"Terörsüz Türkiye, terörsüz bölge” düsturuyla yola çıkıldığında uyarılarını üst perdeden yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın silahlar gömülmezse, “Silahlarıyla birlikte gömülürler” sözünü hatırlıyoruz.

Yine, “Kadife eldiven içindeki demir yumruk iner” dediği uyarıları da unutmadık.

İşte o sürecin başlangıç safhasında, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Şam’da Şara ile yaptığı görüşmeden sonraki açıklamaları hala zihnimizin bir yerinde duruyorken…

Dün belki de “son ikaz” anlamına gelebilecek çok sert uyarılar yaptı.

Fidan, ilk kez Şam’da dile getirdiği, daha sonra çeşitli vesilelerle tekrarladığı konuyu bir kez daha hatırlattı dün YPG/PYD-PKK’ya..!

Neydi o?

Suriye’de SDG içindeki PKK’lıların silah bırakması…

Suriyeli olmayan PKK’lıların ülkeyi terk etmesi…

SDG içindeki üst düzey teröristlerin Suriyeli dahi olsa ülkeyi terk etmesi…

Nihayetinde geri kalanların Şam ile bütünleşmesi.

***

Türkiye Cumhuriyeti’nin Suriye’deki PKK için koyduğu perspektifin özeti bu.

***

Zaman geçtikçe Amerika’nın geri durduğu sahada, İsrail inisiyatif aldığında…

Bu kez en üst düzeyde uyarı İsrail’e yapılmıştı. “Türkiye’nin güney sınırlarında silahlı grupları şayet kendin çıkarlarınız için kullanma eğiliminde olursanız bunu savaş nedeni sayarız!”

İsrail bu mesajı bir süreliğine almış göründü.

Ama Suriye’nin güneyinde Süveyda’da meydana gelen olayları bahane edip (ki Dürzilerin bir kolunu kışkırtan yine İsrail’di) Şam’ın merkezini vurdu.

İşte bu İsrail müdahale, Suriye’nin kuzey ve doğusunu işgal eden YPG/PYD’nin iştahını kabarttı.

Bir küçük hatırlatma daha…

10 Mart 2025’te Ferhad Abdi ile Ahmet Şara bir masada 8 maddelik anlaşma imzaladı. Anlaşmanın gereği, SDG, Şam ile bütünleşecekti.

Neyse…

Ferhad Abdi’nin başını çektiği YPG, İsrail’den aldığı güç ile anlaşmayı rafa kaldırdı. Yetinmedi. Geçtiğimiz hafta Haseki’de bir toplantı yaptı. Şam’a rest çekti. Özerklik ilanına benzer bir açıklama yaptı.

Hem de Amerika’nın Suriye Özel Temsilcisi Barak’ın onca uyarı ve ikazlarına rağmen.

“SİZİ UYARIYORUM, KURNAZLIK YAPMAYIN. BİZ ENAYİ DEĞİLİZ”

Türkiye bu arada “enayi olmadığını” gösterdi.

Şara’yı Ankara’ya davet etti. Ardından Fidan Şam’a gitti.

Ve nihayet dün..!

Suriye Dışişleri Bakanı ve  Milli Savunma Bakanı Ankara’ya geldi.

Savunma Bakanlarının ortak imzası ile “Askeri eğitim anlaşması” imzalandı.

Hakan Fidan ile mevkidaşı Esad Şeybani kameraların karşısına geçti.

Bize göre Fidan İsrail ve güdümündeki YPG’ye tarihi bir uyarı da bulundu.

Dedi ki, “YPG, Suriye’de oyun bozanlık yapıyor.”

Dedi ki, “SDG, İsrail’in Suriye’deki maşası olmaktan vaz geçmeli.”

Dedi ki, “Biz enayi değiliz, ne yapmak istediğinizi görüyoruz.”

Dedi ki, “10 Mart anlaşmasına rağmen YPG’liler Suriye’yi terk etmiyor.”
Dedi ki, “Faydayı maksimize etmek için bir bekleyiş içinde olduklarını görüyoruz.”

Dedi ki, “Küçük kurnazlıkları görmüyor değiliz.”

Dedi ki, “Sizi tekrar buradan uyarıyorum. Suriye’yi yeniden tekrar nasıl inşa edeceğinizi düşünün.”

Dedi ki, “Kusura bakmayın kimse enayi değil, biz enayi değiliz. Bu süreçlere iyi bir niyet yatırıyoruz diye sizin orada ortaya koyduğunuz küçük kurnazlıkları görmüyor değiliz. Ama büyük bir devlet olmanın bir kuralı var. Sizi tekrar buradan uyarıyorum ve halihazırda durduğunuz yeri artık değiştirmeye davet ediyorum.”

Hakan Fidan’ın YPG’ye yani PKK’nın Suriye kolunu son kez uyardığını düşünüyoruz. Çok üst perdenen bir uyarıdır bu.

TERÖRLE MÜCADELE İÇİN ŞAM İLE ANKARA BİRLİKTE ÇALIŞACAK

Ve bu uyarıyla birlikte Ankara’da Milli Savunma Bakanları’nın imza törenine ilişkin fotoğraf haber merkezlerine de düşünce…

İşin renginin değiştiğini düşünüyoruz.

Bizim de bir süredir beklentimiz olan, “sınır ötesi harekat” değilse bile Mehmetçik daha kapsamlı ve bu kez Şam ile birlikte “terörle mücadele” konusunda Suriye için gün sayıyor.

Hasan Öztürk / Haber7