Ner’de trak, or’da bırak!
- GİRİŞ19.10.2025 08:47
- GÜNCELLEME19.10.2025 08:47
İnternetin en büyük iletişim platformlarından bir Reddit. Yüz milyonun üzerinde aktif üyesi olan site, forum mantığı ile çalışıyor. Yani kullanıcıların girdiği her gönderi bir tartışma başlığı gibi işlev görüyor, konuya ilgi duyanlar altına görüşlerini yazıyor. Bu yüzden, Reddit’in en yaygın kullanım biçimlerinden biri “tavsiye almak”. İnsanlar, sorularını veya sorunlarını dile getiriyorlar ve kullanıcılardan görüşler, tavsiyeler alıyorlar.
Geçenlerde Reddit’teki sorunlar ve tavsiyelere ilişkin çok ilginç bir araştırma düştü önüme.
Bir araştırmacı, 2010-2025 yılları arasında insanların “evlilik ve ilişki problemleri” ile ilgili sordukları soruları ve bunlara verilen yanıtları derlemiş.
Önce 52 milyon yorumdan belirli bir nitelikte olan 1 milyon 166 bin yorumu/tavsiyeyi ayırmış. Sonra da bunları tavsiye türlerine göre 7 kategori halinde sınıflandırmış:
- ‘İlişkiyi bitir (boşan, ayrıl)’ diyenler
- ‘İletişim kurmayı dene’ diyenler
- ‘Zaman tanı, ara ver’ diyenler
- ‘Sınır koy / sınırlara saygı göster’ diyenler
- ‘Psikolojik danışmanlık/terapi al’ diyenler
- ‘Uzlaşmayı dene’ diyenler
- Diğerleri
Çıkan sonuç gerçekten üzerinde düşünmeye değer….
15 yıl içinde “ilişkiyi bitir/boşan” diye öğüt verenlerin oranı inanılmaz derecede artmış. Olumlu yöndeki tavsiyelerin oranı ise aynı şekilde düşmüş
Ayrıl/boşan diyenlerin oranı 2010 yılında %31 iken 2025’te %49’a tırmanmış.
Zaman tanı/ara ver diyenlerin oranı 2010’da %26 iken 2025’te %13’e düşmüş.
‘İletişim kurmayı dene’ diyenler %23’ten %15’e, uzlaşmayı dene diyenler ise %7’den %4’e düşmüş.
İlişki danışmanına git diyenlerin ve sınır koy diye tavsiye verenlerin oranlarında da artış var ama o kadar yüksek değil.
Özetle, insanların evlilik ve ilişki sorunları ile ilgili tavırları bariz şekilde katılaşmış. Bizdeki argo tabir ile diyecek olursak “Ner’de trak, or’da bırakçıların” sayısı ciddi biçimde artmış.
Bunun iki anlamı var. Birincisi, insanlar gün geçtikçe ilişkilerine daha az bağlı, onları bitirmeye daha meyyal hale geliyorlar. İkincisi, bu yönde “olumsuz” tavsiyeler vermek de daha meşru ve yaygın hale geliyor.
Birinciden başlayalım…
İlişkilerin daha çabuk bitme noktasına geldiğini, boşanma oranlarındaki artıştan zaten görüyoruz. Hem de dünyanın her yerinde mahkemelerin boşanmayı zorlaştırmasına rağmen! Bizde ve dünyada yasalar, insanları bir arada tutmak için, kitabi tabir ile diyecek olursak “aile birliğini korumak için” tasarlanmış. Yani, yasal düzenlemeler de olmasa boşanma oranları çok daha yukarılara çıkacak.
Bugünün açık gerçeği şu: İnsanlar evlenmiyor, evlenmeyi öncelik sıralamasında gerilere itiyor. Evli olanlar da eskiye göre daha fazla bitirme yolunu seçiyor.
Sebepleri tartışılabilir. Ekonomi mutlaka önemli bir etken. Daha az kazanan, geçim kaygısı çeken insanların ilişkileri de doğal olarak daha kırılgan oluyor.
Ama sebep sadece bununla sınırlı değil; sosyal medyanın ve popüler kültürün değerler üzerindeki yıkıcı etkisi de mutlaka hesaba katılmalı. Aşk, sevgi, aile gibi kavramlar eskisi kadar kıymet görmüyor. Bunlarla alay ediliyor, hafife alınıyor. Veya çok kolay elde edilebilecek kıymetsiz şeylermiş gibi algılanıyor.
Dünyaya egemen olan kapitalist kültürden ilişkiler de payını alıyor. Egemen kültür, daha ziyade parayı ve maddi değerleri yücelttiği için genç insan, gelecek üzerine düşünmek istemiyor. Sadece bugünü düşünüyor, sadece tüketerek kendini iyi hissediyor. Her şeyin yüzeysel olduğu dünyada, ilişkiler de derinleşemiyor. Her şeyin kısa vadeli olduğu yaşamda, ilişkiler de kısa sürüyor.
Araştırmadaki ikinci noktaya gelince…
Evet, insanlar başkalarına ilişki ve evlilik ile ilgili daha olumsuz tavsiyeler veriyor, kolayca “ayrılın, kesip atın” diyor. Çünkü, öncelikle kendileri de hayata öyle bakıyor.
Ancak tek sebep bu değil…
Mutsuz insan, çevresinde mutlu çiftler, sağlıklı ilişkiler görmek istemiyor. Bir tür haset duygusu ile hareket ediyor. “Bende olmayan başkasında da olmasın” diyor. Zaten bu yüzden uzmanlar “ilişki sorunlarınızı herkese açmayın, uluorta konuşmayın” diyor. Bunu yapanların önce kafası bin türlü kötücül fikir ile çorbaya dönüyor sonra da ilişkileri daha yüksek gerilimlerin altında kalıp eziliyor.
İnsanın insandan fikir alması, birilerine akıl danışması son derece doğal. Ama böylesine karmaşık bir çağda kimden akıl alacağınızı da iyi seçmek gerekiyor. Tuzu kuruların, kötü niyetlilerin ve ahmakların verdiği akıl daha kötü sonuçlar doğurabiliyor.
Yorumlar14