Yalan, hem fertlerin hem de hükümet ya da devlet adamlarının elinde; ne kadar saklasalar da yatsıya kadar yanan bir mumdur.

Fakat toplum ve devletlerin elinde bu mum, biraz daha uzunca bir süre yanmaya devam ediyor.

Yalan temelsiz, kısa ömürlü ve günü kurtarmaya matuftur.

Yalan aslında katran yüzlü bir şeytandır.

Ancak bu şeytanın pis, zifir yüzü ne kadar cilalanıp parlatılmış olarak herkese ışıl ışıl gösterilse de saltanatı kısa ömürlüdür yani, bireyin yalanı yatsıya kadar ise, devletin yalanı da ondan biraz daha uzuncadır.

Bireyin ömrü, devletin ömrü içinde yaşar ve devletten daha önce sonlanır, devletten daha kısa olduğu için de çoğu kez yanılırız.

Özellikle 1789’dan bu tarafa adına aydınlık felsefesi dedikleri bu Frenk anlayışının temelinde yatan yalanın, adaletsizliğin ve ırkçılığın biraz uzunca sürmesi bizi aldatmasın.

Geçen gün yine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) beş daimî üyeden biri olan ve Gazze soykırımını yaptıran Amerika’nın, Siyonist İsrail lehine oy kullanması da bizi yanıltmasın.

Yalanın bu kanlı saltanatı da çökecektir.
 

Şu var ki; yalanın toplumsal olaylarda kullanılması son derece büyük kitlesel katliamlara sebep olabiliyor.

1970’lerin Türkiye’sinde de yalan sebebiyle ülkemizde nice ocaklar sönmüş, nice yuvalar dağılmış, nice insanlar ölmüş veya sakat kalmıştır.

Kahramanmaraş’ta, Sivas’ta, Erzincan’da, Malatya’da ve daha birçok yerde yalanın yakıp yıktığı ev ve iş yerleri unutulacak gibi değildir.

Yalanın ömrü kısadır ama tahrip gücü, özellikle kitlesel katliamların oluşmasında çok yüksektir.
 

Zerre kadar tereddüt etmeden söylüyorum; benim kuşağım görür ya da görmez ama, bütün sermayesi yalan olan, ABD İmparatorluğunun gölgesine sığınıp, sivil ve silahsız kadınları, yaşlıları ve çocukları katleden bu İsrail devleti er ya da geç, destekçileri ile birlikte yerle yeksan olacaktır.

Çünkü İsrail’in saltanatı yalan üzerine, riya ve zorbalık üzerine bina edildi.

Sinsi ve karanlık İngiliz aklının Ortadoğu’ya bir çıban başı gibi yerleştirdiği İsrail, 1948’den bu tarafa her karış Filistin toprağını yalanla, zorbalıkla, gasp etti, istila etti, işgal etti.

Bu yalanın, gasp ve zorbalığın üstüne konutlar inşa edip veya Filistinli insanların evlerini çalarak içinde oturdular ve yıllardır hala böyle yapmaya devam ediyorlar.

O gün bugündür İsrail, her attığı adımda yalan söylüyor.

Tarihte de öyleydi, bugün de öyle.

Allah’ın kitabı Tevrat’ı çarpıtıp, tahrif edip yalan söylediler.

Peygamberlerine yalan üstüne yalan söylemişlerdi ve Peygamberlerini de katletmişlerdi.

Toprak gasp ederken yalan söylüyorlar.

Birleşmiş Milletlerin onlarca kararının her birinin etrafını tek tek dolanarak, her biri için ayrı ayrı yalan uyduruyorlar.

Deniz kenarında birbiri ile oynayan, koşan Filistinli çocukları, keskin nişancı ile katledip yalan söylüyorlar.

Gazze’de insanlık tarihinin soykırımını, işgalini yaparken, bebekleri aç ve susuzluktan öldürürken, insanları yurtlarından sürerken yalan söylüyorlar.

Hamas'ın sürekli İsrail’i bombaladığı yalanına sarılıp, Filistinli kadın ve çocukların üzerine bomba yağdırıyorlar.

İnsanların barınaklarını gasp ediyorlar.

İnsanları sakat bırakıyorlar.

Evleri yakıyor, yıkıyor, sahiplerini de aç bîilaç köyünden, kasabasından sürgün ediyorlar.

Gencecik çocukların kollarını taşlarla eziyorlar.

Zindanlarda binlerce Müslümanı aç, susuz ve hasta bırakıp ölüme terk ediyorlar.

İnsanların malına, mülküne, arazisine el koyup ardından bir yalan uyduruyor ve hiç utanıp sıkılmadan bu yalanı da bütün dünyaya karşı savunuyorlar.

Amerika’nın her eyaletinde ayrı ayrı kurduğu; tefecilik, gasp, organ hırsızlığı, fuhuş, kumar, silah ve kan mafyası çarkı ile elde ettiği paralarla satın aldığı Hristiyan mabetlerini, medyasını, siyasetini bir evanjelist yalanı ile tüm İslam alemine düşman etti.
 

FETÖ ajandasından aldıkları evanjelistlerin en büyük düşmanının Türkiye Cumhurbaşkanı olduğu yalanını devralarak hatta, bu sebeple Erdoğan’ın İsa Mesih’in de düşmanı olduğunu söylüyor ve tüm Amerikan medyasında açıktan açığa algı oluşturuyor, insanları bu ahlaksızca söyledikleri yalana inandırmaya çalışıyorlar.
 

İsrail, yalanı hayat tarzı yaptığı gibi, acındırma ve ezikliğini kullanma konusunda da son derece ustalaşmıştır.

Siyonistler; Almanların, Yahudi ırkına uyguladığı baskı ve şiddetten yola çıkarak binlerce abartıdan ve yalandan sinema filmi, tiyatro eseri, müzik, hikâye, roman ve sayısız sanat eseri üreterek, bu acındırma ve eziklik ile bütün dünyayı kandırdı ve kandırmaya devam ediyorlar.

Siyonistler, bu gezegende sahip olduğu medya aracılığı ile, acındırma ve ezikliğini diri tutarak, Filistin’de uyguladığı katliamları perdelemeye, etkisini azaltmaya çalışıyor ve bunu da çok iyi başarıyorlar.

İsrail; katil, soykırımcı ve yalancı bir devlettir.

İsrail; Siyonist ve acımasız bir devlettir.

İsrail; Yahudi'den ve evanjelist olan bir Hristiyan’dan gayrısına insan gözüyle bakmayan bencil ve ruh hastası kimseler tarafından yönetilen bir devlettir.
 

İsrail, yine ruh hastası evanjelist Amerika başkanlarının desteği ile yüz binlerce silahsız ve sivil Filistinli, Gazzeli masumu katledip, yüz binlercesini de yaraladı.

İsrail halkı da bilsin ki, kanla ve yalanla, savunmasız bir halktan gasp edilen topraklar üzerine yapılan evlerin balkonlarında sefa sürmeye devam edemeyecekler.

Bu devran, bu yalan saltanatının mumu er veya geç sönecek.

Kahhar ve Müntakîm olana and olsun ki, ciğerlerimizi kavuran, kemiklerimizi sızlatan o günahsız bebeklerin parçalanarak öldürülmesinin hesabı da, mutlaka sorulacak.

Ferman Karaçam

YouTube     : youtube.com/c/Ferman Karaçam

Twitter        : twitter.com/fermankaracam 

Instagram   : instagram.com/fermankaracam

Facebook   : facebook.com/karacamferman

E-mail         : fermankaracam@gmail.com

Web Sitesi : fermankaracam.com