Fatih Altaylı’nın boş koltuğu

  • GİRİŞ24.06.2025 14:42
  • GÜNCELLEME24.06.2025 14:42
Basın tarihimiz birbirinden ilginç kişi ve kişiliklerle doludur. Yancılar, yalancılar ve çıkarcılar her dönemde mebzul miktarda sahneye çıkmıştır.
 

Karakter sorunu yaşayan bu tiplerin neredeyse tamamı, milletimizin temel değerlerine karşı olumsuz bir tutum sergilemekten geri durmamıştır.

Sisteme yaranmak, egemenlere yakın durmak isteyenlerin ilk hedefi her zaman Müslümanlar olmuştur. Dine ve dindarlara yönelik söylemleri üzerinden kariyer elde edenlerin sayısı az değildir.

Hayat, insanlara rahmetle ya da lanetle anılmak arasında bir tercih sunuyor. Kimileri nefsine ve hırsına kapılarak hakka karşı savaş açarken, kimileri de bedeli ne olursa olsun hakikat uğruna mücadele veriyor.

Bir dönem arkasına bazı çevreleri alarak topluma karşı aslan kesilenlerin şimdilerde yerlerinde yeller esiyor.

Kriz ve kırılma dönemlerinde kalemlerini çıkarları için kullananların, millete sırtını dönenlerin ebedi kaybedenler olduğunu defalarca gördük.

Özellikle darbe dönemlerinde zalimi mazlum, mazlumu zalim gösterenlerin bugün darbecilerle birlikte adları olumsuz şekilde anılıyor.

Egemenlerin manipülasyonlarında ve sosyal operasyonlarında en çok kullandıkları figürler gazeteciler olmuştur.

“Hak namına haksızlığa ölsem tapamam” diyen, ilkesinden taviz vermeyen insanları etkisiz hale getiremeyeceklerini bilenler, ihtiyaç duydukları kişileri zayıf karakterlerden seçmiştir. İşlerine en çok yarayanları ön plana çıkarmak konusunda ise oldukça cömert davranmışlardır.

Etki ajanlığı yaparak yönlendirici faaliyetlerde bulunanların kendilerini gizlemek için kullandıkları en etkili sıfat ise gazeteciliktir. Deşifre olduklarında “Gazeteciyim, işimi yapıyorum” bahanesi ise büyük bir yalanın parçasıdır.

Ülkemizde ne yazık ki bu tür kişilerin sayısı, mesleğini namusuyla yapan gerçek gazetecilerden çok daha fazladır.

Dış desteklerle faaliyet yürüten, medya aracılığıyla toplum mühendisliğine soyunanların, ülke güvenliği açısından büyük risk oluşturduğunu söylemek abartı değildir.

Merhum Ahmet Kekeç, bu tür gazetecileri köşesinde sık sık eleştirir, millet adına sorgulardı. Son yıllarında tüm enerjisini bu konulara ayırmıştı.

Gerçekleri açıkça ortaya koyduğu için cevap verecek mecalleri kalmazdı. Kekeç’in vefatından sonra bu alanda boşluk oluştu.

Hadsizlere had bildirmek de mücadelenin bir parçasıdır. Mekânı cennet olsun; Ahmet Kekeç bunu hakkıyla yerine getirdi.

Bugün özgürlük, demokrasi, fikir hürriyeti gibi kavramları sıkça kullanan bazı sözde gazetecilerin 28 Şubat’taki sert ve dışlayıcı tutumlarını milletimiz unutmadı.

İnanç karşıtı yaklaşımlarla kaleme alınan yazılar, darbecilerin tankları kadar vicdanlarda hasar bıraktı.

AK Parti iktidarının ilk yıllarında, muhalif Milli Görüşçü bir büyüğümüz Cumhurbaşkanımıza, “İktidar oldunuz ama 28 Şubat’ın medya egemenleri hâlâ yerinde duruyor” deyince, Cumhurbaşkanımız da “Merak etmeyin, hepsi yaptıklarının bedelini ödeyecek” cevabını vermiş. Çok geçmeden medya ağaları adayı terk etmek zorunda kaldı.

Geride Fatih Altaylı gibi isimler kaldı. AK Parti’nin güçlü dönemlerinde bilim ve tarih programları yaparak geçmişini unutturmaya çalışan Altaylı, derinlikten yoksun yazılarıyla medyadaki varlığını sürdürdü.

Sicili oldukça tartışmalı olan Altaylı bu toprakların değerleriyle hiçbir zaman barışık olmadı. Kalbi hiçbir zaman Müslümanlardan yana atmadı. Aziz milletimiz, onun 28 Şubat sürecindeki duruşunu, başörtülü kızlarımıza yönelik hakaretlerini asla unutmadı.

 Rahmetli Hasan Karakaya, bu konuda gerekli cevabı vermiş olsa da, halkın tepkisi dinmedi.

Altaylı’nın 28 Şubat döneminde “Kendime yeni iş buldum. Kılık kıyafet kanununa aykırı dolaşanları karakola götüreceğim.” Sözü basın tarihine kara bir leke olarak geçti. Sadece bu söz bile onun nasıl bir karaktere sahip olduğunu anlamak için yeterlidir.

Çoluk çocuk demeden Masum Gazzelilere soykırım uygulanırken İsrail’i demokrasi savunucusu gibi göstermeye çalışan Altaylı’nın düşmanlıklarını saymakla bitiremeyiz.

Futbol nasıl sadece futboldan ibaret değilse Altaylı da sadece gazeteci olmaktan ibaret değildir.

Tutuklanması hukuki bir süreçtir. Elbette yargı sürecinin sonucunu beklemek gerekir. Mahkemede berat etse bile kin yüklü yazıları ve nefret dolu söylemleri nedeniyle toplum vicdanında aklanması zordur.

Bazı merkezlerden beslenen trollerin Altaylı için kamuoyu oluşturma çabaları gözlerden kaçmıyor.

Malum çevre bu çerçevede Altaylı’nın boş koltuğunun aldığı reytingi dillerinden düşürmüyor. Boş boş konuşanların yoluna boşu boşuna baş koyanlar, boş koltuğa boş boş bakan hipnotize edilmiş kitleleriyle övünüyorlar.

 “Tuvalet terliği aday gösterilse yine oy veririm” diyen zihniyetin oluşturduğu tablo, aslında gelinen noktayı çok net özetliyor.

Unutulmamalı ki, psikolojik savaşın mimarları, toplumun zaafları üzerinden böyle bir boşluk oluşturdu. Zihinleri esir alınan kitleler düşünme yetisini kaybedince doluyu boş, boşu dolu görebiliyor.

Doğal bir savaşta bombalarla yıkılan şehirler yeniden inşa edilir; ama kültürel ve zihinsel yıkımı onarmak çok daha zordur.

Avunacak bir şeyleri olmayınca reytingleriyle övünüyorlar. Reytingin yüksek olması hakikati değiştirmez.

Tarihten biliyoruz ki nice şaklabanlar büyücüler, sahte peygamberler, sözde kahramanlar dönemsel parlamalar yaşamıştır. Ancak sonunda hepsi toz olup gitmiştir. Geriye sadece lanetle anılan isimleri ve aldatmacaları kalmıştır. FETÖ buna en güzel örnektir.

Allah memleket düşmanlarına fırsat vermesin.

Mahmut Bıyıklı / Haber7

 

Yorumlar19

  • Süleyman... 3 saat önce Şikayet Et
    Âmîn. Teşekkürler Mahmut bey kardeşim. Güzel tahlil ✔️
    Cevapla
  • Abdullah 7 saat önce Şikayet Et
    Bıldıgım kadarıyla akıl sağlığı yerinde olmayan kısıler tutuklanamaz yargılanamaz o zaman bu adam nıye tutuklandı?
    Cevapla
  • Sedat kalfa 8 saat önce Şikayet Et
    Bu gazeteleri sanan adama en iyi cevabı merhum levent kırca teke tek programında vermişti...you tube de iznelinebilir
    Cevapla
  • MUSTAFA 8 saat önce Şikayet Et
    Amin
    Cevapla
  • Buda geçer yahu 9 saat önce Şikayet Et
    Bu ermeniden ne bekliyorsunuz adının fatih Olduğuna bakma bunlar içimizdeki türk kimliği taşıyan yahudi veya ermenilerden
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat