Teknofest’e gitmek yasak!
- GİRİŞ07.05.2025 09:02
- GÜNCELLEME07.05.2025 09:02
Tarihte Müslümanlar, Kıbrıs’ı üç kez fethettiler.
İlki, 654 yılında, Hz. Osman döneminde Suriye valisi Muaviye tarafından.
İkincisi, 1426 yılında Mısır’da kurulu Müslüman Türk devleti Memluklar’ın hükümdarı Sultan Barsbay tarafından.
Üçüncüsü Sultan 2. Selim zamanında, 1571’de Osmanlı İmparatorluğu tarafından.
Yani Kıbrıs’ta yaklaşık bin dört yüz yıldır Müslüman izleri, Müslüman varlığı bulunuyor.
Bu varlığın en eskisi Hz. Peygamber Efendimizin halası ve süt annesi Hala Sultan’ın kabrinin bulunduğu tekkedir. En yenisi ise şu saatlerde Kıbrıs’ın kuzeyinde doğmuş olan bir bebektir.
Yani, bugün Kıbrıs’taki Türk ahali, “dışarılık-yabancı” bir unsur değil, bilakis Adanın asıl yerlisidir. 1974 Barış Harekatı bu asli unsuru hedef alan yok etme politikasına karşı “insani yanı ağır basan” bir hamledir.
Rum’un anlamak istemediği de işte bu çıplak gerçektir.
***
Ancak bugün…
Ada’daki Türk varlığına yönelik kasıtların kaynağı artık Rumlardan ziyade onların Kuzey’deki iş birlikçileri….
Cumhurbaşkanı Erdoğan ne zaman Kıbrıs’a gitse Rumlar protesto eylemleri yaparlardı. Bu sefer Rum tarafı sessizdi, cılız da olsa eylemler bizim taraftaki işbirlikçiler tarafından yapıldı.
Ne Tekonofest’i istiyorlardı, ne Külliye’yi, ne Türkiye’den gelen desteği!
İlk kıvılcımı, başörtüsünü yasaklamaya kalkan faşistler çıkarmıştı. Eğitim Bakanlığının net tutumuna rağmen, Teknofest’in ikinci günü bir genel grev ve gösteri organize edildi. Katılım yüksek olmamakla beraber, görüntü gayet sevimsizdi. Pankartların, atılan sloganların, kürsüdeki konuşmaların tamamı Türkiye’yi ve Türk varlığını hedef alıyordu.
Rum gazetesi Alithia aynen şöyle yazdı: “Kıbrıslı Türklerin baş örtüsüne karşı ayaklanması, münferit bir olay değildir. Türkiye’nin işgali altındaki kuzeye kültürel ve siyasi olarak sızmasına karşı uzun süredir devam eden direnişin ifadesidir.”
“Türkiye, 1.400 yıllık Müslüman yurduna nasıl bir sızma yapıyor?” sorusu bir yana, provokasyonların odağında yer alan Öğretmenler Sendikasının, Türk katili Rumlar ile aynı çizgide buluşmadı gerçekten de düşündürücü idi.
***
Lefkoşa Ercan Havaalanındaki Teknofest tek kelime ile muhteşemdi. Küçücük Kıbrıs’ta yüzbinlerce insan, teknoloji devriminin son halini görmek için Lefkoşa’ya akın etti.
Ancak mezkur sendika, öğrencilere hitaben bir talimat yayınladı, “ne pahasına olursa olsun Teknofest’e gitmeyeceksiniz!”
KKTC’de tüm okullar -bizde olduğu gibi- Milli Eğitim Bakanlığına bağlıdır. Sendikanın yetkisi olmayan bir alana müdahale ederek öğrencilerin yaşamlarına karışması Türkiye’de suç sayılır. Kıbrıs’ta da öyle midir bilmiyorum ama, çağrı gençler arasında pek bir karşılık bulmadı.
Çünkü bu yıl, yarışmalara çok sayıda KKTC’li öğrenci de katıldı. Gençler, hem arkadaşlarının neler başardığını görmek hem de yapılan işlerden kendileri ilham almak istediler.
***
KKTC’deki bozguncu azınlık, Ada’ya 1974’ten sonra gelen Türkler ile daha eski Kıbrıs halkını ayırıyor ve 1974’ten sonra gelenlere “işgalci” muamelesi yapıyor. Oysa Güney’dekilerin de önemli kısmı 1940’lardan itibaren Yunanistan anakarasından göç etmiş insanlar!
Bir toplumu zayıf düşürmenin en garantili yolu, onun içine nifak sokmaktır. Rum bunu çok iyi biliyor ve Kıbrıs Türkleri arasında çıkabilecek bir kavga için karanlıkta ellerini ovuşturuyor.
Gaffar Yakınca / Haber7
Yorumlar49