“Bir duruşu olmalı insanın”
- GİRİŞ12.09.2025 09:10
- GÜNCELLEME12.09.2025 09:44
Önceki akşam TÜGVA’nın (Türkiye Gençlik Vakfı) Medya ve İletişim yemeğinde vakfın Yüksek istişare kurulu üyesi Bilal Erdoğan ve Genel Başkanı İbrahim Beşinci’nin misafiri olduk.
Bilal Bey ve İbrahim Bey’le aynı masaya oturmamızla birlikte daha ilk dakikadan itibaren, medyada yer bulan negatif çağrışımlı haberler üzerinden, toplumun, gençlerin dertleri, sıkıntıları, dünyanın gidişatı gibi bir dünya mesele hemencecik sohbetimizin ana konuları haline dönüştü.
Böylesi işlerle derdi ve duruşu olan insanlar alakadar olur netice itibarıyla.
TÜGVA’da zaten böyle bir ‘dertlenme’ duygusunun karşılığı olarak ortaya çıkıp bugünlere geldi.
Şimdi tekrar önceki akşama döneyim…
Orada şunu fark ettim:
Türkiye Gençlik Vakfı’nın yürüttüğü çalışmaların kıymetini daha iyi anlamak için, vakfın temel misyonunun çok incelikli cümlelerle anlatıldığı kısa videoyu izlememiz, sonra da İbrahim Beşinci ile Bilal Erdoğan’ı dinlememiz gerekiyormuş.
Bunların hepsi olduktan sonra, yani akşamın sonunda, “İyi ki gençlere dokunan böyle güzide vakıflar var memlekette” duygusuyla oradan ayrıldık.
Böylesi ‘iyilik hareketlerine’ içinden geçtiğimiz dönem ve şartlarda hiç olmadığı kadar fazla ihtiyaç var zira.
TÜGVA 1 milyon kişiye dokunabilecek kadar büyümüş.
400 binden fazla gönüllüsü olan bir yapı haline dönüşmüş.
2025 yılının ilk sabahı Gazze’deki vahşete karşı ses vermek adına gerçekleşen Galata buluşmasını bir, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı 50 bin kişilik Dolmabahçe buluşmasını iki, zikretmem, vakfın hangi seviyelere ulaştığının iki örneği olarak yeterli sayılabilir.
Yaz kamplarında 450 bine yakın gencin yararlanması sağlanmış.
81 ilde ve 600’den fazla ilçede varlık gösteren bir yapıya dönüşmüş TÜGVA.
Başlığa taşıdığım ifade de, TÜGVA’nın sözünü ettiğim videosundan.

“Bir duruşu olmalı insanın, bir iz bırakabilmesi için” diye başlayıp ilerleyen bir video.
Sempatik ve duyarlı bir isim olarak Genel Başkan İbrahim Beşinci, “Normalde açık platformlarda sesimizi yükselterek konuşmaya alışık olduğum için burada salon konuşmasına uyarlayarak konuşmaya çalışacağım” biçiminde bir giriş yaptı.
TÜGVA’nın gönüllülük esasına dayalı çalışma biçiminden söz etti.
Konuşmasının bir yerinde “Kendi mutluluğu dışında başka bir şey düşünmeyen kişi kötü kişidir” biçiminde esaslı bir cümle kurdu.
Gerek İbrahim Beşinci, gerek Bilal Erdoğan’dan dinlediklerimizin özetinde, TÜGVA’nın memleketin dört bir yanında kabına sığmayan bir seviyeye nasıl ulaştığına, yüzbinlerce gence nasıl ulaşılabildiğine, dokunulabildiğine dair bilgiler vardı.
Memleketin milli manevi değerlerine sahip çıkan gençler yetiştirmeyi hedefleyen, iyiliksever, vatansever nesiller için uğraş vermek.
Böylesi bir misyonun hele hele şu içinden geçtiğimiz çağda nasıl bir kıymet arz ettiğini ifade etmek adına güncel bir meseleye atıf yapmak isterim.
18 yaş altı suça bulaşan ‘çocukların’ sayısındaki artış ve bu nedenle caydırıcılık üretmek adına bu durumdakilere daha fazla ceza verilmesi yönünde yapılan tartışmalar ve alınan kararlar.
Bu cümle üzerinde biraz düşünüp TÜGVA gibi vakıfların değerini zihnimizde tekrar kıymetlendirebiliriz.
Şeffaf bir yönetim anlayışı olduğunu da öğrendik TÜGVA’nın.
Yıllık bütçesi 150 milyon lira imiş.
302 işadamı ve 6 binin üzerinde tekil kişinin bağışı üzerinden bu bütçe oluşuyormuş.
TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu üyesi olarak bir konuşma yapan Bilal Erdoğan ise konuşmasında, “Dünyanın geleceğinin karanlık olmadığını gösterecek nesillere ihtiyaç var.” Şeklinde bir cümle kurdu.
“Dünya için de yol gösterici bir nesle ihtiyaç var.” Diyerek TÜGVA’nın hedeflerinden birini zikretti.

“Türkiye de buna hazır bir nesil ortaya çıkmaya başladı.” Dedi.
15 Temmuz gecesi sergilenen destansı duruşa atıfla, o gece sokaklara çıkan gençlerden söz edip, “Dünyaya örnek olacak bir nesil.” İfadelerini kullandı.
“Gençlerdeki özgüvende patlama var.” Dedikten sonra rol model olarak “Selçuk Bayraktar’ın, Aziz Sancar’ın isimlerini zikretti Bilal Bey.
15 sene yurtdışında geçirdiğini ifade eden Erdoğan, “Kural temelli uluslararası düzenin bozulmasıyla, Dünya’nın önüne yeni bir şeyler koyabilecek bir zeminin ortaya çıkmış olmasından” söz etti.
Konuşmasının sonlarına doğru Türkiye’nin eğitim alanında kaydettiği pozitif gelişmelere değindi.
Bir örnek üzerinden.
Önceki dönemlerde Uluslararası yarışmalarda Türk öğrencilerin 30’lu 40’lı sıralarda kendilerine yer bulabilir iken, gelinen nokta itibarıyla ilk 10’a girilebiliyor olmasından söz etti.
İnsanların en zor anlarında yanlarında olabilmek gibi TÜGVA’nın bir başka hedefinden söz etti Bilal Erdoğan.
Bu hepsinden daha etkileyici geldi bana.
“Mesela” dedi, “Hastanelerde hasta yakınlarına ihtiyaçlarını sormak,” o zor anlarında onlara yardımcı olabilmek.
Bütün bunlar bir derdi ve bir duruşu olan insanların yapabileceği, düşünebileceği işler.
Bilal Erdoğan, Cumhurbaşkanı oğlu olmanın konforunu yaşamak yerine, Cumhurbaşkanı oğlu olmanın sorumluluğuyla değerli işler yapıyor.
Eğitim ve gençliğe dokunan kalıcı işler.
Mehmet Acet - Haber7
Yorumlar6