Doğu Türkistan konusunda kim yalan söylüyor?

  • GİRİŞ05.11.2025 08:51
  • GÜNCELLEME05.11.2025 08:51

Uygurlar, insanlık tarihinin en ağır zulümlerinden birine maruz bırakılan bir halk. Türkiye’de yaşayan Doğu Türkistanlı dostlarımızla ne zaman konuşsam, anlattıklarının tesirinden günlerce çıkamıyorum. Bu çağda “böylesi olmaz” diyeceğimiz ne kadar zulüm varsa, maalesef hepsine maruz kalıyorlar.

Bugün Çin sınırları içinde kalan; ama aslında bütün Türk-İslam medeniyetinin damarlarından biri olan Doğu Türkistan yüzyılın en büyük sessiz çığlıklarından birini içinde barındırıyor

Çin Hükûmeti bir yandan koskoca bir ülkeyi ve mazlum bir halkı planlı programlı şekilde yok etmeye çalışırken, diğer yandan da yaptıklarını gizlemek için profesyonelce yalan üretiyor.

Baz sözde gazetecileri Çin’e götürüp yedirip içirip tekrar gönderiyorlar. Bu zavallı arkadaşlar da dönüşte Uygurların “çok mutlu” olduğunu gözümüzün içine baka baka pazarlamaya çalışıyor.

Satışta öylesine ustalar ki aklı başında insanlara bile “acaba doğru mu?” dedirtebiliyorlar. Türkiye’de, Çin Komünist Partisi yayın organı gibi çalışan gazete ve televizyonlar var; Çin’den daha Çinci kesilen bu tiplerin tek dertleri, Uygurların hiçbir zulüm görmediğine bizi inandırmak.

İzzet kavramının derin manasına uzak kalmış bu tipler yalanlarına devam ederken Yazar Taha Kılıç’ın son kitabı Doğu Türkistan Seyahatnamesi ile  bütün gerçekleri Türkiye’nin gündemine taşımayı başardı.

 Kılıç, “bölgeye gitmek zor” algısına yenik düşmeyip kadîm Türk topraklarına ulaşıp gördüklerini en yalın hâliyle kaleme aldı.

Kendisini yakın zamanda Türkiye Yazarlar Birliği’nde misafir edip izlenimlerini dinleme fırsatı bulduk. Anlattıkları dehşet vericiydi.

 Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı politikalarla, İsrail’in Filistin’de izlediği işgal stratejileri hiçbir fark yok.

İşgal tarihleri de şaşırtıcı biçimde yakın: İsrail 1948’de kuruldu; Çin 1949’da Doğu Türkistan’ı fiilen ele geçirdi.

O günden beri iki devlet de benzer yöntemlerle ilerliyor.  Dışarıdan nüfus ithâli, şehirlerin kimliğini değiştiren yeni yerleşim alanları, tarihî mekânların “modernleştirme” gerekçesiyle yok edilmesi, yerel kültürel belleğin sistematik silinmesi ve daha nice insafsız uygulamalar.

Bu uygulamalarla Uygurların köklerinden koparılması, kimliklerinin “makbul vatandaş” modeline uydurulması hedefleniyor. Çin de İsrail’in yaptığı gibi, bir halkın tarihini ve hafızasını yerle bir ederek kültürel manada da soykırım yapıyor.

TOPLAMA KAMPLARI

Çin yalanlarını yayanları dinlediğinizde Toplama merkezlerini beş yıldızlı otel gibi anlattıklarını görürsünüz. Utanmasalar Uygurlar orada keyif çatıyor diyecekler.

Oysaki Yarkent ve Turfan’da “mesleki eğitim merkezi” adı altında kurulan toplama kampları, Uygur halkının asimilasyon sürecinin merkezi konumunda.

Çin’in resmi söyleminde “eğitim” verilen yerler, gerçekte inançsızlaştırma ve kimliksizleştirme merkezi olarak işlev görüyor.

Beş-altı yıl içinde iki milyondan fazla Uygur’un bu kamplarda zorla ve baskıyla tutulduğu belirtiliyor. Taha Kılınç yüksek duvarlarla çevrili, dikenli tellerle donatılmış dev kompleksleri gördüklerini söyledi.

 MEZARLIKLARA SALDIRI

Doğu Türkistan’da yaşananlar sadece bugünün dramı değil; geçmişin sistematik biçimde silinmesidir. Kılıç’ın kitabında uydu görüntüleriyle belgelediği gibi Çin yönetimi Uygurlara ait mezarlıkları birer birer ortadan kaldırıyor.

Yarkent’te toplu konut projelerine dönüştürülen mezarlıklar, Hoten’de tamamen silinen kabristanlar, aslında planlı şekilde mazinin yok edilmesidir.

Atalarının mezarlarını kaybeden bir halk, kendi varlık belgesini de kaybeder. Mezarlık, bir coğrafyanın tanıklığıdır; o tanıklık ortadan kaldırıldığında, bir milletin köküyle bağı da koparılmış olur.

Kılıç’ın dikkat çektiği bir diğer çarpıcı durum da Çin’in “seçici tarih” politikasıdır. Kaşgarlı Mahmud’un ve Abdülkerim Satuk Buğra Han’ın kabirleri kapatılırken, işbirlikçi bazı isimler planlı şekilde öne çıkarılmış.

DOĞU TÜRKİSTAN’I İSLAMSIZLAŞTIRMAK

Doğu Türkistan meselesini yalnızca “Türk kimliği” ekseninde ele alırsak meseleyi eksik değerlendirmiş oluruz. Kılıç’ın da vurguladığı gibi, “Türklüğün İslam’la bağını kopardığınızda geriye işe yarar bir şey kalmaz.”

Çin savaşı sadece bir milletle değil doğrudan İslam’la yürütülmektedir. Bu yüzden Doğu Türkistan davası tıpkı Gazze gibi bütün ümmetin davasıdır.

Kılınç’ın izlenimlerine göre İslam’ın bir “hastalık” olarak görüldüğü, dua etmenin bile yasaklandığı bir sistem var Çin’de.

Kaşgar sokaklarında bir zamanlar özgürce dolaşan tesettürlü kadınların artık görünmemesi, baskının ne denli derinleştiğinin açık göstergesi. Çin, hayata yansıyan her türlü İslami işarete bile düşmanlık yapıyor.

UMUDU KORUMAK

Tüm bunları dinledikten sonra ümide dair pencereler açmak zor gibi görünüyor. Fakat Taha Kılıç, bütün bu yıkıma ve soykırıma rağmen ümidi elden bırakmamamız gerektiğini savunarak şu hatırlatmayı yapıyor:

‘‘Tarih, yıkılmaz denilen nice süper güçlerin çöktüğünü göstermiştir; onların kalıntıları bugün müzelerde sergileniyor. Roma çöktü, Sovyetler Birliği dağıldı; İslam’la mücadelede bazı güçlerin iflas ettiği tarihsel bir gerçektir.

Tarihi Allah yazar, biz sadece nerede duracağımıza karar veririz.”

Evet: Tarih ve hakikat, örtülmeye çalışılsa da er ya da geç gün yüzüne çıkar. Çin’in siyasi ve iktisadi gücü sebebiyle bugün Doğu Türkistan’da yaşananların üzeri örtülmeye çalışılıyor olabilir ama yarınlarda hakikate boyun eğmekten başka şansları kalmayacak.

İşte o zaman yancılar ve yalancılar hiç kimsenin yüzüne bakamayacak.

 Doğu Türkistan konusunda kimlerin yalan söylediğini net bir şekilde ortaya koyan Taha Kılıç’a bu kıymetli eser ve tarihin seyrini değiştiren şahitlik sebebiyle şükranlarımızı sunuyoruz.

Yorumlar15

  • Numan Açikgöz 24 dakika önce Şikayet Et
    selam ve dua ile müslüman kardeşlerim doğu türkistanda yapılan bu zulmü duyuralım yapılması gereken ne ise devlet büyüklerimizden isteyelim .çin zulmünün bitmesi için bişiğler yapalım
    Cevapla
  • Serdengeçti 58 dakika önce Şikayet Et
    Allah razı olsun. Rabbim gayretinizi artırsın. Cümlemize de şuur basiret ve köklerine inancına sımsıkı tutunan tutuculuk nasib etsin.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Misafir 1 saat önce Şikayet Et
    ÇincMallarini İtrail Mallarını Almayin Boykot en güzel Silahtır
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Kanuni 1 saat önce Şikayet Et
    Hiçret edin.Sonra Allah o güçü verir.Tekrar güçlü dönülür.Rabbim herşeye güçü yeter
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Misafir 1 saat önce Şikayet Et
    Kahrolsun Komonizm Kahrolsun Kızıl Çin Kahrolsun Emperyalizm,Siyonizm ve İşgalci katliamcı barbar zihniyet.Yaşasin Kızıl Elme.Yaşasin Türk İslam Ülküsü
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat