Raşit Küçük Hoca İle Hayat Hikayesini Konuştuk - 16
- GİRİŞ04.05.2025 09:09
- GÜNCELLEME04.05.2025 09:12
Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli ilim insanlarımızdan Prof. Dr. Raşit Küçük Hoca, Hadis konusu başta olmak üzere çok yönlü bir alim olarak birçok alana damgasını vurmuş, mebzul miktarda insan yetiştirmiştir.
Bugün ülkemizi yöneten en üst düzeydeki şahısların gerek yetişmesinde, gerekse onlara danışmanlık yaparak yönetme başarılarında önemli pay sahibidir. Hocanın hayat hikayesine dair kendisi ile yaptığımız konuşmalarımızı yani hayat hikayesini burada her pazar sizlerle paylaşmaya çalışacağız.
Hoca ile yaptığımız bu konuşmalarımızı, “Raşit Küçük, Hatırımda Kalanlar” adı ile Hayat Yayınları kitap olarak yayımladı.
Yine bu fakir kardeşiniz Hoca’nın panel, makale ve bilimsel yazılarını toparlamaya çalıştım, o da Hayat Yayınlarından kitap olarak çıktı.
İnşallah bu vesile ile kitaplar gündeme gelir ve umuyor, diliyoruz ki, Hocamızın; Türkiye’nin en ücra köylerinden birinden başlayan, başarılarla dolu hayat hikayesi genç nesillerimize yol gösterici olsun.
EY GENÇLER DOĞRULUN AYAĞA KALKIN DEDİK AMA….
FK: Demek ki, rahmetlinin vekillikle falan gözü yokmuş, o, tamamen samimi olarak memleketin iyiliği için, belki orada bir hayrım dokunur mu, diye meclise girmiş.
RK: Osman Ağabey çok değerli, çok iyi niyetli bir insandı. Onun en çok sevdiği insanlardan biri Süleyman Arif Emre’dir. “İnsanoğlu insandır o” derdi, çok severdi.
Serdengeçti’nin hayatını yazanlar da oldu. Akseki Yarpuz Köyü’nden biri yazdı. Hüseyin Üzmez’den bahsedilince, Osman Ağabey derdi ki, “Soyadı Üzmez de, beni çok üzdü o” derdi. Ayrıca, Hüseyin Üzmez için Üstadın da Malatya olayından dolayı, şöyle dediğini işitmişimdir: “ biz dedik ki, ‘ey gençler, doğrulun ayağa kalkın, bir adam kalktı, o da amuda kalktı”, demiş.
Osman ağabeyin çok enteresan hatıraları vardır. Ahmet Özel de anlatmıştı bu hatırasını. Bir gün İsmet Özel’i Antalya’dan Akseki’ye götürmüş Osman Ağabeyle tanıştırmak için, o sırada da hastaymış. Götürünce Ahmet Özel taktim etmiş “İsmet Özel” deyince, sen de mi İsmetsin?” İsmetlerden çekiyoruz biz ne çekiyorsak”, demiş. Tabii ki, bu arada hem İnönüyü kastediyor, hem de hanımının adı İsmet..!
ÜSTAD SEN KAYBOLSAN BİR AY HAFRIYAT YAPSALAR BULAMAZLAR
FK: Hocam ne kadar zekice ve bir o kadar da nazikçe espriler bunlar.
Bu latifeler ve espriler iki değerli insanın ayrıca birbirleriyle olan samimi ve seviyeli ilişkileri de gösteriyor.
RK: Tabi çok zekice ve seviyeli, dediğiniz gibi.
Bizim orada Şahap diye bir köy var, içinden okumuşu fazla çıkmayan bir köy ama bir hâkim çıkmış o köyden. O hâkim 12 Eylül’de, Osman ağabeyi çağırmış, demiş ki “Sizin eserinizde suç var.” O da cevap vermiş “Senin, benim eserimi okuyup anlayacak kabiliyetin var mı?” demiş. İşte “Bir yerinde suç var.” “Benim eserimin her yerinde suç var, senin kabiliyetin yok onları anlayacak” demiş.
Osman Ağabeyi o yaşta, hasta haliyle bile hapse atmak istiyorlardı.
Yine bir gün rahmetli Necip Fazıl, Osman ağabeye Erenköy’de oturduğu evini gezdirmiş.
Ben bir kaç defa gittim tabi oraya. Çok odalı, iki katlı bir yer. “Osman bak burada sen kaybolsan seni bir hafta arasalar bulamazlar, böyle bir yerde oturuyorum ben” demiş. O da cevap olarak: “Üstat burası ne ki, bizim Akseki’de, baba evinde sen kaybolsan bir ay hafriyat yapsalar çıkaramazlar” demiş. Böyle bir esprisinden bahsederlerdi. Osman ağabeye dedim ki ”Üstadla aranızda böyle bir şey diyorlar, doğru mu?”
“Aynen vakidir.” dedi. Tasdikini aldım.
FK: Siz, kendisine bizzat sordunuz yani?
RK: Evet, kendisine sorup tasdik ettirdim.
Rahmetli Necip Fazıl’ın son demleriydi, İstanbul’dan Akseki’ye gidecektim, ziyarete gittim ve dedim ki, Akseki’ye gideceğim Osman ağabey de oradaymış. Bir emriniz, bir arzunuz olur mu efendim? dedim. “O serseriye selam söyle” dedi. Sonra Akseki’ye Osman ağabeye gittim, Üstada uğradım size selamı var, Necip Fazıl üstadımızın” dedim.
Üstad da o sırada Tercüman gazetesinde yazıyordu.
Osman Ağabey selamı aldı, ardından da, ne yapıyor o deli, her halde adamın ömrünün sonu mu yaklaşıyor nedir, uçuyorum, kaçıyorum diye dörtlükler yazıp duruyor” dedi, Üstad için.
Şimdi bu da enteresandır, aralarında çok samimi ve güzel bir bağ vardı, anladığım kadarıyla.
Yine rahmetle anayım, Yaşar Nuri Tercüman’da Ramazan sayfası yapıyordu. Aynı zamanda orada Necip Fazıl’da yazıyor tabii. Üstadı ziyaretim de o ramazan ayı içine denk geldi. Dedim ki, “Üstadım Allah size hayırlı ömürler versin, yazılarınızı okuyoruz Tercüman’da, bu bizi son derece mesut ediyor, mutlu ediyor”.
“Dikkat ettiniz mi oraya” dedi, o Yaşar Nuri denilenle arama bir mesafe koymak için siyah çizgi ile ayırttım kendi sütunumu”.
Son ziyaretimi yine rahmetli olan Burhanettin Kayhan Ağabey ile birlikte yapmıştık Üstada. Bu zatlar hakikatten çok çilekeş insanlardı. Yani Osman Yüksel de öyle, Necip Fazıl üstadımız da öyle. Tabi Necip Fazıl’ın şöhreti çok daha yaygın ama Serdengeçti de doğrusu bir dönemde hizmeti çok olan coşkulu bir insandı. Allah ikisine de gani rahmet etsin, mekanları cennet olsun.
(Devam Edecek)
Ferman Karaçam
YouTube : youtube.com/c/Ferman Karaçam
Twitter : twitter.com/fermankaracam
Instagram : instagram.com/fermankaracam
Facebook : facebook.com/karacamferman
E-mail : fermankaracam@gmail.com
Web Sitesi : fermankaracam.com
Yorumlar2