Hırsızları ifşa eden Kılıçdaroğlu, samimiyse suç duyurusunda bulunmalı!
- GİRİŞ25.11.2025 08:48
- GÜNCELLEME25.11.2025 08:48
Geçtiğimiz cumartesi günü Kılıçdaroğlu, kendisinden beklenmeyecek sürpriz bir açıklamada bulundu.
Açık havada şimşek çakmasını andıran, yaklaşık 3 dakikalık bu görüntülü açıklamayı birkaç kez izledim…
Doğrusunu söylemek gerekirse gözlerime ve kulaklarıma inanamıyordum zira Kılıçdaroğlu, bizim 2 yıldan beridir her vesile ile gündeme getirdiğimiz ve hakkında birçok yazı yazdığımız hırsızlık ve yolsuzluk şenaatine dair çok çarpıcı ifadeler kullanmakla kalmıyor, sorumluların da hesap vermesini istiyordu.
Kılıçdaroğlu, CHP’yi adeta sallayan ve bir deprem etkisi husule getiren açıklamasında 2 önemli hususun altını çiziyor ve partisinin bu iki konuda da milli çıkarlarla çelişik bir noktada durduğunu vurguluyordu.
Dilerseniz, neler dediğini böyle parçalar halinde değil de daha iyi değerlendirebilmek için bir bütün olarak aynen nakledelim.
X platformunda “Milletimize…” başlığı ile yayınladığı videonun deşifre metni şöyle…
“Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu partisidir. Aynı zamanda devleti ve cumhuriyeti koruma iradesinin de ta kendisidir. Cumhuriyet Halk Partisi sıradan bir parti değildir. Partimizin kodları, geleneği ve iki büyük misyonu vardır.
Birincisi; siyaseti temiz tutmak ve hesap sormaktır. Hesap sorabilmek için de hesap vermekten kaçınmamak gerekir. Hesap vermek her bir CHP'linin namus borcudur. Her siyasi parti ve her siyasetçi savrulabilir, geri durabilir, rüşvet ve yolsuzluk sarmalına bulaşabilir ve hatta ihanet zincirine de tutunabilir. Ama bakın büyük bir ama ile söylüyorum, Cumhuriyet Halk Partisi rüşvetlerle, yolsuzluklarla ve rüşvet çarkının müteahhitleri ile anılamaz, bunlarla bir araya gelemez. Üzerinde iftiralar ve yolsuzluk iddialarıyla yol alamaz, derhal arınmalı ve yoluna devam etmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi, aziz milletimizi ahlaki uyanışa davet eden bir parti olmalıdır.
İkincisi; Cumhuriyet Halk Partisi devlete istikamet çizer. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Ortadoğu'dan Asya'ya, Kafkaslardan Avrupa'ya, Altaylar'dan Tuna'ya söyleyecek sözü vardır. Türkiye Cumhuriyeti at sürdüğü ve şehit verdiği coğrafyalarda sıkışamaz. Gönül bağı kurduğu kardeş milletler sofrasında sıkıştırılamaz, sıkışıklığa gelemez. Cumhuriyet Halk Partisi Ortadoğu'da tökezleme bizi bekleyen İsrail ve Amerika belasını bertaraf etmek ve devletin ali menfaatleri için sürecin içinde olmak zorundadır. Risk almalıdır. Ve konuya siyaset üstü bakarak elini taşın altına koymalıdır. Milletimizin Cumhuriyet Halk Partisi'nden beklentisi kardeşlik sürecinde öncü olması ve sürece istikamet çizmesidir. Tarihin doğru tarafında yer almak çoğu zaman cesaret ve kararlılık gerektirir. Tarih önünde aziz milletimizle hak hukuk ve adalet yürüyüşümüze devam edeceğiz.”
Yazının başında da ifade ettiğimiz gibi herkesi şoke edecek bir itirafname bu.
Kılıçdaroğlu’nun böyle bir ifşaatta bulunacağını, doğrusu rüyamda görsem inanmazdım zira genel başkanlık yaptığı süre boyunca şu kısacık açıklamanın ruhuna uygun davranmış olsaydı eğer Türkiye bugün çok başka bir noktada olurdu.
Evet, Bay Kemal, CHP’ni bir suç merkezi haline geldiğini deklere etti adeta…
Başta partisinin genel başkanı ve partinin perde gerisindeki patronu olmak üzere hırsızlığa ve yağmaya bulaşmış herkesi hesap vermeye davet ederken aslında bir nevi “suçüstü” yapmış oluyordu.
Yani, “ben yaptığınız hırsızlıkları biliyorum” demeye getiriyordu mezkûr açıklamada.
Peki, Kılıçdaroğlu’nu böyle bir beyanatta bulunmaya iten sebep neydi?
Doğrusunu isterseniz bunun, artık ülke için bir milli güvenlik sorunu haline gelen partisine yönelik vatansever bir yaklaşımla “dur” deme ihtiyacından kaynaklanmış olmasını çok isterim.
Keşke gerçekten böyle olsa lakin geçmişteki Kılıçdaroğlu’nu hatırlayınca nezdimde bu ihtimal hayli zayıf bir derekeye düşüyor.
Bana göre Kılıçdaroğlu, mahkemenin, “mutlak butlan” kararı vermeyip topu parti içi dengelere atması nedeniyle bu yolu seçti.
Kılıçdaroğlu’na ve azıcık hukuk bilen herkese göre, CHP kurultayında akıllara zarar bir alicengiz hadisesi yaşanmış, pavyon masalarında delege iradesi alınıp satılmış, CHP, bir hırsızın memleketi ele geçirme hırsına kurban edilmişti.
Bunda, dediğimi gibi azıcık hukuk bilen ve vicdan taşıyan herkes mutabık…
Gerçek buyken akıllara şu soru geliyor kaçınılmaz olarak.
Madem öyle Kılıçdaroğlu bütün bu süreçlerde neden sustu?
Neden hırsızlık marifetiyle kendisinden gasp edilen genel başkanlığı ve hatta onuru için mücadele etmedi?
Neden, mücadele etmemekle birlikte Silivri’ye gitti ve eski genel başkan pozisyonuna razı oldu?..
Bana göre bu soruların cevabı, Kılıçdaroğlu’nun beklentisinde saklıydı.
O da birçok kimse gibi mahkemenin ‘mutlak butlan’ kararı vereceğini düşünüyor, böylelikle de elini ateşe sokmadan muradına ereceğini düşünüyordu.
Lakin öyle olmadı ve mahkeme, “ne haliniz varsa aranızda halledin” anlamına gelecek bir karar aldı.
İşte Kılıçdaroğlu’nun bugünkü feveranını arka planında bu gerçek var.
Yani iş başa düştü.
Bu kötü mü peki?
Bazı açmazları olmakla birlikte elbette ki kötü değil!
13 yıl CHP genel başkanlığı yapmış birinin partisinin en ileri gelen isimlerini bu denli açıkça suçlaması ve CHP’nin nasıl Allah’ın belası bir yapı olduğunu gözler önüne sermesi hiç tartışmasız çok değerli ve çok önemlidir ama eksiktir!
Hem de çok eksik…
Eğer Kılıçdaroğlu bu açıklamasında samimiyse bir dakika bile vakit geçirmeden soluğu savcılıkta almalı ve hakkının nasıl hırsızlama ve gasp yöntemiyle elinden alındığını tüm ayrıntılarıyla ortaya koyarak şikâyet dilekçesini vermelidir!
Bunu yapmadığı sürece ben, Kılıçdaroğlu’nu, söylediklerinin tamamının doğru olmasına rağmen, yine içten pazarlıklı addedecek, bu çıkışının memleket meselesi değil, kişisel çıkarı olduğunu düşünmeye devam edeceğim.
Partisindeki hırsızlığı ve yolsuzluğu, “kol kırılır, yen içinde” kabileci mantığıyla örtbas etmekten vaz geçip hesap sorma pozisyonu alırsa eğer, işte o zaman samimiyetine inanabilirim.
Esasen, onurunu kurtarabilmesinin yegâne yolu da budur!
Kılıçdaroğlu’nun değindiği ikinci husus da hayli önemli.
O kadar önemli ki, bunu başka bir yazıda ele alıp enine boyuna değerlendirmek gerekiyor.
O da kanayan başka bir yara zira…
Nihat Nasır / Haber7
Yorumlar7
-
adamın biri
2 saat önce
Şikayet Et
vatan sever savcılarımız bunu itiraf kabul edip suç duyurunda bulanamıyormu?
Beğen
Cevapla
-
Kadıköylü
3 saat önce
Şikayet Et
Tek hizmeti heykel, konser, çöp, çamur, çukur, susuzluk partisi güzel ülkemizi kirletiyor ve zehirliyor.
Beğen
Cevapla
Toplam 4 beğeni
-
edy
3 saat önce
Şikayet Et
bu adamdan cacık olmaz. analize konu etmeyin. chp de kafası çalışan kaftancı vardı, oda ortalıkta görünmüyor.
Beğen
Cevapla
Toplam 2 beğeni
-
Ali
3 saat önce
Şikayet Et
Vermez veremez bu açıklamayla bilir linç edildi daha ileri gitmez
Beğen
Cevapla
Toplam 3 beğeni
-
Mert
3 saat önce
Şikayet Et
Arkadaş, adamın artık başka diyecek bir şeyi yok! Ne desin ? Yapmadılar mı desin? 4 bin sayfa iddianame hazırlanmış,
bütün bunlardan sonra yapacağı açıklama böyle olması gerekiyor! Başka şandı yok
Beğen
Cevapla
Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle