Ülkücü camianın sevilen bazı isimleri kadroya dâhil edilerek “milliyetçi-muhafazakâr” makyajla kurulan İyi Parti’de işler “iyi” gitmiyor.

2017 yılında, İçişleri Bakanlığı'na kuruluş dilekçesini verdikten sonra, “İyi bir siyasal hareketle Türkiye kucaklaşmasını başlatıyoruz” diyen Meral Akşener’in “proje partisi” adım adım sona yaklaşıyor.

“Devletin başına Meral gelecek” sloganları eşliğinde kurulduğu halde CHP’ye koltuk değneği olmaktan öteye gidemeyen, PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile yaptığı örtülü ittifaklarla tepki toplayan İP, yaptığı kritik hatalar yüzünden bir türlü dikiş tutturamadı.

Partinin kuruluşunda yer alan Yusuf Halaçoğlu, Özcan Yeniçeri, Nevzat Bor, Ali Türkşen ve Yavuz Ağıralioğlu gibi önemli isimler, “Türk milliyetçiliğinin tasfiye edilip FETÖ’cülerin göreve getirildiğini”, “partinin Sorosçulara teslim edildiğini” ve “HDP/PKK’nın taleplerine boyun eğecek konuma geldiğini” söyleyerek teker teker partiden İP’leri kopardı.

Bir “siyasi mühendislik” çalışması sonucu kurduğu partisiyle MHP’yi zayıflatmaya çalışan Meral Akşener de finalde, yüzünde “Rabbi Yesir” gördüğü CHP’li eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan benzer muamele gördü.

Partisine çekilen operasyonu fark eden ve “Maskeli baloya, mandaya boyun eğmeyeceğiz” diyerek artık zillet ittifakına dâhil olmayacaklarını ilan eden Meral Hanım, son bir gayretle 81 ilde yerel seçimlere kendi adayları ile girme kararı alsa da…

Seçimde yaşanan hezimetin sorumluluğunu üstlenerek olağanüstü kurultaya gitti ve yeniden aday olmayacağını duyurarak bir anlamda partisini terk etti.

İP’lilerin bile “Allah memleketi korumuş” diye tarif ettiği o karanlık sürecin ardından partinin başına gelen Müsavat Dervişoğlu da yaşanan erimeye çare olamadı.

14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde yüzde %9,69 oy alarak Meclis’e 44 milletvekili gönderen İyi Parti, istifa ve ihraçlarla tam 14 milletvekili kaybetti.

Kürşad Zorlu, Ünal Karaman, Seyithan İzsiz, Nebi Hatipoğlu, Dursun Ataş, Salim Ensarioğlu, Ahmet Ersagun Yücel gibi isimler AK Parti’ye geçerken…

Ümit Dikbayır, Adnan Beker, Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu, Ümit Özlale ve 28 Şubat sürecinde 5 banka batıran “Yüzde 10 Sami”nin hukukçu oğlu Bahadır Erdem ise CHP’yi tercih etti.

Şimdiye kadar giden vekiller hakkında konuşmaktan kaçınan Müsavat Dervişoğlu, dün partisinin Eskişehir İl Kongresi'ne yaptığı konuşmada İyi Parti’den ayrılan tüm milletvekillerine yönelik ağır sözler söyledi. 

Partiden ayrılmak isteyen tek bir kişiye bile kararını değiştirmesi için zorlamadığını belirten Dervişoğlu, “Gidenler gittikleri yerlere kadar gitsinler, cehennemin dibine kadar yolları var” ifadelerini kullandı.

Dervişoğlu ayrıca partisinden gidenler için “siyasi cennete gittikleri kanaatini de taşımıyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Dervişoğlu’nun esip gürlediği saatlerde ilginç bir gelişme yaşandı.

Bir dönem İP’in ağır toplarından olan ve Akşener'in külliyeye giderek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesine “tepkisiz” kaldığı gerekçesiyle Müsavat Dervişoğlu'na kızarak partisinden istifa eden Koray Aydın’ın, “CHP’ye geçmek için nabız yokladığı” iddia edildi.

Haziran 2024’te kurucuları arasında yer aldığı ve genel başkan yardımcılığı yaptığı İyi Parti’den istifa eden Bağımsız Milletvekili Koray Aydın, yakın çevresine “CHP’ye geçsem tepki çeker miyim?” diye soruyormuş.

Derviş Bey bu iddialara ne der bilmiyorum ama doğrusunu söylemek gerekirse, ben çok şaşırdım.

Zira Koray Aydın, İyi Parti’deki en sağlam “Milliyetçi” isim olarak biliniyordu.

MHP lideri Devlet Bahçeli, 2016 yılında, kendisini devirmek için harekete geçen parti içi muhaliflerin arasında yer alan Aydın için, “Koray Aydın bey ülkücü ocaklarından yetişmiş değerli bir dava arkadaşımızdır. Adayların içinde tek ülkücü kendisidir” diyerek, onun ne denli samimi bir “Ülkücü” olduğuna hüsnü şahadet etmişti.

Koray Aydın da “çocukluğumdan beri bir gün bile ayrılmadım” dediği MHP’den ayrılıp Meral Akşener’in kuracağı İP’e katıldığını açıkladığı basın toplantısına giderken “Evde dram yaşandı... Çok zor geldi bana… Ben ağladım aslında...” demişti.

Sözde “milliyetçi” çizgide siyaset yaptığını öne süren İyi Parti’ye katılırken bile gözyaşı döken Aydın, CHP’ye ise her zaman mesafeliydi.

İyi Parti, CHP ile ittifak yaptığında ise “Sol Parti solla ittifak kursun” düşüncesinde olduğunu belirtmiş ve “Eğer irade bizde olsaydı CHP ile ittifak yapmazdık” diyerek, millet ittifakına zorla dâhil edildiklerini itiraf etmişti.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi “HDP’ye bakanlık” verebileceklerini söyleyen CHP’li Gürsel Tekin’i de en sert eleştiren isimlerin başında gelen Koray Aydın,

“Bu söylemleri kendi adlarına mı söylüyorlar, yoksa ittifak adına mı? İktidar partisinin hepimiz adına söylenen sözler gibi takdim etmesini sırtımıza alıp taşıyamayız” diyerek, CHP’nin bakanlık vaadine bile ortak olmayacaklarını deklare etmişti.

Şimdi n’oldu da yılların “Ülkücüsü” olan ve “Yüce Divan”da yargılanıp zorla aklanan Koray Aydın, yolsuzluk batağına saplanan CHP’ye geçme kararı aldı.

Yoksa Müsavat Dervişoğlu’nun satır arasına eklediği gibi Koray Aydın’a da bir “siyasi cennet” mi vaat edildi?