Durmuş Fikri Sağlar!..

Ailesi “zorunlu göçle” Mersin’e yerleşmiş bir “Kürt” olan Fikri Sağlar, 1987 seçimlerinde yaşı büyütülerek SHP’den milletvekili seçildi.

Meclis’te uzun yıllar vekil olarak yer alan Sağlar, Kültür Bakanlığı da yaptı.

TBMM Susurluk Komisyonu’nda görevli olduğu sırada kazaya karışan DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak ile gülerek poz veren Sağlar, “Alaattin Çakıcı-Korkmaz Yiğit” arasındaki konuşmanın tapesini yayınlayarak, Mesut Yılmaz hükümetinin istifasına neden oldu.

Bu yüzden ismi, “Hükümet düşüren adam”a çıktı.

Bakanlığı sırasında, “Bediüzzaman Said Nursi ve Üstad Necip Fazıl’ın kitaplarını devlet kütüphanelerine sokarak” müspet bir iş yapmış gözükse de hayatını mukaddesat düşmanlığına adadı.

Milletvekili seçildiği yıl, başörtüsüne yönelik açıklamalarından dolayı ANAP’lı Mehmet Keçeciler’e “Mikrop kafalı” diyen Sağlar, eski Başbakanlardan Yıldırım Akbulut’u da yaklaşık 70 yıl sonra meclis camisini yeniden açtığı için “Türkiye Cumhuriyeti’ni İslam devletine çevirmek”le suçladı.

Verdiği soru önergesiyle, “TBMM’de açılan cami açıkça Atatürk ilkelerinin Meclis’te katlidir” diyerek azılı bir laikçi olduğunu ispatlayan Sağlar, aynı önergede başörtülüleri de hedef alarak, “Üniversite okuyan kızların Suudi Arabistan tarafından gönderilen aylık 100 dolar karşılığında örtündükleri” iftirasını da attı.  

Seçimlerde başörtülülere göz kırpan Deniz Baykal’ı da, “Türbanlılardan oy isteme anlayışı bize göre değil... Madem çarşaflı kadınları partiye üye yapacaktınız neden türbana karşı mücadele ettiniz” diyerek, fena şekilde haşladı.

İBB Başkanlığı sırasında okuduğu bir şiir yüzünden hapse mahkûm olan Başkan Erdoğan’a verilen cezayı destekleyerek; “Erdoğan müstehak olduğu cezaya çarptırıldı” dedi.

Mütedeyyin kesime deyim yerindeye yaşam hakkı tanımayan Sağlar, yandaşlarının ise ballı kapısıydı.

Dönemin Kültür-Sen Başkanı Polat Ararat, ismi kadrolaşma iddialarıyla anılan ve sürekli “referans” olarak yazılan Sağlar’ın bakanlığını anlatırken;

“Kültür Bakanlığında komünistler de çalışabilir, örgüt militanı da…” demişti.

Gazeteci Sebahattin Önkibar ise 14 Ocak 2015 tarihinde Aydınlık gazetesindeki köşesinde, Sağlar’ı “cemaat postacısı” olmakla itham etti.

CHP’li Sağlar da 18 Ocak 2000 tarihinde, FETÖ’nün kapatılan mevkutesi “Zaman”da, “Türkiye’de işlenen faili meçhul cinayetlerin büyük bölümünün, 1950’li yıllarda kurulan ‘Ergenekon’ isimli örgüt tarafından işlendiğini” ileri sürerek, adeta Ergenekon operasyonlarının ilk işaretini verdi.

25 yıl önce Ergenekon’dan bahseden Sağlar’ın ismi ise Ergenekon’a yönelik düzenlenen 3’üncü dalga operasyonda gözaltına alınan eski Jandarma Genel Komutanı emekli Org. Fevzi Türkeri tarafından 2000 yılında hazırlanan andıçta;

“Para karşılığı PKK’ya destek verenler” hanesinde, “Avrupa’daki PKK’lılarla temas halinde olduğu” listesinde yazılıydı.

CHP’li Sağlar ise andıçta yazılanları haklı çıkarırcasına Hakkâri ve Yüksekova’daki incelemelerini, “Bölge insanları devlet yetkililerine güvenmiyor, yetkililer de bölgede yaşayan insanlara güvenmiyor” diyerek raporlaştırıyor ve adeta ayrılığı körüklüyordu.  

Sağlar’ın üyesi olduğu Susurluk Komisyonu’nda, “PKK’lılara düşünce özgürlüğü verilmesi gerektiğini” savunması ise cabası…

Siyasi geçmişi skandallarla dolu olan Durmuş Fikri Sağlar’ın belkide en “karanlık” yönünü ise CHP İstanbul İl Başkanlığı'na “kayyım” olarak atanan Gürsel Tekin hatırlattı.

Şu sıralar katıldığı programlarda kendisini “atanmış kayyum” olarak eleştiren ve parti binasını “5.000 polisle işgal ettiği” iddiasını dile getiren Fikri Sağlar’a cevap veren Tekin…

İkisi otel çalışanı 37 kişinin can verdiği, buna karşılık da 33 mazlum Müslüman’ın zindanda hayatının karartıldığı Sivas Madımak Olayları’na sebep olarak Sağlar’ı gösterdi ve “programa üç kez resmi olarak katılacağını bildirmesine rağmen şenliklere neden gitmediğini” hatırlatarak;

“37 insan diri diri yakılırken, Kültür Bakanı olarak ortada yoktun. Bu milletin önüne çıkıp bunu açıklayacaksın…” dedi ve “O gün sadece görevini değil, tarih karşısındaki sorumluluğunu da terk ettin” eleştirisinde bulundu.

Bence Sağlar’ın o meş’um otel yangını faciasındaki “rolü” sadece “görevi ihmal” ve “sorumsuzluk” değil…

Bana göre facianın “1 numaralı” şüphelisi, Laikçi azınlığın Susurluk’taki rolü yüzünden “Ömrünü ‘derin devlet’le mücadeleye adayan adam” olarak lanse ettiği Fikri Sağlar’dır…

Şöyle ki;

20 Şubat 1992’de Sivas’a vali olarak atanan ve dönemin SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün danışmanı olan Ahmet Karabilgin’in ilk icraatlarından biri, Banaz’daki Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ne katılmak olmuştu.

Derneğin yöneticileriyle görüşen Karabilgin, “Bundan sonra bu şenlikler Banaz’da değil, Sivas merkezde yapılacak” diyerek, 2 Temmuz 1993’e giden yolu açmıştı.

Kültür Bakanı koltuğunda oturan Fikri Sağlar da “Sivas’ın ortasına derhal bir Pir Sultan Abdal heykeli dikilmesinin” emrini vermişti.

Yasağa rağmen “Şeytan Ayetleri” isimli İslam dinine ve Hz. Muhammed’e hakaretler içeren kitabı “Türkiye’de yayınlayacağım”  diyerek devlete meydan okuyan Aziz Nesin’in, ekibiyle birlikte şenliklere katılacağını açıklamasıyla provokasyonun fitili ateşlendi.

2 Temmuz cuma günü, 25 bin kişiyi bulan kalabalık Madımak Oteli’ne yöneldi ve Nesin ile arkadaşlarının şehri terketmesini istedi.  

Karşılıklı küfürleşmeler sonrası çıkan olaylar sırasında ters çevrilen bir araçtan sızan benzinle otelin girişinde çıkartılan yangının dumanından etkilenen 37 kişi hayatını kaybetti.

Fakat ne hikmetse “derin devlet” ile ilişkisi sır olmayan dönemin Kültür Bakanı SHP’li Fikri Sağlar, şenliklerin Sivas’ta yapılmasını organize ettiği ve Kültür Merkezi’nin bahçesine heykeli diktirdiği halde bir türlü Sivas’a gelmedi.

Takvimler 2008 yılını gösterdiğinde ise o dönem Fikri Sağlar’ın eski bürokratlarından olan ve Sivas İl Kültür Müdürü olarak görev yapan Mehmet Talay, daha önce kimse tarafından bilinmeyen sırrı açıkladı.

Bakanlık tarafından Fikri Sağlar’ın şenliklere katılacağı konusunda 3 kez müdürlüğe faks gönderildiği halde programa 1 saat kala ziyaretin iptal edildiği belirtildi.

“İlk faksı 30 Haziran 1993’te, ikinci faksı 1 Temmuz’da ve bakanın “2 Temmuz saat 14.30’da açılışa katılacağı” notuyla gönderen bakanlık yetkilileri, üçüncü faksı, 2 Temmuz günü saat 11.30 sularında göndererek Sağlar’ın Sivas’a gelmeyeceğini açıkladılar.

Evet!..

Gürsel Tekin’in tam 32 yıl sonra yeninden hatırlattığı ve o günden beri aydınlatılmayı bekleyen sır bu!..

Sağlar, bugüne kadar Sivas ziyaretini neden şenliklere son 1 saat kala iptal ettiğini bir türlü açıklamadığına göre, devletin şerefli savcıları artık bu soruyu ona sormalı…

Hakimlerimiz “Sivas katliamı”nın tertibinde Fikri Sağlar’ın “rolü” var mı, bunun cevabını bulunmalı…

Bu arada!

31 Aralık 2020'de, Halk TV'de katıldığı bir programda, “Ben yargılandığım zaman türbanlı bir hâkimin karşısına gittiğimde, benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var” diyen Durmuş Fikri Sağlar’ı özellikle başörtülü bir hakim yargılarsa, hala muammalarla dolu olan Sivas Madımak Hadisesi kesinlikle tüm detaylarıyla aydınlatılır diye düşünüyorum!..