Tek suçlu “tişört” mü?

  • GİRİŞ01.01.2024 08:55
  • GÜNCELLEME02.01.2024 09:08

Tişört, 1900’lü yıllarda Amerikan askerleri kazaklarının altına “içlik” olarak giysin ve “göğüs kılları görünmesin” diye tasarlandı.

Dışarıdan görüleceği varsayılmadığı için sade ve gösterişsizdi.

Marlon Brando ve James Dean gibi “Hollywood Starları” tarafından filmlerde kıyafet olarak kullanılana kadar Amerikan ordusunda “iç çamaşırı” vazifesi gördü.

Beyaz perdede görülmeleriyle birlikte bir anda popüler olan ve sadeliğini koruyan tişörtler, 1948 yılında renklendi.

Üzerine yapılan baskılarla, deyim yerindeyse “konuşmaya başlayan” tişörtler, 1950’den sonra tüm dünyaya yayıldı.

Böylece her yaştan ve cinsiyetten insanların severek giydiği bir kıyafet haline geldi.

Kimilerinin propaganda aracı olarak kullandığı tişörtler sonradan “seçim kampanyaları”nın vazgeçilmezlerinden oldu.

1982 Anayasası ile getirilen siyasi yasakların kaldırılması için yapılan referamduma karşı çıkan ANAP'lı Güneş Taner, üzerinde "No no no, well maybe" (Hayır hayır, hayır, belki olabilir) yazılı turuncu renkli tişörtüyle Türkiye'yi gezdi.

Rahmetli Turgut Özal'ın askeri birlikleri tişörtle teftiş etmesi…

Aydın Doğan’ın ise dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ı tişörtle karşılaması çokça konuşuldu.

1997 yılında ise tişört, Türkiye ile İran’ın arasında az daha diplomatik krize yol açıyordu.

Dönemin İran cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin basın toplantısı için bir gece önce kamerasını bırakmak maksadıyla Cumhurbaşkanlığı sarayına giden Anadolu Ajansı muhabiri Sami Oğuz, sırf “kısa kollu tişört” giydiği gerekçesiyle içeriye alınmadı.

İran o dönem bahane olarak “tesettüre riayet etmenin erkekler üzerine vazife” olduğundan dem vururken…

2018’de, bu kez dönemin İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Dünya Kupası’nda Fas ile karşılaşan İran milli futbol takımının müsabakasını evinde, üzerinde Farsça “12inci oyuncu” yazılı kısa kollu tişörtle izlemekte sakınca görmedi.

Tişörtün “suç aleti” sayılması ise 2000’li yılların sonrasına denk geliyor.

11 Eylül 2001’de, Amerika’daki “İkiz kulelere” yönelik saldırıların ardından bir anda moda haline gelen Usame Bin Ladin baskılı tişörtlerden giyen bazı Amerikalılar bu yüzden tutuklandı…

Türkiye’de ise 16-22 yaş arası gençler giydikleri “Tek ümmet” yazılı tişörtler nedeniyle  gözaltına alındı.

Tabii 90’lı yıllarda, gençlerin üzerinde “şeytani motifler” olan tişörtleri giymeleri ve bu tür tişörtleri giyen bir takım gençlerin kedileri ve arkadaşlarını kurban ederek “satanist” ayinler düzenlemeleri de aileleri oldukça tedirgin etmişti.

17-25 Aralık’tan sonra FETÖ’cülere yönelik gözaltılar başladığında “sı-fır” yazılı tişört giyen haşhaşiler akıllarınca hükümete operasyon çekmeye kalkıştı.

15 Temmuz 2016’daki hain kalkışmada, Başkan Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen darbeciler arasında yer alan FETÖ'cü hain Gökhan Güçlü'nün giydiği ve önünde “kahraman” anlamına gelen 'Hero' yazılı tişörtü de unutmamak lazım…

Verilmek istenen mesaj bugün dahi tam olarak çözülmemiş olsa da kimileri HERO’nun açılımını “Hoca Efendi Razı Olsun” şeklinde yapmıştı.

Evet!

Gördüğünüz gibi…

Pamuklu olması hasebiyle “ter çeksin, sıcak tutsun” diye icat edilen tişörtler, zamanla operasyon aracı halini almış…

Örneğin, Enis Berberoğlu’nun “casusluk”tan tutuklanmasını bahane ederek Ankara’dan İstanbul’a yürüyen Kemal Kılıçdaroğlu, mahut eylemde “adalet” yazılı tişörtler giymişti.

Kılıçdaroğlu’na isyan bayrağını açan CHP’li Bolu Belediye Başkanı Özcan ise Ankara’ya gitmek için "değişim" tişörtü ile yola çıktı.

Hele 2008 yılında…

“Bayram” nedeniyle gittiği memleketi Antalya’da, üzerinde NBA takımı Dallas Maverick’in isminin yazılı olduğu tişörtü giyen dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın başına gelene ne demeli?

Deniz Bey’in tişörtünde adı yazan Dallas Mavericks’in, Amerikan Basketbol Ligi “NBA”in en zengin kulüplerinden biri olduğu halde Baykal, CHP’nin başında durduğu süre boyunca hiç şampiyonluk kazanamadı.

Baykal ne zaman koltuğu Kılıçdaroğlu’na bıraktı, ertesi yıl, yani 2011’de Dallas Mavericks hayatının ilk şampiyonluğunu kazandı.

Yine Baykal’ın tıpkı bir dönem Türkiye’yi de kasıp kavuran “Dallas” adlı dizideki entrikalara benzer bir şekilde koltuğunu Kılıçdaroğlu’na devretmesi, akıllara “tişörtün laneti mi?” sorusunu getirmişti.

“Kılıçdaroğlu” ve “tişört” denildiğinde ise akıllara Kemal Bey’in 8 Ağustos 2017’de, Alman “Focus dergisi”ne verdiği röportaj geliyor.

Kılıçdaroğlu, “Almanların yüzde 90'ı şu sıralar Türkiye'ye seyahat etmek istemiyor çünkü mesela yanlış bir tişört yüzünden tutuklanmaktan korkuyorlar. Bu korkuyu duymakta haklılar mı?” şeklindeki rezil soruya, “Ne yazık ki böyle bir ortamın gerçekten mevcut olduğunu tespit etmek durumundayım” diye cevap vermişti.

Üstelik Kılıçdaroğlu bu cevabı verirken,  CHP milletvekili Mahmut Tanal Meclis’te soyduğu bir partili kadının mesaj dolu tişörtünü üzerine geçirerek zavallı kadını kameralar karşısında iç çamaşırlarıyla öylece bırakmakta sakınca görmemişti.

Yine CHP’li vekiller, Meclis Güvenlik Yönetmeliği'nin 7. Maddesine (Herhangi bir siyasi parti, spor klübü veya herhangi bir kuruluşun tanıtım ve propagandası bulunan araç ve kişilerin Meclis yerleşkesine girmesi yasaktır) muhalefet eden Cafer Darı adlı bir CHP'linin Meclis'e Atatürk tişörtü ile alınmaması üzerine, "Mustafa Kemal Meclis'e alınmıyor" provokasyonuna imza atmıştı.

CHP'li kadın milletvekilleri de bu duruma tepki göstermek içim Meclis'e, üzerinde 'Ne mutlu Türk'üm diyene', '1881-1938 sonsuza dek' yazan ve Mustafa Kemal Atatürk'ün kalpaklı fotoğrafı basılan tişörtlerle gelerek tepkilerini göstermişti.

Fatih Altaylı gibi CHP’ye göbekten bağlı yazarlar ise;

“A be dangalak, Atatürk siyasi sembol mü? Atatürk sembol ama siyasi değil, milli...

Meclis’e Türk bayrağı sokmamak ne ise Atatürk fotoğrafı sokmamak da aynı anlama gelir.” şeklinde yazılar yazarak, baskılı tişört yüzünden milli iradeye parmak sallamıştı.

Daha düne kadar Fenerium mağazalarında, “Her şey çok güzel olacak” yazılı tişört satılmasını isteyen aynı kafa şimdi, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'daki Süper Kupa finali maçında Galatasaray ve Fenerbahçeli futbolculara giydirmek istedikleri Atatürk tişörtleri üzerinden milli iradeye operasyon çekmeye çalışırken suçüstü oldu.

Dolayısıyla 5 kuruş para için içine düştükleri bu acınası halin faturasını tam olarak kime keseceklerini bilmiyorlar.

Sanırım yakında suçu tişörtü icat eden Amerikalılara atıp bu rezil durumdan sıyrılmaya çalışacaklar.

Yoksa başka türlü bu rezaletin altından kalkamazlar!

 

 

Yorumlar23

  • Hakan er 4 ay önce Şikayet Et
    Sayın köşe yazarı istifa eden yok Federasyon başkanı da spor bakanida görevinde bunlarında yassaydin ya ah güzelim ülkem ah
    Cevapla
  • Millet 4 ay önce Şikayet Et
    Bizim Gazze’ye girme vaktimiz gelmiştir hem asayiş hem de insani yardım adı altında. Bu Müslümanların ve soykırıma karşı gelenlerin isteğidir. Devletimiz sizlerin etkisiyle bu mevzuyu deklare etmelidir.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Ordulu 4 ay önce Şikayet Et
    Çözüm istifa ve bu kupayı bu yıl oynamamak ayrıca yapanın yanına kar kalmamasi lazım soruşturma açılmalı
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • HIDIR BUDUR 4 ay önce Şikayet Et
    Halkın oyu ile seçilmiş cumhurbaşkanı yanında "elleri cepte ergen öğrenci" gibi dolaşıp, futbolu devamlı siyasete yön vermede kullananlar, Atatürk'ümüzün sözünü 15 temmuzda gibi "YURTTA SULH CİHANDA SULH" diyerek çarpıtıp devletin tekerine çomak sokmayı adet edinenlerrr..!! Nasrettin Hoca nın "BU TURŞUYU KİM SATACAK" fıkrasından artık ders almalı.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • kara göz 4 ay önce Şikayet Et
    suçlulara devletimizin en sert şekilde gereğini yapmasını bekliyorum yoksa yapanın yanına kar kalıyor
    Cevapla Toplam 7 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat