Suriye’de başa dönülmek istenirse buna Türkiye sert gücü ile müdahale eder

  • GİRİŞ29.07.2025 09:02
  • GÜNCELLEME29.07.2025 11:47

Terörsüz Türkiye” meselesinde kritik eşikler aşılırken öyle bir noktaya gelindi ki “sert güc”ün devreye girmesi tekrar tartışılmaya başlandı.

Geçtiğimiz hafta peş peşe yazdığımız iki yazının özeti aslında tam da buydu.

Suriye sahasında, PKK’nın Suriye kolu YPG/PYD’nin İsrail’in Şam’ı vurmasından yüz bulup, durumdan vazife çıkarma eğilimi yeniden “sorun” olarak karşımızda duruyor.

***

SDG içindeki PKK’nın, Paris’teki toplantıya dahil edilmemesinin ardından “hami”lerden birinin devreye girmesi kimilerini ziyadesiyle mutlu etti.

Fransa Dışişleri Bakanı, YPG/PYD yöneticisi Muzlum Abdi’yi kabul etti.

Sonrasında da Suriye’de “federasyon” değil ama “ademi merkeziyetçi bir yönetim” ifadeleriyle başa dönülmek istendi.

ŞARA İLE ABDİ’NİN ANLAŞMASININ GEREĞİ YAPILMAZSA

Türkiye’nin Suriye’de 8 Aralık’ta başlayan yeni döneme dair duruşu net: Şam merkezli, bütünleşik bir Suriye.

10 Mart’taki 8 maddelik Şara-Abdi anlaşmasının nihayi hedefi de bu.

Ama şimdi, başa dönülmek isteniyor.

Yani?

Yanisi, YPG/PYD, SDG kisvesiyle işgal ettiği Suriye’nin kuzeyinde otonomi için gün sayıyor.

Bu durumda, Türkiye, sert gücü ile müdahale etmek için muhataplarıyla görüşüyor olabilir.

Peki Suriye PKK’sının destekçisi kim?

Tabii ki öteki Amerika ve Türk solu!

Bingo!

Pentagon merkezli Amerikan dış politikasının Ortadoğu’ya dair uzun vadeli stratejik hedefleri ile Türk solunun bölgeye ilişki perspektifi bir.

Niye bu tespitte bulunuyorsunun cevabını şimdilerde DEM içinde siyaset yapan Türk solunun önemli isimlerinden Cengiz Çandar bizzat veriyor.

KEMAL DERVİŞ TÜRKİYE’YE GÖREVLİ ATANINCA SEVİNÇTEN ÇIĞLIK ATAN CENGİZ ÇANDAR BUGÜNLERDE YENİDEN HEYACANLANDI FARKINDA MISINIZ?

Cengiz Çandar’ın öteki Amerika’ya ne kadar yakın olduğunu daha önce bizi takip edenlere anlatmıştım.

Kısa hatırlatma olsun, Kemal Derviş’in 2001’de Türkiye’ye “görevli” olarak Amerika tarafından atandığında Yeni Şafak gazetesinin yazı işleri salonunun ortasında “Kemal benim arkadaşımmm” diye kartvizitini mutlulukla salladığı anları bu köşede kayıtlara geçirmiştik.

Neyse devam edelim.

Öteki Amerika, şu anda Trump ve Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi Ankara Büyükelçisi Barak’ı boşa düşürmek üzere harekete geçti. Bu durum, Cengiz Çandar’ı çok mutlu etmiş görünüyor.

Çandar, 1991’e dönüp Özal’ın Talabani ve Barzani’ye açtığı kapının bir benzerinin Mazlum Abdi için de açılmasını öneriyor.

Güzel..!

Denebilir ki ne var bunda?

Zaten kendisi de ekliyor “Salih Müslim 2013 sürecinde Türkiye’ye gelip gitmedi mi” diye.

Aslında o da küçük bir nüans farkı gibi sunduğu bu farklılığın krizin ana sebebi olduğunu çok iyi biliyor!

Zira, PKK ele başı Öcalan’ın 21 Nisan 2025’te İmralı’da gelen heyetle yaptığı konuşmada, işaret ettiği “SDG İsrail’e müzahirdir. Bunu ben önleyebilirim. O yüzden İsrail beni öldürmek istiyor” dediği meseleye taraf oluyor.

Tarafı Pentagon ve İsrail merkezli politikadan yana.

Yani?

Türkiye’nin uzun zamandır emek verdiği ancak “içimizdeki bazı”larının da karşı çıktığı “koşulsuz silah bırakma” ve ardından demokratikleşme sürecini Suriye sahasını bahane ederek vurmak!

Buna müsaade edilmeyeceğini burada kayda geçirmek istiyoruz.

ÇANDAR: MAZLUM ABDİ’Yİ MUHATAP ALIN

Ama önce okuma parçası kıvamında Cengiz Çandar’ın T24’teki köşesinden alıntıladığımız şu bölümü bir okuyun:

(…) Üstelik, PYD Eş Başkanı Salih Müslim ve diğer PYD ileri gelenleri 2013 yılında ve sonrasında birden fazla kez Türkiye’ye geldi. Mazlum Abdi’nin Türkiye ile ilişki kurmak için çeşitli yollar aradığını, yurt dışında katıldığım uluslararası konferanslardan birebir biliyorum.

2023 yılında ve ayrıca 2024’te Dışişleri bütçesi görüşmeleri sırasında hep aynı soruyu dile getirdim: Ne oldu da PYD ve YPG ile ilişkiler hasmane bir niteliğe büründü? Ne Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ne de bakanlık yetkililerinden bugüne dek bu konuda bir cevap aldım.

Son bir yıl içinde devletin en üst düzeydeki yetkili şahsiyetleri Abdullah Öcalan ile görüşüyor. PKK kendisini feshetti ve silahlarını Türkiye’ye doğrultmayacağını anlamlı bir sembolik törenle yaktı. Birçok mensubu Mazlum Abdi’nin SDG’si ile aynı duygu boyutunda bulunan, benzer ideolojik eğilimler taşıyan DEM partililer ile ‘süreç' işbirliği yapılıyor.

Bütün bunlar olurken, Mazlum Abdi ve SDG’ye karşı Ankara’nın takındığı hasmane ve olumsuz tutumu anlamanın da açıklamanın da imkânı yok.”

Ne olduğunu biz söyleyelim.

Mazlum Abdi, İsrail ile birlikte hareket etmek istedi.

Hakan Fidan’ın deyimi ile, “İsrailli muhataplara, bu bir savaş nedenidir” dendi.

İsrail dozu düşürdü ama Abdi, hala öteki Amerika’nın himayesinde İsrail ile ortaklaşma eğiliminde.

O halde, Sınırımızın hemen dibinde İsrail’e müzahir bir silahlı yapıyı Türkiye kabul etmez.

Sert güç devreye girer.

Demedi demeyin…

Çandar gibiler, Talabani ve Barzani’ye pasaport veren Özal’ı hatırlatıyor hatırlatmasına da Kuzey Irak’ta referandum demesi yapanlara karşı Türkiye’nin tutumunu unutmuşa benziyorlar. Bafel Talabani’nin Amerikalılarla birlikte PKK’ya verdiği destek nedeniyle Süleymaniye Havaalanı’nın kapatıldığı süreci unutmuşa benziyorlar.

Biz hatırlatmış olalım.

Hasan Öztürk / Haber7

 

Yorumlar14

  • Habil 3 saat önce Şikayet Et
    Özetle, fesih, entegrasyon vs ile Türkiye oyalanırken, Suriye de, bir Arap, alevi, dürzi, Kürt iç savaşı planı adım adım sahneye konuyor. Türkiye şimdi harekete geçmezse ki geçmeyecek, yarın kürt ve Arap, dürzi, alevi birbirini öldürürken taraf olamaz. dem'liler çıkıp, 14 sene durdunuz, pkk silah bırakmışken, işidli Araplar Kürtleri katlederken, saldırmak ne derse, ne diyeceksiniz?...
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Habil 4 saat önce Şikayet Et
    Entegrasyon hikaye, sdg toplu entegerasyon istiyor, yani Suriye ordusunun fıratı geçmediği, üstüne de pkklilerin maaşını ödediği bir ucube. Aksi halde süveyda ve kıyıda olan katliamların, Kürtlere de yapılacağını öne sürüp, silah bırakmayacaklar. Türkiye de bu saate kadar müdahele etmediği sdgye, Araplar, Kürtler, Aleviler vs birbiri ile çatışırken hiç edemez...
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Hasan Kale 4 saat önce Şikayet Et
    Hainlerin Putin'in yaptığı gibi kafasına sıkılmadıkça, balkondan düşmedikçe, intihar etmedikçe bu ülkede hainlerin sonu gelmez.Niçin bu kadar şehit veriyoruz. Gebertirim hainleri.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Habil 4 saat önce Şikayet Et
    Yalnız yarın çok geç olabilir. Pkk nin süreçle zaman kazanma oyununu bile yedik. yarın İsrail ve ABD süveyda oyununu oynar, birileri sivil kürtlere katliam yapar, sdg Kürtleri korumak için harekete geçerse, o saatten sonra Kürtler katledilirken, onları koruyan sdgye müdahale, hem içerdeki Kürtlerden, hem dışardan çok büyük tepki alacağı için yapılamaz...
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Ahmet 7 saat önce Şikayet Et
    Bu ulkede hain bitmez, bi dönem Özal in bi sözü vardi. Satin alinacak insanlar oldugu sürece bu ülkenin haini bitmez, seklinde bi ifade kullanmişti. 72,5 millet bi arada yasiyo lakin hain bitmiyo. Yani hainler için yaşasın cehennem den önce idam edilmeli dunyada, görelim ihanetinin cezasina kaç cesur ! katlanacak.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat