Malazgirt Zaferi’nin yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha Suriye’deki SDG’ye “Şam’la diyalog kurma” çağırısı yaptı

Erdoğan, “Diyalogla çözümden yanayız” dedi. Telkinlerde bulundu. İkaz etti.

Malazgirt’te zaferi getiren ruha işaret etti.

MALAZGİRT RUHU BUGÜNE IŞIK TUTUYOR

Anadolu’daki bin yıllık kardeşliği hatırlattı.

“Önce Terörsüz Türkiye, sonra terörsüz bölgeyi inşa edeceğiz” dedi.

Erdoğan’ın Malazgirt meydanındaki konuşması, Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin “akamete mi uğrayacak” endişelerinin arttığı bir dönemde “cansuyu” niteliğindeydi.

Erdoğan dedi ki, “Malazgirt'te omuz omuza destan yazan kahramanların uğruna hayatlarını feda ettikleri mukaddes değerler işte buradadır. Türk'ü, Kürt'ü, Arap’ı Sünnisi ve Alevisi ile Anadolu’nun gönül harcını muhabbetle yoğuran kurucu irade bugün buradadır.”

Dedi ki, “Sultan Alparslan’ın zaferini Selahaddin Eyyubi ve ordusu ile buluşturan, Sultan Fatih'in emanetini Yavuz Sultan Selim’e ulaştıran işte bu imandır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük ve güçlü Türkiye için çırpındıklarını söyledi.

BU SEFER AKAMETE UĞRATAMAYACAKLAR

“Her türlü engele, engellemeye, sabotaja rağmen” bunu başaracaklarının altını çizdi.

Terörsüz Türkiye sürecinde milletin arasına fitne duvarları örmek isteyenler müsaade etmeyeceklerini anlattı.

“Ne yaparlarsa yapsınlar bu sefer başaramayacaklar” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki Kürtlerin de teminatının Türkiye olduğunu söyledi.

Ve “Yönünü Ankara ya ve Şam’a dönenler kazanacak. Biz, tüm bölgemizde kalıcı barışın tesisinden yanayız. Biz, sorunların diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesinden yanayız. Türkiye Yüzyılını, büyük ve güçlü Türkiye’yi, önce Terörsüz Türkiye’yi, ardından terörsüz bölgeyi gönül gönüle vererek el birliğiyle gerçeğe dönüştüreceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri aslında hem en üst düzey güvenlik bürokrasisi tarafından hem de DEM’in yötecileri tarafından içselleştirilmişti.

Bizdeki iki bilgi bunu teyit ediyor.

Bunlardan ilki, DEM Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’ın, Habertürk canlı yayınında sorduğumuz bir soru üzerine verdiği şu cevap; “Biz Türkiyeli Kürtler Ankara ile, Suriyeliler Şam ile, İranlılar Tahran ile Iraklılar Bağdat ile konuşacak.”

Yani bu dört ülkedeki Kürtler yönünü başkentlerine çevirecek ve ora ile konuşacak.

İkinci en üst düzey güvenlik bürokrasisinden. Deniyor ki, “Terörsüz Türkiye ile birlikte Terörsüz Bölge hedefine yürürken, Suriyeli Kürtlerin Şam ile diyaloğu desteklenip, kolaylaştırıcı olunacak.”

Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1071 Malazgirt Zaferi’nin 954’ncü yıl dönümünde yaptığı konuşma bir yönüyle Anadolu’nun mayasının gücüne işaret etti.

Bir yönüyle de Terörsüz Bölge perspektifinde Suriye’deki SDG’nin Şam ile diyaloğunu geliştirmesi için telkinde bulundu.

***

Aynı gün, Şam’da Şara’nın misafirleri Özel Temsilci Barak ve Amerikan heyetiydi.

Geçtiğmiz hafta da İsrail Dışişleri Bakanı ile Suriye Dışişleri Bakanı’nın Paris’te bir araya gelmesini hatırlarsak…

Suriye’de de Terörsüz Bölge hedefine dönük önemli gelişmeler bekleyebiliriz.

Hele hele, yarın DEM heyetinin İmralı’dan döndükten sonra verilecek mesajın niteliği sürecin seyrini etkileyecektir diye düşünüyoruz.

ANADOLU’NUN, KUŞU SERÇE, AĞACI SÖĞÜT, MAYASI İSLAM’DIR

Malazgirt de bizim Büyük Taarruz’da.

Alparslan da bizim Yavuz da bizim, İdrisi Bitlisi de bizim, Fatih de bizim, Mustafa Kemal de…

Anadolu’nun kuşu serçedir;

Ağacı söğüt…

Mayası İslam’dır.

Vesselam.

Hasan Öztürk / Haber7