İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini sürdürürken Siirt’te okuduğu “Asker Duası” isimli şiir sebebiyle 1999 yılında 10 ay hapse mahkûm edilen ve “siyasi yasaklı” olan Tayyip Erdoğan, Pınarhisar Cezaevi’nden çıkar çıkmaz kollarını sıvadı.

Türkiye’yi dolaşan, il, ilçe ve köylerde vatandaşlarla bir araya gelerek sorunlarını dinleyen Erdoğan’ın liderliğindeki bu oluşuma “Erdemliler Hareketi” ismi verildi.

Bu hareket;

Adeta “yamalı bohçaya” dönen ve Türkiye’nin siyasal yaşamını demir bir “korse” gibi sıkan darbe artığı 1982 Anayasası ile onun ruhuyla donatılmış Siyasi Partiler Kanunu’nun yürürlükte olduğu…

Cunta heveslisi paşaların, seçilmiş siyasilerle yan yana oturduğu MGK’nın, “siyaset üstü” konumunun tartışıldığı…

Ekonomik krizin adeta hallaç pamuğuna çevirdiği halkın büyük çoğunluğunun siyasetten nefret ettiği bir süreçte, “Aydınlığa açık, karanlığa kapalıyız” sloganıyla yola çıkarak, “AK Parti” ismini aldı.

14 Ağustos 2001 tarihinde gerçekleşen bu kutlu doğumla dünyaya gelen ve içinde bulunduğu karanlık dönemi aydınlatma vaadinde olduğu için amblem olarak “Ampul”ü tercih eden AK Parti, 1859’dan bu yana kurulan 281. parti oldu.

O dönem Ankara Bilkent Otel’de gerçekleşen “tanıtım toplantısı” sırasında alkışlarla çıktığı kürsüde uzun bir konuşma yapan ve daha yola çıkmadan “taşralı” diyerek engellemeye çalışanlar olduğunu söyleyen Erdoğan;

“Şu güzel an, hayatımın diğer bütün mutluluk sayfalarından daha baskın geliyor. Çünkü bu sayfa, diğer bütün sayfaların toplamıdır. Şükürler olsun başardık” dedi.

İlkler ve ilkeler partisi olacaklarını ve siyasette hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağını söyleyen Erdoğan,

“Voltaire'in ‘Sizin görüşlerinize katılmıyorum. Ancak bu görüşlerinizi rahatça ifade edilemeniz için canımı feda etmeye hazırım’ sözünü kılavuz edineceklerini belirterek”, daha o günden “uzun soluklu bir yola çıktıklarının” müjdesini verdi.

Kimi kiralık kalemler ise Erdoğan’ın bu sözlerini dalga konusu yaparak,

“Bu hareket çok fazla karbonatlandı, şişirildi”, “AK Parti, Saadet Partisi'yle kent varoşlarında birbirine rakip yan yana iki bakkal dükkânından biri olur” benzetmesi yapsa da…

Tarih, Başkan Erdoğan’ı haklı çıkardı..

“Millete hizmet” şiarıyla yola çıkan ve 3 Kasım 2002 seçimlerinde “Anadolu ihtilali”ni başlatan AK Parti’nin bu uzun soluklu koşusu 24. yılını geride bıraktı.

AK Parti, bu süre zarfında başta özgürlükler olmak üzere ulaşım, enerji, sağlık ve savunma gibi birçok alanda dev reformlara imza attı.

Postalcı paşalara, e-muhtıralara, hain kalkışmalara ve kapatma davalarına rağmen vesayet odakları karşısında diz çökmedi.

16 Nisan 2017 referandumuyla kabul edilen ve 10 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlanan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”yle, yeni bir dönemi başlattı.

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde, tarihinde ilk kez ikinci sıraya düşse de AK Parti halen Türkiye’nin en büyük partisi ve milletin umudu olmaya devam ediyor.

Kimileri üslubunu gerekçe göstererek, “otoriter bir dil kullanmak”la itham etse ve “Tek adam” yaftası vurmaya kalksa da…

İBB Başkanı seçildiği günden beri mütemadiyen;

“Ben size efendi değil, hizmetkâr olmaya geldim” diyerek, kendini bu milletin “hâdim”i olarak gören ve hiçbir zaman başta yol arkadaşları olmak üzere kimseyi yüzüstü bırakmayan Başkan Erdoğan ise hala insanların ilk “sığınağı” olarak siyasi arenadaki mümtaz yerini koruyor.

Dün AK Parti Kongre Merkezi'ndeki kutlama töreninde konuşan ve “Anadolu İhtilali'nin 24'üncü senesini coşkuyla idrak ettiklerini” ifade Başkan Erdoğan,  “kimsesizlerin kimsesi, yaralı kalplerin merhemi, mazlum ve mağdurların yoldaşı olduklarını, düşenin elinden tuttuklarını ve kendilerine umut bağlayanları yüzüstü bırakmadıklarını” söyledi.

Kendilerine kurulan pusuların tamamını milletin desteğiyle bertaraf ettiklerini ve daima dik durduklarını belirten Erdoğan’ın konuşmasının belki de en önemli yeri ise “AK Parti’nin insan öğüten bir değirmen olmadığına” ve “vefanın hiçbir zaman eksilmediğine” yönelik açıklamasıydı.

Zira Başkan Erdoğan, eski ve yeni yol arkadaşlarına yönelik iltifatlarını sürdürürken…

Aynı dakikalarda..

Geçmişte AK Parti kadrolarını “taşralı” diyerek hakir gören ve onlara her türlü hakareti etmekte sakınca görmeyen CHP’liler ve kiralık trolleri…

Bu kez de 2 dönem milletvekili, 4 dönem de belediye başkanı olarak CHP’ye emek veren ve yıllarca “Topuklu Efe” denilerek baş tacı edilen Özlem Çerçioğlu’na saldırıyorlardı.

CHP’de yaşanan anti-demokratik uygulamalardan ve şu sıralar yolsuzluk ve hırsızlık iddialarıyla gündeme gelen parti yöneticilerinin “Kamu ahlakına riayet etmemelerinden” şikâyetçi olan…

Ve!

Bu yüzden eski partisi ile aynı yolda yürüme imkânı kalmadığı için istifa eden Özlem Hanım’a sırf “Cumhurbaşkanımın himayesinde Aydın’a hizmet edeceğim” dediği için, “Topuklayan Efe” dâhil, CHP’nin her kademesinden edilmedik hakaretler bırakmıyorlardı.

Aslında sadece dün yaşananlar bile AK Parti’nin bu ülke için ne denli önemli bir parti olduğunu, kendilerinden olmayanlara yaşam hakkı bile tanımayan CHP’nin ise mazlum halklar için nasıl bir tehdit oluşturduğunu özetlemeye yetiyor.

Dolayısıyla, ülkenin huzur ve selameti, insanların özgürce tercih yapabilmesi için AK Parti’ye nice “iktidar” dolu yıllar diliyorum!.

Zekeriya Say / Haber7