Babalar sözünü tutar!
- GİRİŞ29.12.2025 08:57
- GÜNCELLEME29.12.2025 11:33
Asrın felaketini yaşayan 11 şehrimizde yüz binlerce vatandaşımız yeni yuvalarına kavuştu.
455 bin konut, sadece iki yıl gibi kısa bir sürede depremzede vatandaşlarımıza teslim edildi.
Dünya tarihinde bugüne kadar hiçbir ülkenin başaramadığı, kolay kolay da başaramayacağı bir işin altından kalkıldı. Belki de hiçbir ülkenin bir daha yazamayacağı bir hikâyeyi Türkiye yazdı.
Depremin yaraları sabırla, şefkatle ve tüm dünyaya örnek olacak bir dayanışma ruhuyla sarıldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bu insanüstü mücadeleyi ve dayanışmayı şu üç cümleyle özetliyor:
“15 günde temel, 45. günde teslim.
Saatte 23, günde 550 konut. (Ayda 16 bin 500, yılda 198 bin konut ediyor.)
3 bin 481 şantiyede, gece gündüz çalışan dev bir iradeyle bu işi başardık.”

Hatay’da 153 bin 755,
Malatya’da 79 bin 660,
Kahramanmaraş’ta 73 bin 956,
Adıyaman’da 43 bin 366,
Gaziantep’te 31 bin 53,
Diyarbakır’da 17 bin 206,
Elazığ’da 14 bin 894,
Şanlıurfa’da 13 bin 429,
Osmaniye’de 12 bin 557,
Adana’da 12 bin 73,
Kilis’te 2 bin 569,
Tunceli’de 298,
Kayseri’de 288,
Sivas’ta 164,
Bingöl’de 89 konut inşa edildi.
Depremde en ağır yıkımın yaşandığı Malatya, Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş’ta Türkiye’nin ve dünyanın en büyük şantiyeleri kuruldu. Bakan Murat Kurum, düzenli il ziyaretleriyle bölgeyi anbean takip etti.

Hatırlayın…
Depremin ilk günlerinde “Ne bu aceleniz, enkaz kaldırılırken temel mi atılır?” diye eleştiriler yükselmişti. Bu acelenin sebebini bugün belki daha iyi anlaşılıyordur.
O ilk günlerde atılan temeller sayesinde bu evler bugün tamamlanabildi.
O temeller, insanlar için bir umut ışığı oldu.
Omzuna dokunan devlet büyüğünün “Daha iyisini, daha güzelini yapacağız” sözleri depremle sarsılan halkın teselli kaynağına dönüştü.

Acelenin sebebi buydu:
Bir an önce depremle yuvaları yıkılan insanları yeni evlerine kavuşturmak.
Ve sonunda bu büyük başarıya ulaşıldı;
455 bin konutun yapımı tamamlandı.
Cumartesi günü Hatay’da bu başarının adeta bayramı yaşandı. Büyük bir mücadele örneği sergilenerek tamamlanan konutlar hak sahiplerine teslim edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni evlerine kavuşan ailelerin sevincine heyecanına ortak oldu. Şehirdeki heyecan ve mutluluk görülmeye değerdi.

11 Şubat 2023 tarihinde deprem bölgesine ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan; "Bize güvenin, biz inanın. Biz vatandaşımızı darda, yoklukta, sokakta bırakmadık, bırakmayız" demişti. Bugün bir kez daha sözünü tuttu.
Teslim töreni için asrın inşa çalışmasının sembol şehri Hatay’ın seçilmesi de ayrıca anlamlıydı.
Depremde en ağır yarayı alan Hatay, adeta küllerinden doğuyordu. Sevginin, kültürün ve medeniyetin şehri Hatay…

Deprem felaketiyle yerle bir olan 11 ilimizin yeniden ayağa kaldırılmasında büyük emekleri bulunan Bakan Murat Kurum’la, 455 bininci konutun teslim töreninden bir gün önce, cuma günü Hatay’daydık.
“Evlerimizden çok buralara geldik” diyor Murat Kurum. Her hafta mutlak uğrayıp işlerin takibini yapmış.
Depremin ilk haftalarında yıkımın boyutunu kamuoyuna duyurmak için koşuşturduğumuz sokaklardayız yeniden. Caddeler yenilenmiş, siteler kurulmuş, güvenli ve sağlam yepyeni binalar yükselmiş. Her birinde büyük bir emeklerin izi var.
Depremin hemen ardından, harabeye dönen bu şehirlerimize defalarca gelme imkânı buldum. Yeniden imar için nasıl amansız bir seferberlik yürütüldüğünü çok iyi biliyorum. Şehirler günden güne değişti. Her gelişimizde bu hızlı toparlanmaya şahit olduk.

Birkaç ay önce Hatay’a yolum düştüğünde bunu bir kez daha gözlemlemiştim. Yine de “Yıl sonuna kadar toparlanabilir mi?” diye tereddütlerim vardı.
Fedakârlıkta ve gayrette sınır tanımayanlar bu tereddütleri ortadan kaldırdı. Şehirleri hızlıca ayağa kaldırdı, ihya etti.
Binalar gözümüzün önünde yükselirken bile insanın inanmakta zorlandığı anlar oluyor. Bu kadarını çoğu kişi beklemiyordu.
Depremde ablası dâhil 11 yakınını kaybeden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman’ın şu sözleri duygulara tercüman oluyor:
“Ben bile bu kadar sürede bu evlerin yapılabileceğine inanamıyordum.”
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk’ün hedefinde ise göstermelik olarak ortalarda dolanan muhalefet vardı;
“Seçim zamanı buralara gelip poz verenler, enkazın üstüne çıkıp fotoğraf çektiren deprem turistleri… Seçim bitti, Hatay’ın yolunu unuttular.”

Öntürk, milletin zihninin bulandırılmasına da kızgındı. Kafası karıştırılan insanların nasıl mağdur edildiğini anlattı:
“Deprem bölgesine bir şey yapmadan, yapıyormuş gibi görünüp durdular. Daha da acısı, ‘Malınıza çökecekler’ diye korkuttular. ‘Sakın vermeyin, devlet el koyacak’ dediler. Kentsel dönüşüme ‘rantsal dönüşüm’ diyerek milleti kışkırttılar.”
O gün bu yalanlara kanan vatandaşların bugün yaşadığı pişmanlıkları da aktardı Öntürk.
Cumartesi günü Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ı gördünüz. Habib-i Neccar Camii’nin restorasyonunu alnının akıyla tamamladığı için gururla tebrikleri kabul ediyordu. Altay, “Konyalılar olarak bir işi daha anlımızın akıyla bitirmenin gururunu yaşıyoruz” dedi.
Hatay Ulu Camii’nin restorasyonunu yapma sözü veren Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li Başkanı Mustafa Bozbey ise hiç ortalarda yoktu. Çünkü yüzü yoktu. Ulu Cami’nin temeline birkaç tuğla koyup öylece bırakılmıştı. Altı yedi ay önce “Yapacağız, bitireceğiz” diye demeçler veren oysa kendisiydi.
Lafla peynir gemisi yürümediği gibi işte bitmemişti.
Önceki Başkan Ali Nur Aktaş yeniden seçilebilseydi bugün o da işini bitirmenin gururuyla tebrikleri kabul edecekti.
Hükûmet deprem bölgesine 100 milyar doların üzerinde kaynak aktardı. Üç yıllık süreçte bütçeden yaklaşık 3 trilyon TL kamu harcaması yapıldı. Diğer yansımalarıyla birlikte depremin maliyeti 150 milyar doları buldu. Bu binalar, kaynakların doğru kullanılmasıyla yükseldi. Deprem bölgesi, her zaman tasarruf tedbirlerinin dışında tutuldu.
İBB sürecinde olduğu gibi, paralar birilerinin cebine gidip binaların yerinde yeller de esebilirdi. Yapılmayan şey değil.
Ekrem İmamoğlu iddianamesinde Adem Soytekin’in ifadesinde geçen “57 milyon TL Hatay depremi için yapılan ödemedir” sözleri, paranın rüşvet olarak hesaba yattığı tarihte deprem bölgesinde herhangi bir yardım yapılmadığını ortaya koymuştu.
İmamoğlu olayında olduğu gibi, kâğıt üzerinde yapılmış gösterilen ama gerçekte yapılmayan yardımlarla depremin bile nasıl suistimal edildiğini gördük.
“Yardım yaptık, kreş yaptık” diyenler var. Ne kreş var ne yardım. Bunu en iyi o bölgede yaşayanlar biliyor. Sözünü tutanla tutmayan arasındaki fark bu.
Dün devlet bir kez daha baba olduğunu gösterdi. Baba şefkatiyle halkını yeniden ayağa kaldırdı. Tayyip Erdoğan, bir kez daha “Babalar sözünü tutar” sözünün gereğini yerine getirdi.
Depremden hemen sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hasar alan illerde sık sık bu pankartla karşılanmıştı. Halk, Erdoğan ismine duyduğu güveni bu pankartlarla ifade ederken beklentilerini de yansıtmıştı. Cumartesi günü aynı pankart bu kez teşekkür için tören alanındaydı.
Erdoğan, yaklaşık bir yıl önce Eskişehir’de gençlerle buluştuğu bir etkinlikte sahnede açılan “Babalar sözünü tutar” pankartını görünce,
“Sen mi yapacaksın, sen mi edeceksin dediler… Vallahi ben yaptım. Babalar sözünü tutar” demişti. Hatay’da önceki gün bunun eyleme geçmiş hâlini gördük. Babalar bir kez daha sözünü tutmuş olmanın huzuruyla halkının karşısındaydı. Yağmur çamur demeden alanları dolduran Hataylılar da bu hakkı teslim ediyordu.
Hatay ahde vefalı bir şehir. İki gün önce Murat Kurum’la Hatay sokaklarında dolaşırken ayağının altına güller serildiğine şahit olduk. “Artık Hatay’ın fahri hemşehrisiyim” diyerek mukabele etti sevgi gösterilerine. Sokakta karşılaşan herkes bir ağabeyini görmüş gibi boynuna sarılıyordu.
Murat Kurum, dünyanın en huzurlu insanlarından biri gibi. Zorlu bir işin altından alnının akıyla çıkmanın huzuru yüzüne yansımıştı. Gayretiyle muhalefetin bile takdirini almış bir isim.
Bu millet artık kimden yardım geleceğini biliyor. Dara düştüğünde kimin göğsüne başını yaslayıp gözyaşı akıtacağını biliyor. Kimin sözünü tutup tutmayacağını görüyor.
CHP’nin iktidar partisinden çok belediyesi var ama deprem bölgesinde ne eserleri var ne izleri. Depremden sonra yıkılan illerimizi defalarca gezdim. “Şu işin ucundan CHP de tutmuş” dedirtecek bir eseri görmeyi çok isterdim. Bu milletin parçası olmak bunu gerektirirdi. Maalesef göremedim.
Hatay’da da belediyeleri var ama yaklaşım aynı: “Başkaları yapsın.”
Son söz olarak şunu söyleyelim:
Devletimiz bir kaz daha babalığını gösterdi. Sözünü tuttu. İnsanları açıkta bırakmadı.
Allah devletimizi başımızdan eksik etmesin, zeval vermesin. Rabbim bu millete bir daha böyle acılar yaşatmasın.
Osman Ateşli - Haber7
E-Mail: osman.atesli@haber7
X:oatesli
Yorumlar12
-
Ahmet F. Tahiroğlu
19 dakika önce
Şikayet Et
Yaptığımız köy evleri de çok güzel, köyler dağlarda uzaklarda olduğu için çok dikkat çekmiyor. Haber de yapılmıyor pek. Bir gün oralara da bekleriz. Köy evleri için de düşüncelerinizi bekleriz. Çok teşekkür ederiz güzel değerlendirmeleriniz için.
Beğen
Cevapla
-
Mehmet
26 dakika önce
Şikayet Et
Bir basari da Paris Iklim Sozlesmesinden vazgecilmesinde bekliyoruz!!
Beğen
Cevapla
-
Poyraz
33 dakika önce
Şikayet Et
Kent lokantası kadar reklamı yapılmadı
Beğen
Cevapla
-
Ugur
38 dakika önce
Şikayet Et
Insallah bolge halki devletin degerini bilir secimlerdede geregini yapar
Beğen
Cevapla
-
osmanlı
44 dakika önce
Şikayet Et
Maaşaallah Allahım devletimize güç kuvvet versin emeği geçenleri başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Bakanımızı tüm emeği geçenleri şükranlarımızı iletiyoruz.
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle