CHP’de mahkemenin vereceği karar ne olursa olsun kanatlardan biri tasfiye edilir
- GİRİŞ30.06.2025 09:08
- GÜNCELLEME30.06.2025 09:08
CHP’de “mutlak butlan” tarşıması tam bir yarılmaya neden oldu. Bugün Ankara’daki davadan bir sonuç çıkmayacağı belliyken, son 10 günde şiddetlenen tartışmada siyasi aktörlerden daha çok “kalemşor” ve sosyal medya hesapları üzerinden yürüyen tartışma, kavganın ötesinde bir büyük yarılmayı getirdi.
***
Bir tarafta “Partiyi bir yıl içinde dizayn edecekler”i söylenen Kemal Kılıçdaroğlu taraftarları…
Diğer yanda “Ne mutlak butlanı kabul ederiz ne kayyuma partiyi bırakırız” diyen Özgür Özel taraftarları.
***
Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Ne yani, partiyi kayyuma mı bırakalım” diyerek “Burdayım ve burdayım, ben bugünleri bekliyorum” dediği anlaşılıyor.
Özgür Özel’inse, İmamoğlu’nun tutuklandığı günden bu yana sergilediği “liderlik” performansının avantajı ile, “İBB’de ne yaptıysak aynısını yaparız. Partiyi kayyuma bırakmayız” dedikten sonra, Kılıçdaroğlu’na da “Milletin gönlünde mutlak butlan olursunuz” diyerek rest çekmesiyle kolay kolay pes etmeyeceği anlaşılıyor.
***
İki siyasetçinin… Halef-selefin bu tür siyasi manevralar yapmasını anlayabiliriz.
Hatta onlara yakın isimlerin, sert sayılabilecek açıklama ve tutumlarını da anlayabiliriz.
Ama, açıktan ve doğrudan taraf tutup, üslubunu kaybedip “edep” sınırlarını zorlayıp, Kılıçdaroğlu ve Özel’e saldıran…
Yetinmeyip tehdit eden…
CHP medyasının önemli isimlerinin tavrını anlayamayız..!
Gerçi, üslupsuz, seviyesiz ve tehditkar dillerini “Parti içi demokrasi” diye pazarlamayı da biliyorlar ya her neyse..!
***
Bir de “yolsuzluk ve suç örgütü üyeliği” nedeniyle tutuklanan İstanbul’un eski belediye başkanının içeriden olup bitene müdahil olma gayretini görmek gerek. (Gerçi kurultaydaki şaibe nedeniyle ağır yargıda yargılananlardan biri de o)
Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisini ziyaret etmesi için araya aracılar koyan…
Ziyarette, ona nüfuz etmeye yeltenen…
Sonrasında, aralarındaki konuşmayı çarpıtarak “Kurultayımızda şaibe yoktur” dediğini öne süren…
Kılıçdaroğlu’nun avukatlarının yalanlamasına rağmen, iddasını sürdürmeye devam eden bir İmamoğlu var.
İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na “Kurultay tertemizdi” dedirtmeye çalıştığı günlerde, ona yakın isimlerin birer birer etkin pişmanlıktan yararlanmak için sıraya girdiğini de hatırlatalım.
Ve, “Para aldık, para verdik” diye başlayan ifadelerde özne ve başat aktör olarak İmamoğlu’nun ismini doğrudan zikretmelerini de buraya not edelim.
***
CHP’nin 4-5 Kasım 2023’teki kurultayına dair yürüyen mahkeme sürecinin nasıl sonuçlanacağını bilmiyoruz ama, partinin çıkacak sonuçtan sonra ne olacağına ilişkin ipuçları epeyce belirdi.
***
Bu arada Mansur Yavaş’ın, “Beni buraya kim itti” diyecek hale geldiğine şahit oluyoruz. Ağzından çıkmayan cümleler, CHP medyasının sosyal medya hesaplarından son dakika bilgisi olarak yayınlanıyor.
“Bu halde siyaset yapmamızın anlamı ne” diyecek oluyor, sözü “Bırakırım” diye tercüme ediliyor!
Dahası da var ama gerek yok.
Çünkü, içerideki İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nu alenen tehdit etmişse…
Özgür Özel ve yakın arkadaşları, bir önceki genel başkanlarına “yüzüne tükürürler” diye gönderme yapmışsa…
Herkes ama herkes Kılıçdaroğlu’na ne yapması gerektiği konusunda üstenci bir tavırla adeta emir vermeyi tercih etmişse… Mansur Yavaş gibi bir siyasi aktörün bu kavgada taraf olmaması kadar doğru bir şey olmaz sanırım.
CHP BU GİDİŞLE BÖLÜNÜR
Toparlayalım.
Mahkeme ne karar verir bilmem.
Ama “Şaibeli Kurultay” tartışmasında CHP fiili olarak ikiye bölünmüştür.
Mahkemenin kararı sonrasında CHP’nin hangi kanadı parti içinde iktidar olursa diğer kanadı tasfiye eder.
Bu da yeni bir partinin kurulması demektir.
Takipteyiz..!
Hasan Öztürk / Haber7
Yorumlar16