“İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütünün” günah galerisi…

  • GİRİŞ18.11.2025 08:49
  • GÜNCELLEME18.11.2025 08:49

Geçen hafta bugün, “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü” ile ilgili iddianame nihayet tamamlandı ve kamuoyuna da arz edildi malumunuz…

İddianame yaklaşık 4 bin sayfa…

İçinde yok, yok…

Çıkar amaçlı tüm suç örgütleri gibi bu örgütün de günah galerisi bir hayli hacimli…

Tespit edilen kamu zararı 160 milyar…

Bundan başka olarak 24 milyon dolar ve 95 adet gayrimenkulün de kayıplara karıştığı tespit edilmiş.

 

Dikkat buyurun bunlar güncel değerler değil yani yağmalandığı tarihteki maddi karşılıkları…

Bunlara ihaleler ve kâğıt üzerinde göründüğü halde gerçek olmayan ödemeleri de eklediğimize rakamlar inanılmaz meblağlara ulaşıyor.

Bu hususa dair basit bir örnek verelim mesela…

İddianamede, yapılan teknik tespitlerde, örgütün Cebeci Maden bölgesinde bulunan maden rezervlerine gerçekleştirdikleri kontrolsüz, kaçak ve niteliksiz dökümler nedeniyle zarar verildiği görülmüş. Ayrıca 2021, 2022, 2023, 2024 ve 2025 yılları arasında toplam 185 milyon ton kaçak hafriyat dökümü yapıldığı, bu nedenle yaklaşık 80 milyar tutarında maden kaybı meydana geldiği, dolayısıyla da usulsüz ve kontrolsüz hafriyat dökümü ile maden varlığında zarar vererek 80 milyar tutarında kamu zararına yol açtıkları tespit edilmiş.

Buna benzer daha nice istismar ve dolandırıcılık var.

 

İddianame kamuoyuyla paylaşıldıktan kısa bir süre sonra CHP yönetiminden ilk açıklama geldi.

“Baştan sona boş, baştan sona uydurma!..”

Böyle bir tepkiyi dünyada CHP’lilerden başkası vermezdi sanırım.

Ortada yaklaşık 4 bin sayfalık bir iddianame var ve hazretler, sıcağı sıcağına “boş ve uydurma” deme cesareti gösterebiliyorlar.

Yahu bunlarda zerre kadar akıl da yok mantık da!..

Neden mi?

Şundan…

Bir insanın zaruri ihtiyaçlarının dışında kalan tüm zamanını okumaya ayırması halinde bile en az 10 gün sürebilecek uzunluktaki bir metinle ilgili, “tamamen boş ve uydurma” diyebilmesi için kelimenin tam manasıyla akılsız ve mantıksız olması gerekir.

 

Dünyanın en uzun romanı Marcel Proust’un (Kayıp Zamanın İzinde / In Search of Lost Time) adlı eseridir.

Bu romanın uzunluğu baskıya ve çeviriye göre değişmekle birlikte, Fransızca orijinal baskılarında toplam 7 cilt hâlinde ve yaklaşık 3.200–3.600 sayfa arasındadır.

Yani?..

Yanisi şu…

Mezkûr iddianame dünyanın en uzun romanından bile daha uzun…

 

İstanbul’u ve dolayısıyla tüm Türkiye’yi yağmalayan ve talan eden partinin müntesipleri, bu devasa hacimdeki metni okuduklarını ve okumakla da kalmayıp hüküm çıkaracak denli teati ettiklerini söylüyorlar…

Yahu, yalanın da bir sınırı olur!

Hani, “yalandan kim ölmüş” diye bir deyim var ya, tam da CHP’liler için söylenmiş bu söz.

İşin ilginci, herkesi kendileri gibi ahmak, akılsız ve cahil sanıyor olmaları…

 

Yaptıkları saçmalığın farkına ertesi gün vardılar ve bu kez başka bir yalana müracaat ettiler.

Neymiş, ismini de vererek “yapay zekâ programına yükleyip ona sormuşlar, ne diyorsun?” diye; güya o da, “boş” demişmiş…

Bu da kuyruklu yalan zira adını verdikleri yapa zekâ programına bizzat sordum, “böyle bir metin yüklendi mi?” diye, “hayır” cevabı verdi.

 

Bunlar, böyle bir insan türü işte…

Düşünün, çok kısa bir süre içerisinde metni ele geçiriyorlar ve saatler sürebilecek bir yükleme işini göz açıp kapayıncaya kadar başarıyorlar…

Dedik ya hayatları yalan bunların…

 

“Boş” dedikleri iddianame de şöyle bir şey…

İçinde tamamen resmi evraklar marifetiyle kayıt altına alınmış şu somut örnek, mahkemeye gidilmese bile yağmayı kanıtlar bir nitelikte…

Özetleyelim dilerseniz…

İmamoğlu’nun ihale verdiği bir ortağı vardı hatırlarsanız.

Bu adam 50 milyon dolar (bugünkü parayla 2 milyar 100 milyon TL) verip villa alıyor ve bunu İmamoğlu’nun şirketine 15 milyon liraya satıyor.

2 milyar liranın kaşla göz arasından yok edildiği bu, kör gözüne parmağım operasyon bile tek başına gerçekleştirilen hırsızlığın ve talanın boyutlarını göstermeye yeter iken, beyefendiler, insanüstü bir maharet sergileyerek yaklaşık 4 bin sayfayı saatler içerisinde okuyup onun “boş ve uydurma” olduğunu görebiliyorlar…

Olağanüstü derecede yetenekliler değil mi?

 

Hadi yine devletin ve belediyenin resmi evraklarıyla kayıt altına alınmış bir örnek daha verip yazımızı öyle noktalayalım.

 

“Kirazlı-Halkalı-Üniversitesi Metro Hattı” ve “M1 Hattı Elektromekanik Sistemleri” ile ilgili ihalenin yapılacağı 26 Eylül 2024’ten bir gün önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı bir ihbar ulaşıyor.

İhbarda yaklaşık maliyetin 22,5 milyar lira civarında olduğu bilgisi yer alıyor ve bu ihalenin anılan tutara çok yakın bir bedelle ‘Yapı Merkezi AŞ’ye verileceği söyleniyor.

Ne oluyor peki?

Söz konusu iddiaların ortaya atılmasından bir gün sonra gerçekleştirilen ihalenin, 22 milyar 469 milyon lira + KDV şeklinde teklif veren ‘Yapı Merkezi-AKM Yapı-KCT Yol Ortaklığı’na veriliyor iyi mi?

 

Durun daha bitmedi…

Daha önce ihaleyi onaylayan belediye, sonrasında her ne hikmetse, “rekabetin beklenilen düzeyde gerçekleşmediği” gerekçesiyle ihaleyi iptal ediyor ve firmanın yatırdığı 697 milyon liralık teminatı iade ediyor.

Gerçek çok geçmeden ortaya çıkıyor ama...

Meğer firmanın kesinleşmiş SGK borcu nedeniyle sözleşme imzalaması mümkün olmadığından, dolayısıyla da teminatın otomatikman hazineye gelir kaydedilmesi gerektiğinden, firmayı bu yükten kurtarmak için ihale iptal edilmiş.

 

Şeytanın bile akıl edemeyeceği bir suç zinciridir bu…

Hem ihaleyi önceden belirlenen firmaya, önceden belirlenmiş rakama veriyorlar hem de firmayı, hazineye irat kaydedilmesi gereken 697 milyon cezadan kurtarıyorlar.

Bütün bunlar da “baştan sona boş ve baştan sona uydurma” dedikleri iddianamede yer alıyor…

İnsanda utanma hasleti bulunmayınca böyle oluyormuş demek ki…

 

Dediğimiz gibi verdiğimiz örnekler şahitli ispatlı.

Bunlar, tek başına bahsi edilen “suç örgütünün” ne mal olduğunu göstermeye yeter de artar bile.

Lakin öylesine yavuz hırsızlar ki, inkârla yetinmeyip karşı saldırıya dahi geçebiliyorlar.

Yeryüzüne bir benzerleri daha yok, dersek kesinlikle yanılmış olmayız…

Nihat Nasır / Haber7

 

Yorumlar13

  • Doğruya doğru 27 dakika önce Şikayet Et
    Zulümle abad olanın sonu berbad olur demiş atalar ?!
    Cevapla
  • Toprak 30 dakika önce Şikayet Et
    Chp'liler yalan yolsuzluk okulundan mezun olmuşlar böyle bir okulda yok.
    Cevapla
  • Misafir 30 dakika önce Şikayet Et
    Saf ve temiz rolünü oynamak bu olsa gerek.booş.bunları.daha bu devletimiz hapiste besleyecek içim ona yanar
    Cevapla
  • salim 41 dakika önce Şikayet Et
    verdiği zararı askıya çıkarsınlar, çapulcular ödesin, vay be İstanbul Murat Kurum ile 20 yıl ileri gidecekken, başınıza sardıklarınızla 40 yıl geriye gittin, seneye su kesintileri de başlar, musluklardan çamur akıyor, seneye o da akmaz
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Halk 54 dakika önce Şikayet Et
    İstanbul çok zaman kaybetti İstanbul hizmet bekliyor daha fazla mağdur olmadan İstanbul bakanlığı kurulmalı ve eski hizmet günleriyle buluşması gerekiyor
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat