“Türk Boğazları ;Geleceğe Açılan İki Kapı,İki Boğaz,Tek Güç’’
- GİRİŞ26.09.2025 08:42
- GÜNCELLEME26.09.2025 08:42
Küresel gücün ve geleceğin rotası Türk Boğazlarından geçiyor.
Dünya tarihine yön veren ticaret yolları, her dönemde milletlerin kaderini belirlemiştir. İpek Yolu, Baharat Yolu nasıl ki geçmişte zenginliklerin ve güç dengelerinin merkezi olduysa, bugün de Türk Boğazları aynı öneme sahiptir. İstanbul ve Çanakkale Boğazları, sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın stratejik anahtarıdır.Gerçek şu’ki Türk Boğazları İstanbul ve Çanakkale Dünya ekonomisinin kalp atış noktası ve can sigortasıdır.
Dünya deniz ticaretinin kalbi İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nda atıyor. Her gün onlarca tanker ve kruvaziyer, Türkiye’nin stratejik sularından geçiyor. Rusya–Ukrayna savaşıyla birlikte enerji ve tahıl taşımacılığında Türkiye’nin rolü kritik bir boyuta ulaştı, Boğazlar aynı zamanda kruvaziyer turizminin yükselen merkezi hâline geldi.
Türkiye, tarih boyunca olduğu gibi bugün de bu geçitlerin sahibidir.Gerçekte Dünya’nın kaderi,bir bakıma Türk Milletinin iradesinden geçmektedir.Küresel ticaretin geleceği, bu toprakların güvenliği ve bu milletin kararlılığıyla doğrudan bağlantılıdır.
“Enerjiden ticarete, jeopolitikten güvenliğe… Türk Boğazları yalnızca gemilerin değil, küresel ekonominin de rotasını belirliyor. Türkiye, bu hakimiyetle dünya dengelerinin merkezinde.”
Her yıl on binlerce gemi, milyonlarca ton enerji ve ticari yük bu sulardan geçerken, Türkiye’nin bu geçitler üzerindeki hâkimiyeti yalnızca coğrafi bir avantaj değil; aynı zamanda jeopolitik bir güç unsurudur.
Tüm bu konuları bu bağlamda; Türk Boğazları’nın stratejik önemini, geleceğini, alanında uzman isim değerli arkadaşım Ali Aktoprak ile konuştuk.
Sayın Aktoprak, Türk Boğazları’ndan geçen gemiler sadece yük değil; aslında küresel ticaretin, enerji güvenliğinin ve turizmin de kaderini taşıyor. Sizce İstanbul ve Çanakkale Boğazları, önümüzdeki yıllarda dünya ekonomisinin denge noktasında nasıl bir rol oynayacak?
Bölgesel ve küresel dengelerdeki rolünü daha net anlamak için bu röportaj, bizlere önemli ipuçları veriyor.
Türk Boğazları sadece coğrafi bir geçit değil, aynı zamanda jeopolitik bir merkezdir.Enerji savaşlarının gölgesinde, büyük devletlerin rekabetinde, bu boğazlar stratejik bir denge unsurudur. Ali Aktoprak, Türk limanlarında hızlı, güvenilir ve çözüm odaklı acente hizmetleri sunan firmanın operasyonlarını yönetiyor. Daha önce Çanakkale Kepez Limanı’nda 10 yıl süreyle Genel Müdür olarak görev yapmış olan Aktoprak, liman operasyonlarının modernizasyonu ve uluslararası deniz trafiğinin etkin yönetimi konusunda önemli tecrübeler edindi.
Ali Aktoprak, tecrübelerine ve gözlemlerine dayanarak Türk Boğazlarını bize şöyle değerlendirdi:
Milyonlarca ton tahılın güvenli şekilde dünya pazarlarına ulaşmasını sağlayan Tahıl Koridoru Anlaşması, Türkiye’yi diplomatik ve lojistik anlamda kilit ülke konumuna taşıdı. Çanakkale Boğazı’nın kruvaziyer turizminde yükselen bir rota olması, Galata Port’un açılışı ve Kuşadası ile Bodrum limanlarının kapasite artışlarıyla birleşince, Türkiye Akdeniz’in en dinamik kruvaziyer zincirlerinden birini kurdu. Bu büyük sorumluluk, Türkiye’nin Boğazlarda can ve mal emniyetini sağlamak için daha güçlü arama-kurtarma kapasitesi geliştirmesini zorunlu kılıyor.
Karadeniz’den çıkan petrol ve doğalgaz tankerlerinin Boğazlardan geçişi, dünya enerji güvenliğinin yeni denklemini oluşturuyor.
“Kruvaziyer turizmi ve kültürel miras boyutuyla ele alındığında, Türk Boğazları sadece bir deniz yolu değil, aynı zamanda bir medeniyet vitrini. Siz bu üçlü misyonu ticaret, enerji ve turizm nasıl yorumluyorsunuz?”
Son yıllarda Çanakkale Boğazı, kruvaziyer turizminin yükselen rotası hâline geldi. Galataport’un açılması ve Kuşadası ile Bodrum limanlarının kapasite artışı, Çanakkale’yi de bu zincirin önemli halkası yaptı. Kruvaziyer firmaları her sezon yeni hatlar ekleyerek rotalarını çeşitlendiriyor; Gelibolu ve Troya gibi tarihi duraklar, turistlerin ilgisini çeken önemli noktalar arasında. Bu artan trafik, bölge ekonomisine de doğrudan katkı sağlıyor.
Aktoprak’a göre Türk Boğazları sadece bugünün değil, geleceğin de en kritik su yollarından biri olmaya devam edecek:
“Önümüzdeki on yılda Boğazlar daha yoğun, daha stratejik ve daha kırılgan bir hale gelecek. Enerji taşımacılığında yaşanan dönüşüm, tahıl koridorları gibi insani misyonlar ve artan kruvaziyer trafiği Türkiye’nin aynı anda hem küresel ticaretin sigortası hem de turizmin yeni cazibe merkezi olacağını gösteriyor. Bu büyük sorumluluk, boğazlarda can ve mal emniyetinin sağlanması için daha güçlü arama kurtarma kapasitesi, çevresel sürdürülebilirlik ve ileri teknolojiye dayalı trafik yönetimi gerektiriyor. Boğazları yalnızca bir geçiş hattı değil, aynı zamanda bölgesel kalkınmayı tetikleyen bir değer zinciri olarak görmek zorundayız. Türkiye Montrö’nün getirdiği dengeyi titizlikle korurken, uluslararası ticaretin güvenliği ve turizmin sürdürülebilir büyümesi için de stratejik vizyonunu ortaya koymalı.
Eğer biz ‘No limit for better’ anlayışıyla hareket edersek, Boğazlar sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın geleceğini şekillendiren sahne olmaya devam edecektir.”
Bu konuya binaen Türk Boğazları’nın stratejik önemini bizlerle paylaşan değerli görüşleriyle röportajımıza katkı sunan kıymetli arkadaşım Sayın Ali Aktoprak’a çok teşekkür ederim.
Türk Boğazları yalnızca gemilerin değil, dünyanın kaderinin geçtiği kapıdır. Türkiye bu kapının anahtarını elinde tutarken, hem küresel ticaretin sigortası, hem de turizmin göz kamaştıran cazibe merkezi olmayı sürdürecektir.
Türkiye, boğazlarına hâkim oldukça yalnızca denizlere değil, küresel ticaretin kalbine de hükmediyor. Bu gücün yanına turizmin cazibesini eklediğimizde, Türk Boğazları bir milletin değil, tüm dünyanın merkezi olmaya devam edecektir.
Sayın Aktoprak,son olarak tüm bu değerlendirmeleriniz ışığında, Türk Boğazları’nın gelecekte dünya ticareti, enerji güvenliği ve turizmi açısından nasıl bir rol üstleneceğini tek bir cümleyle özetleyecek olsanız, okuyucularımıza vermek istediğiniz en önemli mesaj ne olurdu?
Türk Boğazları, sadece gemilerin geçtiği bir suyolu değil; küresel ticaretin kalp atışı, enerji güvenliğinin sigortası ve turizmin geleceğe açılan vitrinidir; bu yüzden boğazlara hâkim olan, aslında dünyanın dengelerine de yön verir.”
“Türk Boğazları, küresel ticaretin rotası, enerji güvenliğinin anahtarı ve turizmin kalbidir.”
“Türkiye boğazlarına hâkim oldukça, dünya ticaretine de turizmine de yön vermeye devam edecektir. Bugün de yarın da değişmeyecek gerçek şudur;
Türkiye,Boğazlarıyla Dünyanın kalbine hükmediyor.’’
“Değerli arkadaşım Sayın Ali Aktoprak’a vizyoner açıklamaları,değerlendirmeleri için çok teşekkür ederim.
Bu söyleşiden çıkan sonuç ise;
‘’Türk Boğazları’ndan geçen sadece gemiler değil; aslında küresel ekonomilerin geleceğidir.”
‘’Boğazlar, dün olduğu gibi yarın da dünya dengelerinin kalbi olmaya devam edecek.‘’
‘’Boğazlara Hakim Olan, Geleceğe Yön Verir’’
‘’ Gelecek Türk Boğazlarından Geçiyor’’
Cemil Şahin
Köşe Yazarı-Araştırmacı
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol