İstismar ve Şiddetin Önlenmesinde Bilim, Medya, İletişim ve Toplum

  • GİRİŞ19.04.2024 07:59
  • GÜNCELLEME22.04.2024 08:58

İstismar ve şiddet olayları bizleri hayretler içinde bırakan bir çeşitlilikle Türkiye'nin önemli gündem maddelerinden biri olmayı sürdürecek gibi görünüyor. Bu yapısal sorunun dehşetli görünümüyle hemen her gün değişik medya ortamlarında karşılaşmakta, değişik formlarda ortaya çıkan olayları, derin üzüntüyle hatta acıyla karşılamaktayız. Başta Adalet ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlıkları olmak üzere yetkililerin çözüm arayışlarını ve/veya çabalarını da bu nedenle büyük bir titizlikle değerlendirme eğilimindeyiz. Ancak konunun hassasiyeti, onu tüm bağıntılı noktalarıyla daha kapsamlı ve yapısal bir şekilde ele almayı zorunlu kılıyor.

İstismar ve şiddetin çeşitli nedenlerle ortaya çıkan en temel toplumsal sorunlardan biri olduğunda şüphe yok. Bu tür sorunlar; temelde eğitim, aile, medya, ekonomik şartlar, dogmatik inançlar ve diğer kültürel ve sosyal problemlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmakta. Gerek fiziksel, gerek yaygın kullanılan iletişim araçlarıyla teknolojik ve gerekse de çeşitli davranış biçimleriyle psikolojik yönelimli bir sorun olarak somutlaşmaktalar. İstismar ve şiddetin önlenememesinin birçok nedeni var. Bu durum bazen istismar ve şiddetin gerek bizzat ona maruz kalanlar gerekse de bunlara şahit olan toplum kesimleri tarafından normalleştirilmesi, içselleştirilmesi ve doğallaştırılması olarak; bazen de değişmekte olan toplum yapısının yeterince analiz edilememesinin çözüm arayışlarını zayıflatması olarak belirginleşiyor. Biz ne dersek diyelim medyaya olan yansımaları, bu vahim tablonun daha ciddiyetle ele alınmasını gerektiriyor.

Sağlıklı bir toplum yapısının önündeki en temel sorunlardan biri olarak karşımıza çıkan bu tablo, hiç şüphesiz öncelikle kamu kurumlarına önemli sorumluluklar yüklüyor. Kamu kurumlarının konuyla ilgili sorumluluklarını gereği gibi yerine getirebilmeleri de birçok faktör yanında bilimsel bilgi, etkin iletişim ve toplumsal desteğe gereksinim duyuyor.

İstismar ve Şiddetin Önlenmesinde Bilim ve Eğitim

İstismar ve şiddetin önlenmesinin, öncelikle hem bilimsel bilgiye hem de bu bilginin politikalara ve eğitimlere yansıtılmasına ihtiyacı var. Soruna ilişkin bilimsel ve yönetimsel bilgi toplayarak program ve uygulamaların geliştirilmesine katkı sağlayan girişimler, son derece sınırlı. Bu nedenle öncelik, sağlıklı verilere erişim olanaklarını yeniden gözden geçirmeye verilmeli. Örneğin Yükseköğretim Kurulu, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın ortak protokolüyle kişilik haklarını korumak kaydıyla suç ve suçluya ilişkin birikmiş verilere, araştırma üniversitelerinin ve ilgili bilim insanlarının erişimi kolaylaştırılmalı ve konuyla ilgili araştırma motivasyonları güçlendirilmeli. Bu durum, birlikte yürüttüğümüz sempozyum ve proje çalışmalarında Prof. Dr. Çağlar Özdemir hocamızın sıklıkla vurguladığı üzere, istismar ve şiddetle mücadele politikalarına katkı sağlayacak önemli bir veri zenginliği açığa çıkaracak ve:

(1) İstismar ve şiddet eğilimlerini ortaya çıkaran etkenlerin sağlıklı bir şekilde belirlenebilmesi,

(2) Suç ve suçlulukla ilgili uzmanlaşmanın ve bunun yeni gerekliliklere göre çeşitlenmesinin sağlanabilmesi,

(3) Mağdur çocuk ve ailelere yönelik koruyucu ve destekleyici faaliyetlerin yapılandırılması ve geliştirilebilmesi,

(4) İstismar ve şiddetle mücadele eden grupların mesleki formasyonlarının güçlendirilmesi,

(5) Yasal düzenlemeler için güçlü ve sağlıklı bir arka plan oluşturulabilmesi,

(6) Nihayetinde istismar ve şiddetle mücadelede devlet politikasının şekillendirilmesi açısından büyük önem taşıyacaktır.

Konuyla ilgili akademik birikimin artması; millî eğitim müfredatına koruyucu bilinç ve davranış gelişimini sağlayacak içeriklerin eklenmesine zengin seçenekler sunacak, ilgili meslek gruplarına yönelik eğitim programları için güçlü bir arka plan oluşturacaktır. Bu konuların sağlıklı bir şekilde tespitinde bilgi, beceri ve farkındalıkları arttırılması gereken grupların başında öğretmenlerimiz geliyor. Öğretmenlerimizin farkındalığı sayesinde ortaya çıkarılan pek çok istismar ve şiddet vakası bulunmakta. Öğretmenlerimizin katkıları, alan profesyonellerinin lisans müfredatının bu tür becerileri içerecek şekilde geliştirilmesinin veya güncellenmesinin sağlayacağı istisnai katkıları açık bir biçimde ortaya koyuyor.

İstismar ve Şiddetin Önlenmesinde Medya, İletişim ve Toplum

İstismar ve şiddet olaylarına ilişkin haberlerin hassasiyetle verilmesi gerektiği medya ve iletişim dünyasının önemli tartışma konularından biri. Konuyla ilgili haberleri mutfak işleminden geçirirken nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda çok sayıda uzman görüşü bulunmakta. Bununla birlikte hala tatmin edici bir mesafe almaktan uzak olduğumuzu belirtmek gerekir. Çoğu zaman kendimizi farkındalık ve duyarlılık geliştirmeye dönük bir amaçla; acımasız dünya sendromu, teşhir, nesneleştirme ve sıradanlaştırma arasında bocalarken bulabiliyoruz. Medyanın, görevleriyle sorumluluklarının uyumlaştırılması gereken alanların başında, istismar ve şiddet olaylarının geldiğini ifade etmek iddialı bir söylem olmayacaktır. Medya kuruluşları, meslek örgütleri, ağırlıklı olarak medya yöneticileri, bu konuda üniversitelerin düşünsel birikiminden yararlanmayı önemsemeli.

Geleneksel medya yanında yeni medya reaksiyonları da gün geçtikçe ilave bir sorun alanı olarak belirginleşiyor. Bir görüntü veya imajın sosyal medya ve /veya ağlar aracılığıyla kısa sürede çok sayıda kişiye ulaşabilmesi arama-kurtarma çabalarını güçlendirirken, kitlesel duygulanımı arttırmakta. Yoğun kitlesel duygulanıma yola açan haber ve bilgi dolaşımı, insanların gözünde kimi zaman kesin bir bilgi sahibi olmadıkları bir olayla ilgili vahşet örüntüleri oluşturabilmekte. Geleneksel ve yeni medyanın bu tür eylemleri, yeni sorunlara kapı aralamakta, örneğin kültürel deneyimlerle sapkın olaylar arasındaki çizgiyi silikleştirmekte.

İstismar ve şiddetin medya boyutunu yalnızca haberlerin diline indirgemek ne kadar doğru olur bilmiyorum. İnternetin, sosyal medya ve ağların sunduğu her şeye zahmetsizce erişme kolaylığının, dijital içerik çöplüğünün, televizyonlardaki evlilik programlarının, gündüz kuşağı setlerinin, 3. sayfa haberciliğinin, ne ararsan bulunur derde devadan gayrı-tv dizilerinin; kırsalın veya ücra köşelerin yalıtılmış mekânlarında seyreden hayatlara, eğitim düzeyi orta ve düşük seviyedeki insanımızın gündelik yaşamına etkilerini, kaç ailenin bu nedenle perişan olduğunu, insan tahmin etmekte zorlanıyor.

Evet, etkin iletişim, toplum desteğinin elde edilebilmesi açısından da son derece önemli. Bu konuda farkındalık yanında bilgi akışını sonuçlandıracak duyarlılığın geliştirilmesini sağlama çabaları da dikkate değer bulunmalı. Zira bu tür olayların öncelikle önlenmesi, bunun mümkün olamadığı durumlarda şüphelilerin belirlenmesi ve yakalanması için toplumun bilgi sunarak destek vermesi hayati önem taşımakta. Bu desteği alabilmek, her şeyden önce, vatandaşlar ile ilgili kurumlar arasında yoğun ve destekleyici bir iletişimi gerektirmekte. Diğerlerine nazaran toplumla daha iç içe görev yapan meslek profesyonellerinin bu minvalde özellikle Toplum Polislerinin bilinç ve farkındalık düzeylerinin arttırılması önemli katkılar sağlayabilir. Esasında Toplum Polisliği veya Toplum Destekli Polislik modelinin, etkin ve destekleyici iletişim ekseninde yeniden yapılandırılıp meslekî profili güçlendirilirse pek çok sorunun önlenmesinde ve/veya tespitinde önemli mesafe almak mümkün olabilir. Zira istismar ve şiddet olayları uzayda değil toplumumuzun içinde gerçekleşiyor. Yetişkinlerin 21. yüzyıl toplum yapısından kaynaklanan zorluklara yönelik olarak kendilerini, ailelerini, toplumlarını ve yönetimlerini nasıl destekleyeceklerine ilişkin bilişsel ve davranışsal kapasitelerini güçlendirmekle, yani güvenli toplum ve güvenli gelecek için aktif vatandaşlık bilincini geliştirmeye dönük yenilikçi ve ilgi çekici uygulamalarla işe başlanılabilir.

Sağlıcakla Kalın,

Prof. Dr. Hakan Aydın / Haber7

Erciyes Üniversitesi

X: @mediadjournal

Yorumlar4

  • Ali 1 hafta önce Şikayet Et
    Tespitler ve yol gösterici açıklaması gerçek net bir şekilde ortaya koyulan bir yazı olmuş teşekkür ediyorum sosyal medyada şiddet ve teşhirciliğe kısıtlama getirilirse bir nebze düzelir haberlerde cinayet,tecavüz konuları gösterilmesini doğru bulmuyorum.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • İbrahim Karadeniz 1 hafta önce Şikayet Et
    istifade ettğiğim çok değerli tespitler. Teşekkürler
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • cahit 1 hafta önce Şikayet Et
    İstismar ve Şiddet medyayla yaygınlaştırıldı medyayla önlenir sosyal medyada cinsel içerikli ahlaksızlık yayınları yasaklansın şiddet içeren filimler yasaklansın azalır
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • İsm 1 hafta önce Şikayet Et
    Yine kapsamlı ve yol gösterici bir yazı tebrikler...
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat