“Gördün mü paranın gücünü, 100 yıllık CHP’yi satın aldık!”

  • GİRİŞ05.08.2025 08:47
  • GÜNCELLEME06.08.2025 10:02

Gün geçmiyor ki İmamoğlu’nun kumanda ettiği İBB’den bir yolsuzluk haberi gelmesin…

Adeta rutine bindirilen bir yağma operasyonu afişe olmasın ve artık sayısını unuttuğumuz bir itirafçının tanıklığı gündeme oturmasın…

Başlıktaki ifade işte bu tanıklıklardan birisine ait…

İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturmasında etkin pişmanlık hükümleri kapsamında ifade veren iş insanı Sarp Yalçınkaya, nakletti bu sözü…

Aslında daha önce de etkin pişmanlıktan istifade için itirafçı olmuştu bu şahıs lakin verdiği ilk ifade yeterli bulunmamış ve tahliye edilmemişti.

Yalçınkaya, bir kez daha müracaat etti ve ikinci ifadesinde, firari şüpheli Murat Gülibrahimoğlu’nun 27 Haziran’da cezaevine gönderdiği bir avukatın kendisine etkin pişmanlık kapsamında ifade vermemesi için baskı yaptığını anlattı.

Adı geçen şahsın güçlü olması nedeniyle ailesine zarar verebileceğini düşünerek tam ifade veremediğini savunan Yalçınkaya, “Sonradan sırtımı devletime yaslamam gerektiğini düşünerek tekrar ifade vermeye karar verdim. İfade etmek istediğim yeni hususlar bulunmaktadır” dedi ve pandoranın kutusu açıldı.

Sarp Yalçınkaya’nın anlattıkları diğerlerinden mahiyet itibariyle çok farklı…

Evet, bu itiraflarda da dehşete düşürücü rakamlar söz konusu…

Evet, bu ifadelerde de İstanbul’un nasıl yağmalandığını, talan edildiğini ve resmen soyulup soğana çevrildiğini görüyoruz diğer itiraflardakine benzer olarak…

Yalnız bu itirafta bambaşka bir söylem var ve bu farklılık İmamoğlu ile şürekasının asıl maksadını deşifre ediyor.

Sarp Yalçınkaya’nın itiraflarından anlıyoruz ki, asıl mesele İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için bir fon oluşturmakmış…

Bu yüzden küçüğüne büyüğüne bakılmaksızın, ne bulmuşlarsa aktarmışlar bu fona.

Fondaki para çok büyük meblağlara ulaşınca da jetlerle yurt dışına taşımışlar ve İstanbul’da da kaldıkları yerden devam etmişler.  

“Bizi haraca bağladılar” diye başlıyor söze itirafçı ve oluşturulan fonun 2 milyar dolara baliğ olduğunu söylüyor.

Bugünün rayiciyle 80 milyar lira ediyor bu rakam.

Yani 200 bin konut parası diyeyim de mahiyetini daha iyi anlayın.

Buharlaşan 560 milyarın yanında küçük gibi duruyor görünmesine bakmayın, sizin bizim muhayyilemizi aşan bir rakamdır bu.

Ayrıca bu rakam kendi ifadelerine göre parti satın alındıktan sonra kurulan fona aktarılan miktar…

Partiyi satın almak için ne ödediler, onu Allah biliyor…

Peki, ne yapıyor bu fonla İmamoğlu?

Daha doğrusu, itirafçı Sarp Yalçınkaya’nın ifadesinden anladığımıza göre İmamoğlu adına fonu idare eden Fatih Keleş, bu paraları nerelere ve ne için serf etmiş?

Sorunun cevabı aslında dehşet verici…

Yazımıza da başlık yaptığımız bu, gerçekten ürküntü verici teşebbüs, adıyla sanıyla CHP’nin satın alınmasından sonra Türkiye’yi satın alma operasyonu…

Kendileri de şaşırıyorlar esasen; “nasıl da 100 yıllık partiyi satın aldık” diyerek…

Evet, gerçekten şaşılacak şey. Sadece şaşılacak değil korkulacak hatta dehşete düşülecek şey!

Yalçınkaya, bu satın alma işini ve sonrasındaki projeyi aynen şöyle ifade ediyor Fatih Keleş’in kendisine bizzat söylediği sözleri aktararak:

“Gördüğün gibi parti işi tamam, parti artık bizde...

Biz ne dersek partide bundan sonra o olacak.

Şimdiki hedefimiz Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı olmasıdır.

Nasıl ki partinin ele geçirilmesi için bir fon oluşturuldu ve bu hususta başarılı olunduysa şimdi de cumhurbaşkanı seçimi için büyük bir fona ihtiyacımız var.

Bu fona katkı verenler abat olacak.

Artık kara göründü, daha çok verme, alma zamanımız yaklaşıyor. Şunun şurasında 2 sene kaldı. İmar, iskân, ruhsat sıkıntısı olanları piyasadan bulalım, hangi ilçede, büyükşehirde iş varsa kapalım. 1 milyon dolar ve üzerinde para alacağımız her işi üstlenelim, küçük işlerle vakit kaybetmeyelim. İmarsız büyük arsalar bulalım, imara açtıralım. Kazandığımız paraların yarısını cumhurbaşkanlığı fonuna, yarısını da cebimize koyalım.”

Evet, vaziyet aynen böyle…

Yalçınkaya konuşunca, tutuklu işadamı Murat Kapki de “benim başım kel mi” dercesine bir hafta sonra o da itirafçı olmaya karar verdi.

Kapki’nin paraları teslim ettiği kişi bu planda farklı…

Bu kez, Kültür AŞ genel müdürü Serdal Taşkın paraların toplandığı şahıs…

Bunların da en küçük şakası 7 milyon imiş.

Yani oluşturulan havuzda 7 milyondan az vereni havuz dışına itiyorlar ve bu parayı verecek şahısları listeye yazıyorlar.

İnanınız şaşırma refleksimizi yitirdik.

Dikkat buyurun, hepsi de toplandığında dudak uçuklatacak korkunç rakamlar ama insanlara birkaç sayının yan yana gelmesinden ibaretmiş gibi görünmeye başladı.

Adam, işi hallolsun diye gözünü kırpmadan 6-7 milyonluk çeki kesip ihalesini almaya bakıyor.

Diğeri de toplanan paralarla önce CHP’yi satın alıyor, ardından da İmamoğlu için cumhurbaşkanlığı fonu kuruyor.

Peki, alınan paraların tamamı fona mı gidiyor dersiniz?

Tabii ki, hayır!

En azından yarısı cebe giriyor doğal olarak.

Ee, ne demişler; “bal tutan parmağını yalar…”

Partiyi kullanarak çeteleşen bu yapının sadece “CHP’yi satın alma fonu”, “cumhurbaşkanlığı adaylık fonu” yok…

Daha birkaç gün önce başka bir fon keşfedildi.

Bu da Beşiktaş belediye başkanı Rıza Akpolat’ın fonu…

Rıza Akpolat’a ait olduğu tespit edilen ve dosyaya giren harcama listesi belediyeye ait bir bilgisayarda bulundu.

Habere göre; Akpolat'ın rüşvetten elde edilen 56 milyon lirayı muhalif medya ve gazetecilere aktardığı söz konusu listede açığa çıktı.

Akpolat tarafından toplam 56 milyon 475 bin TL kişisel harcamanın yapıldığı belirtilen listede, Nevşin Mengü, Altan Sancar, Ali Haydar Fırat ve İsmail Küçükkaya’nın yanı sıra Halk TV, Tele 1 ve KRT’ye de milyonlarca lira para aktarıldığı bilgisi yer aldı.

Sakın yanlış anlaşılmasın.

Bunların hiçbirini biz demiyoruz.

Kendi tanzim ettikleri listeler ve verdikleri paralar bunlar.

Liste bir bilgisayarda çıkıyor ve yukarıda adı geçen medya mensuplarını ile ödenen paraları da bu liste marifetiyle öğreniyoruz.

Şimdi anlıyor musunuz, neden ölümüne ve rezil olmacasına savunuyorlar bu hırsızlığı, talanı ve soygunu?

Çünkü kendi paylarına da bir şeyler düşüyor ve onlar da bu paraları afiyetle yedikten sonra üzerlerine düşeni hiç yüksünmeden yapıveriyorlar…

Düşünmesi bile dehşet verici ama bir anlığına hayal etsenize bunların memleketin idaresini ele geçirdiklerini…

Geçirirler mi peki?

Vallahi hiç belli olmaz!

Biz, olup biteni görmekte böylesine ilgisiz ve tepkisiz kaldıkça, çok daha beteri de olur.

Nihat Nasır / Haber7

 

Yorumlar34

  • Mehmet 14 saat önce Şikayet Et
    Ben en büyük rüşvet çarkının döndüğünü Sayıştay Raporunda bu iftiracı zihniyetin ifşa edildiğini internette okudum.
    Cevapla
  • Süleyman 5 gün önce Şikayet Et
    Allah biliyor ya şu kibir abidesi ekremi hiç sevmemistim. Bosuna seçim kazandığında Yunan sevinmemisti. Hırsızın önde gideniymis sülün Osman
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • İsmail Sağlam 5 gün önce Şikayet Et
    Allah bu çetenin şerrinden İstanbul'u ve Türkiye'yi korusun.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Yusuf yıldız 5 gün önce Şikayet Et
    Bu chpkk Müslüman Türk Milletimin istikbali için en büyük engeldir.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Abdulbaki Yesil 6 gün önce Şikayet Et
    Onlar almadı Londra bankerleri elini sıcak sudan soguk suya sokmadan hallettiler. Şimdi bunun diploma fiyaskosu çıkınca,A.Gul uzerinde calısiyor İngilizler. 19 yy ingilteresi tekrar oyun kuruyor heeyyy millet uyuma. Yahudi bankerleri devrede. Konu israil ve gazze. Bu ekip tek kelime ediuormu gazze ile ilgili.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat