Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli ilim insanlarımızdan Prof. Dr. Raşit Küçük Hoca, Hadis konusu başta olmak üzere çok yönlü bir alim olarak birçok alana damgasını vurmuş, mebzul miktarda insan yetiştirmiştir.

Bugün ülkemizi yöneten en üst düzeydeki şahısların gerek yetişmesinde, gerekse onlara danışmanlık yaparak yönetme başarılarında önemli pay sahibidir. Hocanın hayat hikayesine dair kendisi ile yaptığımız konuşmalarımızı yani hayat hikayesini burada her pazar sizlerle paylaşmaya çalışacağız.

Hoca ile yaptığımız bu konuşmalarımızı, “Raşit Küçük, Hatırımda Kalanlar” adı ile Hayat Yayınları kitap olarak yayımladı.

Yine bu fakir kardeşiniz Hoca’nın panel, makale ve bilimsel yazılarını toparlamaya çalıştım, o da Hayat Yayınlarından kitap olarak çıktı.

İnşallah bu vesile ile kitaplar gündeme gelir ve umuyor, diliyoruz ki, Hocamızın; Türkiye’nin en ücra köylerinden birinden başlayan, başarılarla dolu hayat hikayesi genç nesillerimize yol gösterici olsun.

İSMET PAŞA’NIN MÜFTÜ TAYİNİNİ DURDURMASI

FK: Yani öğrenci olduğunuz halde sizi çalıştırdılar, tarlalarda pamuk işçiliği yaptırdılar, fakat paranızı da vermedi, M.Kemal’e büst yaptırdılar öyle mi Hocam? 

RK: Öyle tabi, öyle.

FK: Şikayet edecek bir yerler yok muydu ?

RK: Yok canım kimi, kime şikayet edeceksiniz? 

O dönem öyleydi, hatta bakın iktidarda olmamasına rağmen İsmet Paşa çok etkiliydi. 
1965’li yıllar olabilir bu anlatacağım olay. 

Demirel Başbakan İsmet Paşa da muhalefet lideriydi.

CHP’li olarak bilinen Hafız Osman Çandır, müftü olarak tayin olundu. O zamanlar bir müftünün CHP’li olması gibi şeyler doğrusu çok da yadırganmıyordu. Fakat nasıl olmuşsa şikâyetler olmuş, bunun üzerine oradan da tayinini çıkardılar.

Çok enteresandır, Antalya’dan Hakkâri’ye tayin ettiler, herhalde gitmesin emekli olsun diye olmuştur.

Daha önce müftü efendinin yanında Müftü naibi olduğum için Çandır Hoca beni hem tanıyor hem de ara sıra çağırıyor.

FK: Siz o müftü olduğunda, onun yardımcı idiniz, öyle mi? 

RK: Öyle, öyle.

Tabi gidiyorum, elini öpüyorum zaman zaman.

Elini öptürmeyi de çok severdi.

Bana anlatır, dert yanardı. Hakkâri’ye tayin kararı sonrası nihayet gitmiş, Ankara’da İsmet Paşa ile görüşmüş. Onu aracı yaparak tayinini durdurmuş. Tekrar müftülüğe gittiğimde elini uzattı, “Şu mübarek hocanın elini öp bakalım. Gittim, paşayla işimi hallettim döndüm” dedi. “Hocam ne oldu?” dedim. “Bilmiyor musun, hocanı ta Hakkâri’ye gönderiyorlardı.

İsmet Paşa hazretlerine gittim vaziyetleri anlattım, o da başvekil Demirel’le görüştü, işi halletti” dedi.

Hafız Osman Çandır, Allah rahmet eylesin, hiç evlenmemiş biriydi. Muhteşem bir Kur’an okuyuşu vardı, meşhurdu o bölgede, ilmi de vardı tabi. Onun bir yeğeni vardı Hafız İsmet, uzunca yıllar Paşa Camii diye meşhur olan Antalya’nın merkezi camiinde imamlık yaptı. Sabah namazından sonra Kur’an-i Kerim öğrenmek için Camiye giderdik, bu Hafız da Camiye gelen her öğrenciye bir lira para verirdi. Bir lira da az para değil o zamanlar. Sabah erken kalkınca uykumuz da var ama yine de “Gidelim hem Kur’an okuruz, hem paramızı alırız” derdik arkadaşlarla. Böyle bir zattı Hafız İsmet. Yakın zamanda vefat etmiş Allah ona da rahmet eylesin.

(Devam Edecek) 

NOT: İran-İsrail Çatışması.

12 Haziran 2025 Perşembe akşamını, 13 Haziran’a bağlayan gece, günün Cuma’ya döndüğü ilk saatlerde İsrail İran’a saldırdı.

Dün meydana gelen karşılıklı füze ve bombalamalara bakınca, olayların artık, çatışmadan ziyade bir savaşa dönüştüğünü söyleyebiliriz.

Bölgemizi ve belki de küresel olarak tüm dünyayı etkileme potansiyeli taşıyan bu olaylar hakkındaki görüşlerimizi bir sonraki yazımızda paylaşacağız. Ancak, şu kadarını söyleyeyim, anlaşılan o ki; Siyonist sözcüğünün en somut ve en bariz örneği olan Netanyahu durmayacak, belki de yeni bir dünya savaşının fitilini ateşlemiş olacak. 

Ferman Karaçam / Haber7
YouTube     : youtube.com/c/Ferman Karaçam
Twitter        : twitter.com/fermankaracam  
Instagram   : instagram.com/fermankaracam
Facebook   : facebook.com/karacamferman
E-mail         : fermankaracam@gmail.com
Web Sitesi : fermankaracam.com