Sapkın turist cenneti mi oluyoruz?

  • GİRİŞ06.07.2025 09:18
  • GÜNCELLEME06.07.2025 17:21

İki hafta önce Marmaris, Kemer ve Alanya’dan mide bulandırıcı görüntüler gelmişti.

Genç erkekler, tarif etmeye edebimizin imkan vermeyeceği derecede iğrenç hareketler yaparak “turistleri etkilemeye” çalışıyorlardı.

O zaman herkes bu rezillikleri yapan mekanlara yüklenirken, ısrarla aynı soruyu sormuştum: “Turistler bu rezillikten memnun, rahatsız olan biziz. Bu iş bir arz talep meselesi gibi duruyor. Acaba, biz ne tip turistleri çekiyoruz da bu gibi rezillikleri yaşıyoruz?"

Konuyu, yazmadan önce bir kez daha detaylı olarak inceleyeyim diye rafa kaldırmıştım. Önceki gün Alanya’dan gelen bir haber birkaç satır yazmayı zorunlu hale getirdi.

Tamamı kadınlardan oluşan bir grup turist, Alanya sokaklarında eteklerini sıyırıp def-i hacet eyliyorlar. O esnada kendilerini uyaran insanlara da çıkışıyorlar!

Evet yanlış anlamadınız, Ülkemize tatil yapmaya gelmiş olan bir grup turist hanım, adeta evlerinde imiş gibi, sokak ortasında eteklerini sıyırıp tuvaletlerini yapıyorlar!

Bu rezalet, başta önerdiğim bakış açısının ne kadar elzem olduğunu göstermiş oldu…

Avrupa’daki en alt seviye turist gruplarının hedef ülkesi haline gelmiş durumdayız. Ucuza yiyip içmekten başka bir beklentisi olmayan, tatili sadece iş yaşamına değil aynı zamanda tüm medeni kurallara da ara vermek olarak gören ipten kazıktan kopma bir sürü… Her yıl tatil beldelerimize akın ediyorlar, turizm sektörümüz de onların beklentilerine, onların zevklerine göre şekilleniyor.  Olay bu kadar basit.

Türkiye maalesef Avrupalı geçkin kadınların “aşk turizmi” destinasyonu haline gelmiş durumda. Gençlerimizin içine düştüğü onursuz, utanç verici haller bir yana, kalbur üstü kesim ve aileler bizi değil Yunanistan’ı, İtalya’yı tercih ediyor. Aynı şekilde, tatil beldeleri bizler için de “gidilmemesi gereken” yerlere dönüşüyor. Kim böylesi iğrenç manzaralar arasında “tatil” yapmak ister? Hangi normal insan eşiyle, çoluk çocuğu ile bunlara maruz kalmayı göze alabilir?

Turizmde rakamlar tabii ki önemli ama, “kim geliyor” sorusunu da sormamız gerekiyor. Çünkü turizm, aynı zamanda çok riskli, çok kirletici bir sektör. Doğru yönetilmezse tüm toplumu çürüten bir etkene dönüşebiliyor. Mekanları kapamakla, ceza kesmekle bir yere varmak mümkün değil. Türkiye’nin asıl “turistin niteliği” konusunu acilen gündemine alması gerekiyor. 

İSVİÇRE'DE YABANCIYA HAVUZ YASAĞI!

İsviçre’nin Jura bölgesindeki Porrentruy (Pruntrut) kasabası, 4 Temmuz'dan itibaren yabancıların belediyeye ait yüzme havuzlarına girişini yasakladı. Kamuya açık havuzları kullanmak için İsviçre vatandaşı, İsviçre'de ikamet sahibi veya İsviçre’de resmi olarak çalışan olmak gerekiyor.

Yasak kararının sebebi, sınırı geçerek gelen Fransız vatandaşlarının karıştığı taciz ve şiddet olayları. Porrentuy,  Fransa sınırına çok yakın bir kasaba. Ucuz ve kaliteli belediye havuzları, Fransızları da cezbediyor. Ancak yaz başından beri çok sayıda olay yaşanmış. Genç kadınlara yönelik taciz, iç çamaşırlarıyla yüzme, agresif davranışlar ve fiziksel şiddet vakaları kaydedilmiş. Hepsinde de failler Fransa’dan gelen “turistler”.

Sonunda yerel yetkililer, çareyi yabancıların havuzlara girişini yasaklamakta bulmuş. Günübirlikçilere yönelik yasak, beldedeki otellerde kalan turistleri kapsamıyor.  Belediye başkanı, Fransa'dan gelenlerin klasik aile düzenini bozduğunu, amaçlarının özellikle kadınlar ve ailelerin rahatça belediye hizmetlerine erişebilmesini sağlamak olduğunu söylüyor.

Her şeyin para olmadığını, çürümeye karşı durabilmek için gerekirse “bazı turist tiplerine” yasak bile konulabileceğini gösteren güzel bir örnek.

Bizim de kamu düzeninin, toplumsal huzurun ve değerlerimizin üç beş yüz avro paradan önemli olduğunu idrak etmemiz lazım. Türkiye, kültür ve doğa harikaları ile dolu bir coğrafya olduğuna göre, temiz bir turizm mümkündür. Bu rezilliklere maruz kalmadan para kazanmak mümkündür.

Anlaşılan o ki öncelikle, hiç değilse tuvalet terbiyesi almış insanları ülkemize çekecek bir turizm politikası oluşturmamız gerekiyor… Sonrasında da Türkiye’nin bir tür “sapkın turist cenneti” değil, “gezmeye görmeye değer kaliteli bir ülke” olduğunu göstermeliyiz. Misal, sokak ortasına tuvaletini yapan insanları kulağından tutup sınır dışı etsek…  Zararı mı olur yoksa faydası mı? Bir düşünmekte fayda var.

 Gaffar Yakınca / Haber7

Yorumlar94

  • TiGeR 5 saat önce Şikayet Et
    Turizm ve yeme içme sektörü kimlerin elinde? Acil ilgilenilmesi gereken mevzular var.
    Cevapla
  • İ.B 5 saat önce Şikayet Et
    Bu tip terbiyesizlik yapan turiste 1.500 € cezada yazılabilir.
    Cevapla
  • Bozok 5 saat önce Şikayet Et
    İnsanları suçlamak kolay. Turizm şehirlerinde insan ihtiyaçlarına göre yapipar sunuyor muyuz? Seyyar tuvaletler mesela? Sazı elinize alınca türkü söylemek kolay
    Cevapla
  • Nur Aydın 5 saat önce Şikayet Et
    Biz helal ve haramı bilen müminleriz. Haramdan gelen paranın hayır getirmeyeceğini de biliriz. Bu sebeple turizm vizyon ve misyonumuz değişmeli. Eğitime ve eğitim turizmine, sağlık turizmine emek harcanmalı. İçkiye, aleme gelen insanlara hizmet verilmemeli. Onlara hizmet eden nesilleri kaybediyoruz.
    Cevapla
  • Atmaca 5 saat önce Şikayet Et
    Turizm dedik paranin peşine düştük ne ahlak kaldı nede edep biz muslumaniz ya
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat