Türkiye olmasaydı Filistin ne olurdu?

  • GİRİŞ23.09.2025 09:06
  • GÜNCELLEME23.09.2025 09:06

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün Filistin ve Gazze için BM Kürsüsü’nden yapacağı tarihi konuşmayı merakla beklerken bir an aklımdan “Ya Türkiye olmasaydı?” sorusu geçti…

Gözlerimi kapadım ve şu soruyu sordum: “Ya Türkiye olmasaydı?”

Filistin'in çöl rüzgârlarında savrulan bayrağı, Gazze'nin dar sokaklarında yankılanan feryatlar...

Bu coğrafya, Osmanlı'dan miras kalan o derin bağlar olmadan, nasıl bir karanlığa gömülürdü?

7 Ekim 2023'teki o simsiyah günden önce ve sonra, Türkiye'nin ortaya koyduğu çabalar, sadece diplomatik bir duruş değil, bir ulusun vicdanının somut haliydi.

‘Türkiye'siz bir Filistin ve Gazze’ tam olarak nasıl bir tablo çizerdi?

Acı verici bir resim, ama gerçekçi bir ayna…

Önce, 7 Ekim öncesine dönelim…

Belkide bir çoğunuz yapılanlardan yeni haberdar olacaksınız…

Ancak Türkiye'nin Filistin'e desteği, Erdoğan yönetiminde kök salmış bir gelenekti…

2005'ten beri Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Filistin'de 543'ten fazla kalkınma projesi hayata geçirmişti…

Okullar, su tesisleri, tarım merkezleri ve mesleki eğitim atölyeleri...

Bunların zirvesi, Gazze'nin kalbine dikilen Türk-Filistin Dostluk Hastanesi'ydi…

62 milyon dolara mal olan, 2018'de açılan ve Filistin'in en modern sağlık tesisi haline gelen bu yapı, kanser tedavisi için umut ışığıydı.

Pandemi döneminde bile, TİKA'nın desteğiyle bu hastane, binlerce hastaya şifa dağıtıyordu.

Diplomaside ise Türkiye, iki devletli çözümü savunan, BM'de Filistin lehine oy kullanan bir ses olmuştu.

Türkiye olmasaydı?

O hastane olmayacaktı ve Gazze'de kanser hastaları, sınırlı tesislerde çaresizce beklerdi.

TİKA'nın bin 100'e yaklaşan projesi olmadan (ki bunların çoğu 2023 öncesiydi), okullar yıkık dökük kalır, su kaynakları kurumuş, tarım çökmüş olurdu.

Diplomatik arenada Türkiye'siz bir boşluk: Arap ülkelerinin bölünmüşlüğü, Avrupa'nın ikircikli tutumuyla birleşince, İsrail'in yerleşim politikaları daha da pervasızlaşırdı.

Filistin, yalnız bir ada gibi, ekonomik yardımlardan (1994-2020 arası toplam 40 milyar doların önemli bir kısmını Türkiye'nin katkılarıyla gerçekleşti) mahrum kalırdı.

Tablo; daha da derin bir yoksulluk, daha sık çatışmalar ve unutulmuş bir halk olarak karşımıza çıkacaktı…

7 Ekim sonrası ise Türkiye'nin rolü, bir kurtarıcı gibi, en azından bir umut ışığı gibi parladı…

Terörist İsrail’in türlü baskı ve manipülasyonlarla zulmü karartmasına izin vermedi.

Erdoğan, dünyanın gözünün içine baka baka haykırdı…

Türk medyası şehitler verse de gerçeği görüntülerle, belgelerle ortaya koydu.

İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan Kanıt Belgeseli ve belgelerden oluşan kitaplar, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde delil olarak kullanıldı...

Bununla yetinilmedi…

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hükümeti yaşananları "kritik dönemeç" olarak niteledi ve harekete geçti.

Ekim 2023'ten beri 100 bin tondan fazla insani yardım: 25 bin ton gıda, 3 bin ton tıbbi malzeme, barınaklar ve su tankerleri bölgeye gönderildi…

11 uçak, bir gemiyle saha hastanesi ekipmanı, onbinlerce battaniye...

Kızılay ve AFAD öncülüğünde, Mısır'la koordineli geçişler sağlandı.

Diplomaside ateşkes çağrıları, İsrail'e ticaret ambargosu ve "garantör sistemi" teklifiyle kalıcı barış için Türkiye'nin arabuluculuğu somutlaştırıldı.

Halk desteği ise yüzde 83 ile ezici bir noktaya ulaşmıştı…

Her yüz kişiden 83’ü Filistin'i destekliyor, protestolar milyonları sokağa döküyordu.

Türkiye olmasaydı; ilk olarak karartmalara karşı Gazze’deki mezalim bu kadar görünür olmayacak, dünya kamuoyu ayağa kalkmayacak ve Katil İsrail bu kadar köşeye sıkışmayacaktı.

Erdoğan’ın her platformda bu zulmü haykıramayacaktı…

O 101 bin ton yardımın büyük kısmı olmayacak, Gazze'de açlık ve hastalıklar katlanarak daha da artacaktı…

Belki de Filistin sessiz sedasız halksız kalacaktı…

Ya da umutsuz kalacaktı…

Gerçek çabaların aynası…

Türkiye, yardım gemileriyle, hastanelerle, sesiyle Filistin için bir liman oldu…

Olmasaydı?

Gazze, unutulmuş bir yara gibi kanardı!

Filistin, rüzgârda savrulan toz olabilirdi.

Ama varız…

Ve bu bağ; umudun son kalesi.

Vicdanımız, diplomasimiz ve ellerimizle, o tabloyu değiştireceğiz.

Çünkü Filistin, bizim yaramız…

Çünkü Gazze, hepimizin evi.

Yorumlar12

  • Şüheda 1 saat önce Şikayet Et
    İnşallah , Gazzeli mazlumları türk askerinin savunacagı günlerde gelir....
    Cevapla
  • Mümtazer 4 saat önce Şikayet Et
    Rabbim, Filistin için, mazlum ve mağdurlar için yardım eden, yardıma vesile olan herkesten ebeden razı olsun. Ülkemize milletimize Allahım zeval vermesin... Bu kadar işlerin yapıldığından maalesef haberimiz yoktu... Bilgilendirdiğiniz için sizlerede teşekkür ederiz Ferhat bey....
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Muvahhid 5 saat önce Şikayet Et
    Rabbim senin sayını arttırsın Rabbim senin gibi konuşanların sayısını arttırsın Rabbim bize İslam iman itikat ahlak Gazze'ye yardım edenlere peşinden gidebilmeyi her platformda dünyaya getirebilmeyi ve tayyibime erdoğan'ıma Rabbim uzun ömür nasip etsin amin
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • aksa tufanı 5 saat önce Şikayet Et
    Vadedilmiş topraklar kısmı işin vitrinde görünen tarafı. , Şuan zalimliklerini arttırmalarının sebebi Türkiyeyi olası bir savaşa çekip gücünü düşürmek...Çünkü Türkiye İsrail için var oluş yok oluş meselesi. Bekle bizi Mescidi Aksa bu hasretlik bitecek. Bizim hasretimizin bitmesiyle İsrail bitecek. Ya Devlet Başa, Ya Kuzgun Leşe...
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Gazze 5 saat önce Şikayet Et
    Dün akşamdan beri zaten çok üzgündüm Gazze Filistin için bugün yüz katı daha üzgünüm 680 bin insanın öldüğü kalanlarında ölümü beklediği zalimin hala parmak salladığı bir sistem iyiki varsın Reis .Rabbim büyüktür.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat