Çetesiz Türkiye!
- GİRİŞ09.12.2025 09:20
- GÜNCELLEME09.12.2025 09:20
“Terörsüz Türkiye” duamızın yanına, “Çetesiz Türkiye”yi de ekliyoruz.
PKK Terör Örgütü’nün dış destekleri ve ilişki ağları hepimizin malûmu…
Hiçbir terör örgütü dış destek olmadan kurulamaz, varlığını sürdüremez, hele hele PKK gibi bunca yıldır başımıza belâ olamaz.
Türkiye Cumhuriyeti gibi güçlü bir Devlet’i bu kadar uğraştıramaz, bu kadar zarar veremez.
PKK Terör Örgütü’nü aynı zamanda dünyanın en büyük “çetelerinden” biri olarak nitelendirebiliriz.
Uyuşturucu mafyası, organ mafyası, silah mafyası, arazi mafyası, turizm mafyası…
Kara paranın olduğu her yerde var bu örgüt, bu mafya, bu çete.
*
Umarım bu süreç “Terörsüz Türkiye”yi getirir.
Ben, başından beri, PKK Terör Örgütü’nün “kara para” boyutu üzerinde duruyorum ağırlıklı olarak.
Emniyet-Narkotik yayınları, PKK Terör Örgütü’nün uyuşturucu kara pazarında ne kadar yaygın ve etkin olduğunu gösteriyor.
Nice milyar dolarlar dönüyor bu işte.
PKK Terör Örgütü, bu alandaki faaliyetlerinin karşılığı olan milyar milyar dolarları tek başına almıyor elbette.
Kirli ortakları var.
Türkiye uyuşturucu sevkiyatında hem hedef, hem de transit ülke.
Bir yandan insanlarımızı, özellikle de gençlerimizi zehirliyor, diğer yandan da dünyanın dört bir yanındaki “çeteler” üzerinden sevkiyat yapıyorlar, oraları da zehirliyorlar.
Güvenlik birimlerimiz bu kirli çetelere karşı özveriyle mücadele ediyor, Allah emeği geçenlerden razı olsun.
Şimdi…
Soru şu:
PKK Terör Örgütü, eğer gerçekten de alandan çekilirse, buradaki milyar milyar dolarlık kirli işler ne olacak?
PKK Terör Örgütü, çetelere mi ayrılacak?
Her yerde çeteler mi göreceğiz?
Maneviyat ve aile alanlarındaki sıkıntıların sonuçları neler olacak?
Bunlarla nasıl başa çıkılacak?
Emniyet birimlerimiz elbette her zaman tetikte.
Milli İstihbarat Teşkilâtımız da öyle.
Bunların verdiği güven var elbette ama…
Bütün toplumun çok daha dikkatli olması gereken günlerden geçeceğiz hiç şüphesiz.
Yeşilay’ın yayımladığı raporlar, uyuşturucu ve kumara başlama yaşının, yaygınlığının gittikçe arttığını gösteriyor.
Güvenlik tedbirlerine, polisiye tedbirlere ne kadar ağırlık verirseniz verin, bu konularda “bütüncül” yaklaşımlar şart.
Eğitim modelimizi yeniden, en baştan ele alacağız mesela…
Aile eğitiminden başlayacağız.
Manevi eğitimi asla ihmal etmeyeceğiz.
Çocuklarımızı 19 yaşına kadar mecburi eğitime tabi tutmanın ve büyük bir bölümünü de yaşı geçmiş diplomalı mesleksizler haline getirmenin sonuçları üzerine düşüneceğiz…
Okumak isteyenler ile okumamak için ellerinden geleni yapan gençleri 19 yaşına kadar bir arada tutma, aynı ortamda bulunmaya zorlama ısrarından vazgeçilmesi için kamuoyu baskısı yapmaya devam edeceğiz…
Aşırı üniversiteleştirmenin zararları üzerinde durmaya devam edeceğiz…
Meslek eğitimine ağırlık verilmesi, meslek eğitimin “kaliteli ustalar” yetiştirecek evsafta olması için kamuoyu baskısı yapmaya devam edeceğiz…
Aile yapımızı hedef alan her türlü saldırıya karşı çıkmaya devam edeceğiz…
Aile Hukuku’nun tamamen yerli ve milli anlayışa yaslanması için gayret sarf edeceğiz…
Televizyonlardaki çeteleşmeyi, şiddeti özendiren, aileyi yıpratan ve devletimizin zirvesindeki yöneticilerimizin de “şikâyetçi” oldukları programların, dizilerin zararlarına dikkat çekmeye devam edeceğiz…
Siyaset üzerinde baskı kurmaya çalışan feminist odakların oyunlarına karşı ikazlarda bulunmaya devam edeceğiz…
Aile bağlarının daha da zayıflamaması için üzerimize düşeni yapmanın gayreti içinde olmaya devam edeceğiz…
*
Ailesi güçlü Türkiye, hem terörsüz, hem de çetesiz Türkiye demektir.
Aile çökerse, Allah muhafaza memleket de çöker!
Manevi Vatan’ın zemini kayarsa, ayakta durmamız mümkün olmaz.
Bu konularla da bir yerlerden şahsi menfaat bekleyenler uğraşmaz!
Sizler ve bizler…
Hep birlikte devam.
Hep birlikte,
“Kitabın Ortasından”!
Yorumlar5