Böcek Ailesi, Gerçekler ve Birkaç Soru

  • GİRİŞ22.11.2025 09:48
  • GÜNCELLEME22.11.2025 09:48

İstanbul’un göbeğinde, otel odasında bir aile yok oldu. 

Almanya’dan tatil için gelen Böcek ailesi… 

Anne, baba ve iki küçük çocuk. 

Bir sabah mide bulantısıyla başlayan, saatler içinde bir ailenin hayatını söndürüp Türkiye’nin gündemine çöken bir karanlık. 

Önce gıda zehirlenmesi denildi ardından Adli Tıp Kurumu’nun ön raporu, “kimyasal madde zehirlenmesini” gündeme getirdi. 

Eldeki veriler şu şekilde: 

+otel 11 Kasım’da ilaçlanmıştı. 

+Böcek ailesinin kaldığı 201 numaralı oda, ilaçlamanın yapıldığı 101 numaralı odanın hemen üstünde yer alıyordu. 

+201 numaralı odada havalandırma sistemi yoktu. 

+dolayısıyla bu durum, ilaçlama sonrası yayılan zehirli gazların odaya hapsolmasına zemin hazırlamış olabilir. 

Havalandırması olmayan oda… Sertifikasız ilaçlama personeli… Uygulanmayan mevzuat... 

Ne diyelim? “Talihsizlik” diyelim mi?

Böcek ailesinin ölümü, hepimizin üzerine tutulmuş bir projektör aslında.

Biz kuralları takmayan bir millete dönüştük.

Bakın burada tek derdim cezaların yetersizliğini vurgulamak falan değil.

Biz yapı olarak da kural tanımaz bir hale dönüştük.

Aslında ne kadar basit bir konu değil mi? Bir otelde yapılan sıradan bir “tahtakurusu ilaçlaması.”

Ama bu en basit işlemin ardından dört kişi hayattan kopuyor. Hem de ikisi çocuk. 

Tek bir şey yapılsa, mevzuata uyulsa, kurallara göre hareket edilse bu felaket yaşanır mıydı?

Sanmıyorum.

+ İlaçlama yapan iki çalışan “sertifikamız yok” diyor.

+ İlaçlama sonrası havalandırma yapılmamış.

+ Odanın zaten havalandırma sistemi yok.

+ Kullanılan kimyasalın dozu, türü, uygulanma biçimiyle ilgili hiçbir şey açık değil.

Biz daha geçtiğimiz Ocak ayında Bolu Kartalkaya'da çıkan yangında 78 kişinin hayatını neden kaybettiğini, ihmalleri konuşmadık mı?

Daha beteri 1 haftadır böcek ailesinin zehirlenmesi konuşulurken Esenyurt’ta aynı gerekçeyle biri bebek yedi kişinin zehirlenmesi...

Daha ne olsun ki?

Şimdi gelin mevzuata bakalım.

Türkiye’de pestisit ve ilaçlama sektörü aslında sıkı bir düzenlemeye sahip.

+“Kimyasal maddeler ruhsatlı olacak”,

+“Personel eğitimli olacak”,

+“Uygulama sonrası rapor tutulacak.”

Burada denetim mekanizmasının tam randımanlı çalışmadığı görülüyor. Bu konuda adım atılması şart.

İzinsiz hiçbir işleme izin verilmemesi gerekiyor. 

Örneğin AB’de bu işler nasıl?

+Bir kere pestisit kullanımında insan merkeze alınıyor. Bu detay önemli.

+Hangi maddelerin kullanılabileceği, 

+hangi ortamlarda kaç saat sonra insanların içeri girebileceği, 

+havalandırma gereklilikleri… 

+Hepsi net ve bağlayıcı.

İşin en vahim yanı Böcek ailesi vakasıyla aynı dönemde Türkiye’nin birçok ilinde peş peşe gıda zehirlenmeleri yaşandı.

10 günde yüzlerce kişi hastanelere koştu.

Tesadüf diyeceğim. Dilim varmıyor. 

Gıdada tağşiş yapanlar çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Kimsenin yüzü kızarmıyor. Cezası yetersiz kalıyor.

Ötekinin köftesinden domuz eti çıkıyor. "Bana operasyon yaptılar" diyor. İnsanlar da devletin yaptığı denetime değil, bunu söyleyene inanıyor. 

Yav devlet sana niye operasyon yapsın?

Aslında çözüm belli, ama zor olan uygulamak:

Kurala uyacağız.

Denetime saygı duyacağız.

Gizlenecek bir şey olmamalı.

“Baskın denetim” değil, “periyodik izleme” daha iyi olabilir. 

Bugün hâlâ aynı yöntemlerle devam edersek, bu ülkede hiçbir kapı tam olarak güvenli kapanmaz.

Ve bazen, bir kapı yalnızca bir aileyi değil, bir ülkenin vicdanını da kaybettirir.

Mustafa Yıldız / Haber7

Yorumlar1

  • mustafa 5 saat önce Şikayet Et
    doktorlar ve hastane görevlileri bu işin neresinde? müşterisi olan otel neden kilitlendi?
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat