Uyku TV!
- GİRİŞ29.07.2025 09:14
- GÜNCELLEME29.07.2025 09:14
Karabük civarlarındayız.
Orman yangını felâketinin meydana geldiği alana çok yakınız.
Rüzgâr bizim oraya doğru estiğinde köyümüzde ufak ufak kıpırdanmalar başlıyor.
Hususi otomobiller, yangın bizim oralara sıçradığı an uzaklaşmaya hazır vaziyette bekletiliyor.
Ekipler, canlarını dişlerine takmış yangını kontrol altına almaya çalışırken sıcaklık gittikçe artıyor, rüzgâr iyice şiddetleniyor.
Bu da işleri büsbütün sıkıntıya sokuyor.
Buralardaki gelişmeleri tâkip ederken, Bursa ve diğer illerimizdeki orman yangınlarından da anlık haberler geliyor.
Bilhassa Bursa’da büyük sıkıntı var.
Karabük’ten sonra en sıkıntılı ilimiz.
Oralardan gelen bilgiler, iddialar, bir süredir gündeme getirilen “sabotaj” ihtimalini düşündürüyor.
“Terörsüz Türkiye”den rahatsızlık duyanların sabotajlarına dair iddialar geliyor.
FETÖ unsurlarından bahsediliyor hatta bu takımdan “kundaklama zanlısı” bir kişi yakalanıyor.
Neresinden bakarsanız bakın tarihi günlerden geçiyoruz.
Televizyon kanalları için de mutlaka yakından tâkip edilmesi gereken gelişmeler bunlar…
Biz, oralara da bakıyoruz bir yandan.
Çok büyük imkânlara sahip olan “ana akım” kanallara bakıyoruz bilhassa…
Yangın bölgelerindeki görevliler, vatandaşlar feryat ediyor.
Ortalık yanıyor…
Orman yangınlarında en şedit saatler…
Köyler boşaltılıyor...
İnsanlarımız öğrenci yurtlarında misafir ediliyor…
Karabük-Ankara Karayolu çift yönlü olarak ulaşıma kapatılıyor…
Her yer yanıyor…
Ne yazık ki…
Bilhassa “ana akım medya”nın sanki umurunda değil olan biten…
Yanan giden.
*
Biri sanki Trump’ın kanalı…
Varsa yoksa, Trump magazin.
Diğerinde, “Meclis’te komisyon” meselesi var, hayli zamandır.
Hani olur da, an bu an değil!
Ortalık yanıyor.
Ülke yanıyor.
Ülkenin ciğerleri yanıyor.
Bunlar hiçbir şey olmamış gibi…
Stüdyolarda farklı farklı mevzular.
Biz de orman yangınının civarındayız ya…
İyice kızıyoruz bu duruma…
Tam o sırada o kanalların sık sık konuk ettiği bir arkadaşımız arıyor.
Ondan çıkartıyoruz öfkemizi, “Nedir bu kardeşim, bu ne ilgisizlik?” diyorum…
Fırçalıyorum resmen.
Arkadaşımız çok bilmiş biri…
“Abi” diyor;
“İktidar orman yangını haberlerini pek istemiyor, bu konuların çok konuşulmasından rahatsız oluyor, sebep bu!”
İnanmıyorum buna.
İktidar niçin böyle bir talimat versin, saçma!
Hemen etkili, yetkili sosyal medya hesabımdan “mesaj bombardımanı”na başlıyorum.
Kanalları işaret ederek, “Memleket yanıyor, şunların hallerine bak! Halktan, ülkenin dertlerinden kopuk gazetecilik, saçma sapan televizyonculuk!” diyorum özetle.
Birkaç yerden de haber gönderiyorum kanallara, “titreyip kendilerine gelsinler” diye.
En fazla on beş dakika sonra…
Yayınlarını kesip, yangın gündemine dönüyor “Ana Akım” kanallar.
Yangın bölgelerindeki muhabirlerine bağlanıyor.
Orman yangını alanında söz söyleyebilecek uzmanlara bağlanıyor.
Gündem bir anda ormana dönüyor.
“Trump mevzuu” ya da başka konular için çağrılan konuklar filan da ekranlardan alınıyor, herhalde evlerine gönderiliyor!
Sonra, devam ediyor bu orman yangını yayınları.
Ertesi gün ve akşam da devam ediyor.
Yani dostlar; iktidarın kanallara “Orman yangını meselesini pek kurcalamayın!” dediği filan doğru değil.
Uyduruyor birileri.
Bu süreçte birçok şey uyduruluyor ve medyamız bunların takibini de pek yapmıyor!
*
İşin gerçeği şu ki “hazıra, kolaya” alışmış, duyarlılığı azalmış, habercilik refleksi körelmiş bir medyamız var.
İşler az sayıdaki gayretli kişinin sırtında yürüyor.
Programların büyük bölümü stüdyolarda kotarılıyor, çoğu konforlu alanlarında, öyle, ufaktan ufaktan takılıyor!
Uyku modundaki medyamız!
Liyakat pek de şey değil yani, sokaktaki vatandaşın gündemine dair haberler de hani öyle, arada bir, demedi demesinler diye!
Vatandaşın kira problemi, geçim sıkıntısı, talepleri, o kadar da şey değil yani.
GAZZE’de soykırım var, açlık dayanılmaz boyutlarda…
Oraya da şöyle bir girip çıkıyor çoğu kanalımız,
“ilgilenmiyorlar” denmesin diye.
*
Eğitim, kültür alanlarındaki sıkıntılardan şikâyetçi olan kanallar da var.
Onlar da durmadan şikâyet ediyorlar ama bu alanlara pek de yatırım yaptıkları yok.
Eğitim, kültür uzmanları, uzman muhabirleri istihdam etseler ya…
Eğitim, kültür, aile alanlarındaki sorunları ve çözüm yollarını ortaya koyan program dizileri hazırlasalar ya…
*
Bu işler böyle olmaz.
Emeksiz yemek olmaz.
Çilesiz işlerden hayır çıkmaz!
*
“Bizim medya”nın iyi bir toparlanmaya ihtiyacı var.
Bunu da ancak “gazeteciler” yapabilir!
“Genç”, cevval, heyecanlı gazeteciler!
Serdar Arseven / Haber7
Yorumlar6