Olağan üstü günlerden geçiyoruz. Türk devleti hedeflediği menzile yürüyor. Bütün olumsuzluklara rağmen. Kurulan tuzaklara rağmen..!

BÖLGESİNDE ‘KUTUP BAŞI’ OLAN TÜRKİYE HER MASADA VAR

Devlet aygıtı uluslararası ilişkilerde ve özellikle bölgesel ilişkilerde olağanüstü işlere imza atıyor.

Daha önceki gün Irak ile imzalanan “Su” anlaşması böyle bir şey. Daha 3 hafta önce “garantör” olarak ABD, Mısır ve Katar ile birlikte imza koyduğumuz Şarm el Şeyh iyi niyet muhtırası böyle bir şey. Afganistan ile Pakistan’ı bir masaya oturtmak böyle bir şey.

İngiliz başbakanının ardından, Alman başbakanını Ankara’da ağırlayıp eş zamanlı olarak 20 EuroFighter almak böyle bir şey.

***

Devlet-hükümet ve Cumhur İttifakı hedeflediği menzile emin adımlarla yürüyor. Hem de tüm kurulan tuzaklara rağmen.

BAHÇELİ ÇATLAK BEKLEYENLERİN HEVESİNİ KURSAKLARINDA BKIRAKTI

“Cumhur İttifakı çatırdıyor” diye başlayan cümleler duyduk 29 Ekim’den bu yana. Yine, “İttifak ortakları arasına kara kedi girdi. Çatlak büyüyor” diyenler çıktı son günlerde. Hatta bazı Ak Partililerin dilinden, “MHP’ye mecbur muyuz” dendiğine ilişkin ifadeler paylaşıldı.

Ama dünkü MHP Grup Toplantısı’nda konuşan Devlet Bahçeli beklentileri kursaklarında bıraktı.

Cumhur İttifakı’nın hedefine ulaşacağını söyledi. Ulu orta konuşup, yazanlara çok sert çıktı. MHP ile Ak Parti arasında, Erdoğan ile kendisi arasında bir sorun olmadığını ilan etti.

MECLİS KOMİSYONU’NDAN BİR HEYET İMRALI’YA GİDERSE İYİ OLUR

Sayın Bahçeli, bir görüşünü yineledi. Meclis Komisyonu’ndan bir heyetin İmralı’ya gidip birinci ağızdan mesajları dinlemesi gerektiğini bir kez daha söyledi. “MHP, İmralı’ya gitmeye hazır” dedi.

Bahçeli radikal bir çıkış da yaptı. AİHM’nin Demirtaş ile ilgili Adalet Bakanlığı’nın itirazını reddedip kararı onaması üzerine oluşan durum kendisine sorulduğunda, “Hayırlı olur” dedi.

Yani?

Selahattin Demirtaş’ın AİHM’nin verdiği nihai karar sonrasında salıverilmesi gerektiğine destek verdi.

***

Bugün Ak Parti Grubu var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Bahçeli’nin dün grupta söylediği sözlere ilişkin neler söyleyeceği merak konusu.

Bize göre, Cumhur İttifakı’nın nasıl bir ittifak olduğunu ve gidilen menzilde inşa edilen yol arkadaşlığının çok güçlü olduğunu bir kez daha anlatacaktır. Bahçeli’nin sözlerine destek verecektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Demirtaş ile ilgili AİHM kararına nasıl bir tepki vereceği ise “Terörsüz Türkiye” sürecinin seyrini etkileyecektir.

DEMİRTAŞ’A REZERVİMİZİ RAFA KALDIRIYORUZ ÇÜNKÜ ‘BARIŞA GÖNÜL İNDİRDİK’

Selahattin Demirtaş’ın “Çözüm Süreci”ni nasıl sabote ettiğini unutmadık. “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganını HDP Grup Toplantısı’nda nasıl zikrettiğini unutmadık. Kobani olaylarındaki kışkırtmaları unutmadık.

Ama..!

Evet ama…

Son dönemde kamuoyu ile paylaştığı mektup ve yazılarla “Terörsüz Türkiye” sürecine verdiği desteğin de değerli olduğuna inanıyoruz.

Demirtaş’ın PKK ele başı Öcalan’ın adımlarına adımlarını uydurma çabası içinde olduğunu düşünüyoruz.

Bu çabanın, “Terörsüz Türkiye” sürecine olumlu katkısının olacağına inanıyoruz.

O yüzden AİHM’nin vermiş olduğu karara Türk yargısının da uymasının sosyolojimizin normalleşmesine katkı sunacağını düşünüyoruz.

(Selahattin Demirtaş ile siyasi ve ideolojik farklılığımız çok büyük. Hatta bir çok konuda ağır eleştirilerimiz oldu. Ama, rahmetli Sırrı Süreyya Önder’in tabiri ile “Biz barışa gönül indirdik.” O yüzden rezervlerimizi rafa kaldırıyoruz.)

TERÖRSÜZ TÜRKİYE, TERÖRSÜZ BÖLGE

Olağan üstü günlerden geçiyoruz. Ortadoğu’da sınırlar değişiyor. Statükolar yeniden inşa ediliyor. Hegemon güçler değişiyor.

Türkiye bütün bu süreçlerin tamamında masada var.

Ve o masada elinin daha da güçlenmesi için içeride başladığı “İç cephe tahkimi harekatı”nda finale doğru ilerliyor.

“Terörsüz Türkiye” perspektifi giderek “Terörsüz Bölge” perspektifine dönüşüyor.

PARADİGMA DEĞİŞİMİ İÇİN ŞİMDİ RADİKAL KARARLAR ALMA ZAMANI

Şimdi radikal kararlar alıp, uygulama zamanı.

Hani bu mesele ilk başladığında “paradigma değişimi” demiştik ya…

Paradigma değişimi, alınacak radikal kararlarla mümkün olacak.

Meclis Komisyonu’ndan bir heyet İmralı ile görüşsün.

Demirtaş, salıverilsin.

Türkiye Gazze’de, Suriye’de, Irak’ta barışın teminatı olsun.

İnşa edilecek barış sonrasında güney komşularımızla sınırlarımız sadece kağıt üzerinde kalsın.

(AB ülkeleri daha 1935 ila 45 arasında birbirleriyle savaşıyordu, şimdi serbest dolaşımla sınırları kağıt üzerinde kaldı. Onlardan ne eksiğimiz var?)

HEDEFE GİDEN YOLDA TÜRKİYE’Yİ DURDURABİLECEK BİR DIŞ AKTÖR YOK?

Bitirelim.

Olağan üstü günlerden geçiyoruz.

Ve fakat, Türk devleti hedeflediği menzile emin adımlarla yürüyor.

Yürüyüşü durdurabilecek bir dış etken yok.

Başımıza bir kötülük gelecekse o da içeriden gelecek!

Bunu bilenler, ona da müsaade etmeyecek.

İçeride, barış ve huzurun tahkimi, dışarıda kurulan masalardaki gücümüze güç katacak.

Demedi demeyin.