Bu “Saygı”sızlığın hesabı sorulmalı!

  • GİRİŞ15.12.2025 08:55
  • GÜNCELLEME15.12.2025 08:55

28 Şubat sürecinde, seçilmiş meşru iktidara yönelik operasyonlar; “ismi açıklanmayan” generallerin ağızlarından çıkan demeçlerle yönetiliyordu.

Türkiye’de “rejim krizi”ne yol açacak haberlere dayanak olarak da bir “kasket” fotoğrafı kullanmak yetiyordu.

Basın ahlakını ayaklar altına alan ve cuntacı komutanlara yaranmaya çalışan bu embeded gazeteciler, aynı alışkanlıklarını AK Parti iktidarında da sürdürmeye çalıştı.

“Üst düzey bir komutan” dönemini kapatan kiralık kalemler, bu defa “üst düzey bir bakanlık yetkilisi” klişesini dolaşıma sokarak, iktidara ayar vermeye kalkıştı.

Kendilerini “derin ilişkileri” olan, “geniş bir istihbarat ağına sahip” gazeteciler olarak lanse eden bu isimlerden biri de hiç kuşkusuz Saygı Öztürk’tü.

Kökten laik bir cumhuriyetçi olan, her fırsatta Atatürkçülük taslayan, bazen ülkücü, kimi zaman solcu gibi davranan, bir dönem Ergenekon şüphelileri ile sıkı fıkı ilişkiler kuran, “Okyanus Ötesindeki Vaiz” diye bir kitap yazdığı halde 17-25 Aralık ihanet sürecinin ardından bu defa FETÖ’nün kanal(izasyon)larında boy gösteren…

İlle de…

Milletin cebinden 20 milyar dolar çalan eski patronu Cem Uzan’ın uzun yıllar işçiliğini yapan Saygı Öztürk, her dönem “derin gazeteci” imajı çizdi.

Bırakın 28 Şubat sürecini…

AK Parti iktidarında dahi, vesayet özlemiyle yanıp tutuşan kıytırık isimlerin açıklamalarını, “büyük bir söz”müş gibi kamuoyuna sunarak, bu imajı pekiştirmeye gayret etti.

Gerçekte ise…

2004 yılında gerçekleşen bir Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı sırasında, “İrticaya göz yumuluyor” diyerek hükümete ayar vermeye kalkıştığı sırada, masaya vurup “Kes ulan!” diye bağıran Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın fırçaladığı ve yediği zılgıtın ardından süt dökmüş kediye dönen dönemin Jandarma Komutanı Şener Eruygur’a bile…

Telefonda “Emredin komutanım” diye hitap edecek kadar, zavallıydı.

Dahası!..

Sözde Susurluk Kazası’nın “bilinmeyen” yönlerini kaleme aldığı kitabına bile “Devletin Derinliklerinde...” ismini vererek, ne kadar “derin” bir gazeteci olduğunu ispat etmeye çalışan Öztürk, aslında ne kadar “sığ” bir gazeteci olduğunu, katıldığı bir TV programında, yine kendi ağzıyla itiraf etmişti.

Öztürk’ün canlı yayında aktardığı hikaye şöyleydi:

Dönemin Başbakanı ve Anavatan Partisi Genel Başkanı Turgut Özal'a yönelik suikast girişiminde bulunan Kartal Demirağ, cezaevinden tahliye edildiği gün, tüm medya “özel röportaj” yapmak için peşinden koşarken…

“Derin gazeteci” Saygı Öztürk, hep var olduğunu ima ettiği “derin bağlarını” devreye sokmak yerine otogara giderek pusuya yatmış.

Saatler süren nöbetin ardından gelen giden olmayınca, Saygı Öztürk'ün aklına bir fikir gelmiş ve hemen daha önce cezaevine düşmüş bir dostunu arayarak;

“Cezaevinden çıkan biri ilk nerelere gider?”… diye sormuş.

Gelen cevap ise “geneleve” olmuş..

Hemen kerhaneye koşan Saygı Öztürk, sonunda aradığı adamı bulmuş ve Turgut Özal'a ateş eden Kartal Demirağ ile röportajı yapmış.

Evet!

Malum zihniyetin “duayen gazeteci” diye lanse ettiği halde, gerçekte ise…

AK Partili Çorum Belediyesi’nin, il dışından gelen tüm misafirlerine genel olarak hediye ettiği Hititlerin sembolü “Hitit Kursu”nu bile, “AKP’li başkandan Sözcü’ye Dürüst Gazetecilik Plaketi” diye çarpıtacak kadar kompleksli bir gazeteci olan Sözcü gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’ün maskesi nihayet düştü.

Yıllarca “ismini açıklamadığı generallerin” ağızlarından çıktığı varsayılan demeçlerle operasyonel haberler yazan…

Kerhane köşelerinde bulduğu tetikçilerle görüşmeyi matah bir şeymiş gibi lanse eden…

Ve!..

AK Parti iktidarının ilk yılında kaleme aldığı bir yazısında;

“Kısa süre öncesine kadar devlet dairelerinde ‘iyi günler’, ‘hayırlı günler’, ‘günaydın’ diye konuşulurken, telefonda ‘alo’ denilirken bugün konuşma biçimlerinin de değiştiğine tanık oluyoruz. Telefonda, ziyaretlerde ilk söz artık ‘Selamünaleyküm’ olmaya başladı” diyerek, yaşanan değişimden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Saygı Öztürk’ün..

Bu defa “Terörsüz Türkiye” sürecini sabote etmek için devreye soktuğu “Alo ben Yeşil” haberi, elinde patladı.

Sözcü yazarı Saygı Öztürk'ün, 11 Aralık 2025 tarihinde “Telefonla arayan kişi ben Yeşil dedi” başlıklı yazısı üzerine açıklama yapan İçişleri Bakanlığı…

Telefonun ucundaki kişinin, 1990’lı yıllarda JİTEM adına çalışan ve faili meçhul cinayetlerle gündeme gelen “Yeşil” koda adlı “Mahmut Yıldırım” değil…

Aramayı yapan şahsın “Adam öldürme, kasten yaralama ve mala zara vermekten” cezaevinde bulunan C. A. adlı hükümlü olduğunun tespit edildiğini duyurdu.

Aslında Saygı Öztürk de telefonun ucundaki kişinin “Mahmut Yıldırım” olmadığını bal gibi biliyordu.

Zira!..

Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltına alındığı dönemde “Yeşil”i bizzat gören “Efsane Yarbay” lakaplı emekli asker Korkut Eken, aslı “PKK itirafçısı” olan Mahmut Yıldırım’ın nasıl biri olduğunu, “kendisini çok güzel yetiştirdiğini” Saygı Öztürk’e tüm detaylarıyla anlatmıştı.

Öztürk de 25 Ocak 2002 tarihli Star gazetesinde, “Beni Yeşil'e vurduracaklardı” başlığıyla, Korkut Eken’in bu sözlerini neşretmişti.

Buna rağmen Saygı Öztürk ve gazetesi Sözcü, telefondaki kişinin “Yeşil” olduğunu iddia ederek, bir dönem “faili meçhullerle” ve “beyaz Toroslarla” bölgede kaos tohumları eken karanlık oluşumların hala “aktif” olduğu mesajı vermek istedi.

Dolayısıyla devletin kurumlarına düşen, sadece arayan şahsın kimliğini açıklamak değil…

Saygı Öztürk ve gazetesinin, iki günde gerçeğin ortaya çıkacağını bildikleri halde yayımladıkları bu görüşmeyle neyi murad ettiklerini de sormaktır.

Sanırım yeterince açık konuştum!.

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

  • Abdullah 3 dakika önce Şikayet Et
    Ağzınıza sağlık, kaleminize kuvvet!
    Cevapla
  • Vavumkö 46 dakika önce Şikayet Et
    Zekeriya bey, Saygı Öztürk, soyadı gibi saygıdeğer bir gazetecidir, seni, birkaç okurun tanır, o,nu Dünya tanıyor. Yazdıklarından hangisi damarına bastı?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Aslan 13 dakika önce Şikayet Et
    Peki bu saygıdeğer gazetecinin ben yeşil diyerek keklenmesine ne diyon
  • Kara MG 24 dakika önce Şikayet Et
    Vavumkö nin manasi nedir
  • Recep 55 dakika önce Şikayet Et
    Derhal yargılanması ve indirimsiz cezalandırılması gerekir.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • mehmet12 25 dakika önce Şikayet Et
    sen hükmü vermişsin :)
  • Mehmet Karaman 1 saat önce Şikayet Et
    Böyle şahsiyet leri televizyona çıkarmak adam yerine koyup dinletmek benim için utanç verici onun ilk röportajı yaptığı yerde işine devam etmesi lazım onun çıktığı hiç bir programı izlemem
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Teşekkür Ederiz. 1 saat önce Şikayet Et
    Alo saygı, ben kırmızı diye birinin aramayacağını nereden biliyorsunuz :)
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat