Seçim bitti, ufukta huzur görünmüyor

  • GİRİŞ11.02.2024 08:25
  • GÜNCELLEME28.02.2024 08:18

Pakistan'da Ulusal Meclis ve eyalet meclisleri için 8 Şubat'ta düzenlenen seçimleri, eski Başbakan İmran Han'ın partisi Pakistan Adalet Hareketi (PTI) destekli bağımsız milletvekilleri birinci, eski Başbakan Navaz Şerif'in liderliğini yaptığı Pakistan Müslüman Ligi-Navaz (PML-N) ikinci, Bilaval Butto Zerdari'nin liderliğini yaptığı Pakistan Halk Partisi (PPP) ise üçüncü sırada tamamladı.

Pakistan Seçim Komisyonu, PTI destekli bağımsız milletvekillerinin 101, PML-N'nin 75 ve PPP'nin ise 55 sandalye kazandığını açıkladı. Yani hiçbir parti, 266 sandalyeli Meclis'te salt çoğunluğunu yakalayamadı.

Seçim kampanyası sürecinde İmran Han'ın partisi Pakistan Tahriki-İnsaf'ın (PTI) mitingleri ve adaylıkları engellenmiş, parti seçimlere bağımsız adaylarla katılmıştı.

İmran Han'ın partisi PTI, 154 sandalye kazandığını belirterek, Seçim Komisyonu'nun manipülasyon ve hile yaptığını iddia etti. PTI destekçileri de eyaletlerde sokaklara inerek bu durumu protesto etti.

PAKİSTAN'DA SİYASETE ORDU YÖN VERİYOR

Pakistan'da siyasete yön veren organ ordudur. Ordu ne isterse o olur. Bugün hapiste olan İmran Han da 2018 yılında ordunun desteğiyle Başbakan olmuştu.

Ağustos 2018'den, parlamentoda güven oylamasını kaybettiği Nisan 2022'ye kadar Pakistan'ın başbakanlık koltuğunda oturan 71 yaşındaki İmran Han, yine ordu eliyle görevden üstü kapalı el çektirilmişti.

Bugün cezaevinde ve yargılandığı 3 farklı davada seçime 1 hafta kala hapis cezasına çarptırılmıştı.

Han, 30 Ocak'ta devlet sırlarını ifşa etmekten yargılandığı davada 10 yıl hapse mahkum edilmiş, 31 Ocak'ta ise başbakanlığı döneminde aldığı hediyelerin ayrıntılarını açıklamadığı ve hediyeleri sattığı gerekçesiyle yargılandığı yolsuzluk davasında eşi Büşra Han ile 14'er yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Han ve eşi ayrıca yasa dışı evlilik yaptıkları gerekçesiyle yargılandıkları davada 3 Şubat'ta 7'şer yıl hapse mahkum edilmişti.

Bugün PTI, hükümeti kurmak için yetki istese de Pakistan ordusu Şerif ve Butto ailelerinin koalisyon hükümetini kurmasını istiyor. Açıklamalar bu yönde.

Bu sebepten ötürü Pakistan'ın en güçlü siyasi hanedanlarından, eski Başbakan Navaz Şerif'in lideri olduğu PML-N'nin ve eski Başbakan Benazir Butto'nun oğlu Bilavel Butto Zerdari'nin lideri olduğu PPP'nin, koalisyon için anlaştığı ifade ediliyor. Bu iki parti, Ulusal Meclis'te 17 sandalye kazanan Birleşik Halk Hareketi Partisi (MQM-P) ile de temas halinde. Küçük partilerden de destek alması durumunda PML-N ve PPP öncülüğünde bir koalisyonun kurulması olası görünüyor.

Bu kutuplaşma tablosunun, Pakistan'da yeni gerginliklere sebep olmasından endişe ediliyor.

İmran Han'ın partisi PTI'nin mevcut Genel Başkanı Gohar Ali Khan da ordunun siyasete yön vermesini eleştirerek, halkın iradesinin yok sayıldığını söylüyor.

Navaz Şerif, İmran Han, Bilavel Butto Zerdari

PAKİSTAN İSTİKRARA KAVUŞMALI

250 milyon nüfuslu Pakistan'ın böyle siyasi kavgalarla oyalanması, sadece kendileri için değil kanaatimce İslam alemi için de faydalı değil.

Türkiye ile Pakistan, iktidarda kim olursa olsun her zaman ileri düzeyde ilişkiler sağladı; kardeşlik bağları kurdu.

Bugün Müslüman coğrafyaların içinde bulunduğu durum ortada. Türkiye dışında güçlü kalan, sözünü geçiren ülke neredeyse yok. Pakistan nükleer bir aktör ve evet ordusu çok güçlü. Ama siyasi istikrar hiç yok. Sadece İslam değil kendi coğrafyasına da egemen olmalı Pakistan. Hindistan'la yaşadığı gerilimler (başta Keşmir sorunu) ortada; aynı şekilde İran'la da. Komşusu Afganistan'ın istikrarsızlığı ve topraklarında bu iç dengesizlikten kaynaklı terör sorunu hala devam ediyor.

Pakistan aynı zamanda ekonomik olarak da zor durumda olan bir ülke. İktidar ve ordu yetkililerin durumu iyi ama halkın refah seviyesi çok düşük. Enflasyon yüzde 30'lara dayanmış durumda. Bu ilk bakışta nispeten yüksek bir oran değilmiş gibi görünse de enflasyon yüzde 5 iken bile alım gücü olmayan halk için çok ama çok yüksek. Batılı analistler, Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) koşullu alınan 3 milyar dolarlık kurtarma paketinin geçici bir önlem olduğunu söylüyorlar. Durum bu kadar ciddi.

Ordunun siyasetin merkezinde olduğu, koalisyonları, hükümetleri belirlediği bir ortamda Pakistan siyaseti ne kadar istikrara kavuşur ve geleceğe iyimser bir adım atar bilemiyorum ama bunun bir an önce olması ve on yıllardır süren siyasi karmaşanın, istikrarsızlığın bitmesi gerektiği aşikar.

PEKİ KAZANANI NELER BEKLİYOR?

Son olarak bir de güncel duruma bakalım. Söz konusu seçim, Pakistan'ın, İsrail-Hamas ve Rusya-Ukrayna savaşlarının sürdüğü bir dönemde komşuları ve bölgesel güçlerle ilişkilerinin sınandığı bir dönemde yapıldı.

Pakistan'ın saldırılarda artış yaşaması nedeniyle komşu Afganistan'la ilişkileri, mülteci sorunu, sınır anlaşmazlığı ve Kabil'in Pakistan Talibanı'na müdahale etmemesi nedeniyle gerilemiş durumda.

Ocak ayında komşu İran'la karşılıklı yapılan misilleme füze saldırıları, Tahran'la da tansiyonu yükseltti.

Hindistan'ın Ağustos 2019'da Cemmu ve Keşmir'in özel statüsünü kaldırmasından bu yana Pakistan'ın Hindistan'la ilişkileri de donma noktasına geldi.

Çin'in Güney Asya'daki nüfuzunu kontrol altına almayı amaçlayan Hindistan'ın ABD'ye yakınlığı, İslamabad'ı Pekin'e yaklaştırdı. Çin, her koşulda dostu olarak gördüğü Pakistan'daki Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) projelerine milyonlarca dolar yatırım yaptı. Seçimler öncesinde Pakistan da Çin'den 2 milyar dolarlık kredinin devredilmesini talep etti.

Ancak mevcut jeopolitik senaryoda Pakistan; ABD'nin Kabil'den ayrılması, İmran Han'ın devrilmesinde ABD'nin parmağı olduğu ve ABD'nin yalanladığı iddialar nedeniyle stratejik ilişkilerinde gerileme yaşadığı Washington'la da ilişkilerini yeniden tanımlamak zorunda. Çünkü Pakistan, ekonomisi ağır haldeyken yeni bir IMF programı için ABD'nin desteğine de ihtiyacı var.

Pakistan aynı zamanda Afganistan'daki duruma ilişkin endişelerini paylaşan ve indirimli ham petrol sağlayan Rusya ile de bağlarını güçlendiriyor.

Pakistan'da koalisyonu kim kurarsa kursun, önünde uzun bir yapılacaklar listesi olduğu kesin.

UFAK BİR NOT

Aslında Pakistan Ulusal Meclisi'nde 336 sandalye bulunuyor. Ulusal Meclis'teki 336 sandalyeden 60'ı kadınlara, 10'u ise dini azınlıklara ayrılmış durumda. Bu, sadece 266 sandalye için milletvekillerinin yarıştığı anlamına geliyor. Bu 70 sandalye de oyların yüzde 5'inden fazlasını alan partiler arasında nispi temsil yoluyla paylaştırılıyor. Söz konusu 70 sandalye için milletvekilleri aday olmuyor.

Söz konusu 70 sandalyenin siyasi partiler arasında paylaştırılması, bir sonraki hükümetin başbakanın kim olacağı konusunda önemli bir rol oynayacak. Her ne kadar seçimleri diğer partilerin önünde tamamlasa da PTI, seçimlere bağımsız milletvekilleriyle girdiği için bu 70 sandalyeden faydalanamıyor.

Sağlıcakla kalın.

Yorumlar6

  • Feryat 2 ay önce Şikayet Et
    Rabbim tez zamanda İslam aleminin ede insanlığın mukadderatiyla alakalı bir sonuç Nasip etsin.
    Cevapla Toplam 16 beğeni
  • Hasan Çağrı 2 ay önce Şikayet Et
    amerikanın parmağının olduğu yerlerde huzur olmaz.kaos,kargaşa ve karışıklık olur.
    Cevapla Toplam 26 beğeni
  • mustafa 2 ay önce Şikayet Et
    bu dünyada islam ülkelerine huzur yok anlaşılan
    Cevapla Toplam 19 beğeni
  • Dadaş 2 ay önce Şikayet Et
    Osmanlı gitti huzur bitti kardeşim. Osmanlı dönerse hem ülkemiz hem de müslüman ülkeler huzur içinde olacaklar.
    Toplam 8 beğeni
  • Gürsu 2 ay önce Şikayet Et
    Koskoca pakistanda 264 milletvekili var bizde 600 ne işe yarıyorlarsa
    Cevapla Toplam 25 beğeni
  • Abd 2 ay önce Şikayet Et
    nüfusa değil ticari duruma bakacaksın.
    Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat