Ahlakın etiketi olmaz

  • GİRİŞ23.12.2025 08:19
  • GÜNCELLEME23.12.2025 08:19

Son günlerde medyada ve sosyal ağlarda dönen tartışmalar, bir kez daha toplumumuzda derin yaralar açma çabalarını bir kez daha su yüzüne çıkardı.

Ela Rümeysa Cebeci isimli spiker ve gazeteci Mehmet Akif Ersoy’un uyuşturucu kullanımının yanı sıra hakkında çıkan skandal iddialar, Türk medyasının bir bölümünün derin çelişkilerini bir kez daha ortaya koydu.

Medyanın önemli bir bölümü de töhmet altında kaldı…

Söz konusu iddia ve skandallar; sadece bireysel olmanın olmanın ötesinde, ideolojik kamplaşmaların yeni bir savaş alanı haline getirilmeye çalışılıyor.

Birileri Ersoy'un kendini muhafazakâr olarak konumlandırmamak adına sürekli olarak vurguladığı savunma mekanizmasını yakından bildiği halde; onu muhafazakâr gibi göstermeye çabaladı.

Ancak Mehmet Akif; denk geldiğimiz her ortamda, katıldığımız ortak programların sohbet aralarında sanki sorgulanacakmış gibi sebepsiz yere, “Muhafazakâr değilim, dindar bir insan değilim, AK Parti’ye hiç oy vermedim” ifadelerini kullanır ve seküler olduğu vurgusunu yapmaya çalışırdı.

Cebeci'nin söz konusu iddialarla karşılaşana kadar ‘bihaber olduğumuz imam hatip lisesi mezunu olması’ ile Ersoy’un geçmişte Diyanet İşleri Başkanlığı’nda müşavir olarak çalışmış olması bahane edilerek muhafazakâr kesim topyekûn suçlanmaya kalkılıyor.

Sanki ahlaklı olmak ya da ahlaksızlık belirli bir ideolojinin, okulun, mensubiyetin veya inancın tekelindeymiş gibi sunulmaya çalışılıyor.

Oysa gerçek şu ki; insan ya ahlaklıdır ya da değildir.

Etiketler, bu temel ayrımı değiştiremez.

Cebeci kendi savunmasında sosyal medya paylaşımlarından farklı bir profili öne sürerek imam hatip geçmişini ortaya koyarak ‘temiz’ olduğunu kanıtlamaya çalışmış…

Arkadaşları aracılığıyla gazetecilere mailler göndermiş, 2002 mezunu olduğunu belirterek masumiyetini ispata kalkışmış.

Ancak her iki ismin de test sonuçları pozitif çıkınca konu bir anda muhafazakârlara karşı bir silaha dönüştü.

“İşte imam hatip okullarından çıkanlar” diye başlık atanlar, “muhafazakârların ahlaksızları” diye genelleyenler...

Bu yaklaşım, ne kadar sığ ve tehlikeli?

Eğer bir kişinin hatası, bütün bir topluluğu lekeliyorsa, o zaman Cebeci'nin sosyal medya hesabına bir göz atalım…

Paylaşımlarda; cumhuriyetçilik, sekülerlik, Kemalizm vurguları dolu...

Şimdi biz de “Sekülerler ahlaksızdır” mı diyeceğiz?

Elbette hayır.

Çünkü ahlak bireyin seçimlerinin ürünüdür.

Zaten muhafazakâr olmak beraberinde değerleri ‘muhafaza etmeyi’ getirmedi ise, özde muhafazakâr da olunmamıştır, ayrı mesele…

Toplum olarak bu tuzağa düşmekten vazgeçmeliyiz.

Muhafazakâr, seküler, Kemalist, liberal...

Bunlar sadece etiketlerdir.

Belirttiğim gibi; her kesimde ahlaklı insanlar da vardır, ahlaksızlar da.

Gerçek muhafazakâr, kendini korur; değerlerini yaşar.

Ahlaksız ise, hangi mahalleden olursa olsun, aynıdır.

Bu tür genellemeler ciddi bir akıl tutulmasıdır.

Bir kişinin eylemini, bir okula, bir aileye veya bir ideolojiye mal etmek, sadece kutuplaşmayı derinleştirir.

Peki, bu tartışmaların sona ermesinin çözümü ne?

Belki de tartışmaları bireysel sorumluluğa çekmek olabilir…

Eğitim sistemimizi, okullarımızı veya inançlarımızı değil, bireylerin ahlaki gelişimini sorgulamak en doğrusu olabilir…

İnsanları kategorize edeceksek, sadece iki gruba ayırabiliriz; ‘ahlaklılar ve ahlaksızlar’.

Belki bu bakış açısıyla, toplum olarak daha adil ve mantıklı bir diyaloğa adım atabiliriz…

Yoksa bu sonsuz suçlama döngüsü, bir gün herkesi yutabilir…

Yorumlar3

  • Ben de haklıyım 50 dakika önce Şikayet Et
    "Zaten muhafazakâr olmak beraberinde değerleri ‘muhafaza etmeyi’ getirmedi ise, özde muhafazakâr da olunmamıştır" cümlesi her şeyi özetliyor. Muhafazakar neyi muhafaza eder? Allah'ın ve Peygamberinin emirlerini. Bunları "muhafaza" edemeyen kişi muhafazakar değildir. Nokta.
    Cevapla
  • Ali 1 saat önce Şikayet Et
    Evet. Ahlâklılar ve Ahlâksızlar...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • okur 1 saat önce Şikayet Et
    bilmiyorum ama, yakalananlara bakınca türkiyede yılda 4 tondan fazla kokain tüketiliyordur.kokain gram gram satıldığına göre günde 3 gram ortalamadan yılda 4bin kişi müptelasıdır, 50 kişi yaklandığına göre geriye kalır 3500 sanatçı sporcu doktor rektör işadamı tv vs. onları da yakalayın gerçi gerçek bu rakamların 100 katıdır hatta diğer ucuz maddeleri de eklerseniz bin katına çıkar.devam
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat