Nadir toprak elementleri (NTE), modern dünyanın petrolü konumunda… 

Elektrikli araç bataryalarından rüzgâr türbinlerine, savunma sanayisinden akıllı cihazlara kadar her alanda vazgeçilmez olan bu 17 mineral, küresel güç dengelerini yeniden şekillendiriyor. 

Uluslararası Enerji Ajansı, 2040’a kadar NTE talebinin 7 kat artacağını öngörüyor… 

Bu elementler olmadan yeşil enerji ve yüksek teknolojinin gerçekleşmesine net bir biçimde ‘hayal’ diyebiliriz…

Çin’in küresel üretimin yüzde 80’ini elinde tuttuğu bu alanda, tedarik zincirini çeşitlendirme yarışı da hız kazanıyor. 

İşte tam bu noktada, Türkiye’nin Eskişehir Beylikova’daki 694 milyon tonluk rezervi devreye giriyor. 

Eskişehir Beylikova’daki NTE rezervleri, Çin’den sonra dünyanın ikinci büyük kaynağı konumunda bulunuyor.

Bu sadece bir maden değil; Türk ekonomisini uçurabilecek trilyon dolarlık bir hazine…
Bu rezerv, Türkiye’ye neler vaat ediyor? 

Milyarlarca dolarlık ihracat geliri, yerli sanayide sıçrama, istihdam patlaması ve cari açığın fazla vermesi anlamına geliyor... 

Bu hazine elektrikli araç bataryaları, rüzgâr türbinleri ve savunma teknolojileri gibi stratejik alanlarda Türkiye’yi ithalatçı olmaktan çıkarıp küresel tedarik zincirinin kilit oyuncusu haline getirecek. 

Bloomberg’in analizine göre, bu rezervin ekonomik değeri trilyon dolarları bulabilir…

Dahası bu gelişmenin Türkiye için ‘jeopolitik bir koz’ olacağını söylemek için stratejist olmaya da gerek yok.

Türkiye, diğer alanlarda gerçekleştirmeye başladığı gibi NTE ile bağımsızlığını daha da güçlendirip, Çin’e ve Batı’ya kafa tutabilir. 

Bu, ekonomik olduğu kadar stratejik bir zafer.

Peki, bu tarihi fırsat karşısında başka ülkelere göre ‘nadir bulunan muhalefet’ ne yapıyor? 

Rezervlerin işletme aşamasına geçtiği, uluslararası ilgilerin yoğunlaştığı bir dönemde, akıl almaz bir karalama kampanyası başlatıyor. 

“Madenler ABD’ye satıldı”, “Trump’a peşkeş çekildi” gibi asılsız, ipe sapa gelmez iddialarla milletin aklını bulandırmaya çalışıyor.

Bunu sadece sorumsuzlukla izah etmemiz mümkün değil…

Yapılmaya çalışılanı düpedüz milli çıkarlara ihanet sınırında bir sabotaj olarak okumak mümkün…

Muhalefetin bu yalanı gündeme getirme zamanlaması tesadüf mü? 

Asla. 

Türkiye’nin küresel bir güç olma yolunda attığı bu dev adım, bazılarını rahatsız ediyor. 

Kimleri mi? 

Muhalefetin sürekli ülkesini şikâyet ettikleri Batılı ülkeleri… 

ABD, Avrupa ve onların yeşil enerji tekellerini… 

Türkiye’nin NTE ile bağımsız bir tedarikçi olması, Çin’in hakimiyetini kırarken Batı’nın da işine gelmiyor. 

Çünkü bu, onların jeopolitik hesaplarını altüst etme ihtimalini ortaya koyuyor.

Muhalefet, bilerek ya da bilmeyerek, bu yabancı lobilerin maşası haline geliyor. 

Ben bilmeyerek yaptıkları kanaatinde değilim…

Ve bu konuda yanılmak isterim.

Muhalefet, kendi ülkelerinin tarihi bir fırsatını baltalamak için yalanlar uyduruyor, kamuoyunu zehirliyor, yatırımları riske atıyor. 

Bu, sadece siyasi ahlaksızlık değil; Türkiye’nin geleceğine kastetmek.

Tabi karşınızda ‘nadir bulunan muhalefet’ söz konusu ise; bu noktada ‘açık iletişim’ son derece kritik bir rol oynuyor.

Hükümet, rezervlerin yönetimi, çevresel etkiler ve ekonomik getiriler konusunda şeffaf olmalı.

Vatandaş, spekülasyonlar yerine gerçek verilere ulaşmalı. 

Ancak bu yükü sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın omuzlarına bırakmamak gerek. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Beylikova sahası hiçbir ülkeye verilmeyecek” dedi; bu net.

Ancak, Enerji Bakanlığı’ndan uzmanlara, ilgili tüm kurumlar bu gerçeği yüksek sesle haykırmalı. 

Muhalefetin bu iğrenç yalanlarını boşa çıkarmak ya da yalana hiç başvuramayacağı bir zemin oluşturmak için işin doğrusunun kolektif bir çabayla anlatılması gerekiyor. 

Aksi halde, muhalefetin bu aymazlığı, Türkiye’nin trilyon dolarlık fırsatını gölgeleyebilir.
Nadir toprak elementleri, Türkiye’yi küresel bir süper güç yapabilir. 

Ama muhalefetin bu utanç verici karalama kampanyaları, milletin hayallerine değil, yabancı çıkarlara hizmet ediyor. 

Şeffaflıkla, kararlılıkla ve birlikle bu fırsatı değerlendirelim. 

Çünkü Türkiye’nin geleceği, bu haince oyunlara kurban edilemeyecek kadar değerli.

Ferhat Murat  / Haber7