet Et
    Teşekkürler
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Orhan 4 ay önce Şikayet Et
    DEM arapçada kan demek
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Murat Han 4 ay önce Şikayet Et
    "Gece kurtla sürüye dalıp, gündüz çobanla yas tutmak" lafı cuk diye oturmuş. Malesef ana muhalefet partisinin bu günkü durumu bu. Bunu Türk milleti asla unutmayacak.
    Cevapla Toplam 9 beğeni
  • bülent duman 4 ay önce Şikayet Et
    allah razı olsun.oy verenler de inşallah görür
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • Doğrucu Davut 4 ay önce Şikayet Et
    Dem midir dam mıdır her me ise alfabede harf kalmadı kullanmadıkları. Hayır kullansınlarda güzelim harfleri de kirletiyorlar.
    Cevapla Toplam 10 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat