Avrupalı liderlerin Trump'ın karşısında şişe gibi dizilmiş hali, üzerine romanlar yazılacak bir görüntü…

Küreselciler, turuncu devrim ile el koydukları Ukrayna’ya gaz vererek Rusya ile bir savaşa tutuşturdular. Ukraynalıların, Soros destekli dallı güllü tiplerin peşi sıra girdikleri “Avrupa yolculuğu” ulusal bir felakete dönüştü. “Aslansın kaplansın” diye gaz verenlerin dirliği düzeni bozulmadı, olan Ukrayna’ya ve Ukraynalılara oldu. Ülke büyük bir yıkıma sürüklendi. 10 milyon muhacir, 1 milyondan fazla ölü, bölünmüş bir ülke, çökmüş bir ekonomi ve tamamen tahrip olmuş sosyal doku…

Ukrayna’yı Zelenskiy eli ile felakete sürükleyenler, şimdi yanlarına kuklalarını da alarak toplanmışlar, facianın bedelini nasıl paylaşacaklarını, cenazeyi hangi usuller ile kaldıracaklarını konuşuyorlar. Trump ise artık kokuşmaya yüz tutmuş cesedi kaldıran cenazeci rolüyle içlerinde en rahat olan kişi.

Sonuç olarak Ukrayna’nın topraklarını ve madenlerini kaybetmesi kesinleşiyor. Ülkenin %30’unu Rusya alıyor. Değeri 5 trilyon doları bulan madenler ise ABD’ye kalıyor.
Karşılığında ABD tarafından Ukrayna’ya güvenlik garantisi veriliyor. O da ne garanti ama! Ukrayna, kendini korumak için 100 milyar dolarlık Amerikan silahı satın alınacak. Faturayı ise Avrupalılar ödeyecek!

Koca koca liderler, büyük abinin ayarı karşısında sessizce başlarını öne eğiyor. Amerikan barışı, yine olması gerektiği gibi, “oyunu kuran masanın mutlak kazancı” ile tesis ediliyor.. 

Demek ki, Batının siyasi düzeni 1949’da nasıl kurulmuşsa aynen öyle devam ediyor. Sabah akşam demokrasiden dem vuran Avrupa ülkelerinde düzenin gerçek sahibinin halk değil, büyük sermayedarlar olduğu bir kez daha anlaşılmış oluyor. Sıradan bir Alman’ın, bir Fransız’ın veya herhangi bir milletten bir insanın böylesi bir onursuzluğu kabul etmesi mümkün mü? Hiçbir normal insan, milli gururunun bu şekilde kırılmasına rıza göstermez. Avrupalı liderler, halklarının beklentilerine kulak tıkayıp gerçek sahiplerinin, finans sermayesinin taleplerine boyun eğiyor. 

Siyasal alana dair ilk tespitimiz: Avrupa, büyük oynadı, büyük kaybetti. Bu yenilginin önümüzdeki dönemde siyasi yansımaları olması gerekir. Avrupa genelinde milliyetçi/sağcıların yükselişi, siyasi dümenler ile engellenemeyecek bir noktaya varabilir. 

NEDEN İSRAİL’İ DESTEKLİYORLAR?

Fotoğrafın arka planındaki ilişkileri izah etmek, Avrupalıların İsrail yanlısı tutumunu da bir nebze anlamamızı sağlıyor. Avrupa ülkeleri neden soykırımcı İsrail’e karşı etkin bir yaptırım ortaya koymuyorlar?  Neden Filistin’e desteği suç ilan edip soykırımı destekliyorlar?

Öyle ya, uluslararası büyük sermaye tarafından seçilen, Siyonizmin emrinden çıkamayan adamlar , nasıl olacak da Siyonizme dur diyecekler? Eşyanın tabiatına aykırı…. 

CHP’DEKİ DIŞ POLİTİKA AKLI!

CHP’nin dış politika aklı Namık Tan, “Beyaz Ev’deki fotoğrafta neden Türkiye yok?” diye konuşmuş. İnsan, “Akıllısı bu ise delisi nasıldır acaba?” diye sormadan edemiyor!
Birincisi, Türkiye Rusya’ya karşı savaş bloğunun bir parçası değil. İkincisi şayet Türkiye oraya gitse, bu yararımıza değil zararımıza olurdu.

Namık Bey’in bunları bilmeme ihtimali olamaz. Şu halde başka bir maksadı olmalı. Sormak lazım, gerçeklikle ilgisi olmayan bir masalı sırf Türkiye zarar görsün diye mi dilinize doluyorsunuz, yoksa derdiniz içeride yapacağınız yeni bir siyasi hokkabazlığın yolunu yapmak mı?

Türkiye, Ukrayna - Rusya savaşından en az zararla çıkmayı başardı. Tüm batı dünyası, en gergin zamanlarda bile tehditlere boyun eğmeyeceğimizi, müstakil politika geliştirebileceğimizi gördü. Ve işte savaş bitiyor… Avrupalılar Rusya ile nasıl tekrar normalleşecekler, ekonomik zararlarını nasıl telafi edecekler tartışılır. Eğer CHP’nin aklına uysaydık bugün biz de “kaybeden Avrupalıların” arasında olacaktık. Ne diyelim, Allah korumuş.

HEDEF HALKBANK MI, EKONOMİ Mİ?

Sözcü gazetesi, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile ilgili asılsız bir haber yapıyor. Ünlü bir internet sitesinin müstear isimli yazarı bu yalanı köpürtüyor. Bazı sosyal medya hesapları ise tam gaz yalanı yaymakla uğraşıyor…. 

Bu, bir ay içinde Halkbank’a yönelik ikinci “manşet operasyonu”. Bu işin arkasında kimler var, bilemem ama bir kamu bankası olması sebebi ile hedefin genel olarak Türkiye ekonomisi olma ihtimali yüksek.

Uluslararası finans çevrelerinin Türkiye’ye saldırmak için bahane aradığını hepimiz biliyoruz. Üstelik ekonomik programın son düzlüğündeyiz, çok hassas bir dönemden geçiyoruz. Türkiye’nin İsrail karşıtı politikası da Siyonist çevreleri rahatsız ediyor. 
Bu kadar açık objektif koşullar altında “tesadüflere inanmak” biraz saflık olmaz mı?

Gaffar Yakınca / Haber7