14 Mayıs yolunda muhalefete mevzi kaybettiren 3 faktör

  • GİRİŞ18.04.2023 09:29
  • GÜNCELLEME19.04.2023 10:15

Hatırlayalım.

6’lı masa, Ocak sonunda Ortak Politikalar Mutabakat Metni adı altında ortak seçim beyannamesini açıklamış, 6 Şubat depremlerine kadar televizyon programlarının bir numaralı tartışma konusu bu çalışma olmuştu.

9 başlık ve 2 binden fazla maddenin yer aldığı bu çalışma, aylar süren boş müzakereler nedeniyle kendi destekçilerine bile ‘illallah’ dedirten masadakiler için bir ‘sevinç kaynağı’ olmuştu.

Ama şimdi orada da problemli bir durum ortaya çıkmış durumda.

Şöyle ki;

Masanın iki lokomotif partisinin, CHP ve İYİ Parti’nin genel başkanları, son dönemde masa adına millete taahhütler anlamına gelen o çalışmayı yok sayan eylemler yürütüyor.

Örneğin Kılıçdaroğlu, o metinde yer almayan, normalde koalisyon ortaklarının mutlaka onayını almasını gerektirecek büyüklükte vaatlerde bulunuyor.

Emekliler için 15 bin lira bayram ikramiyesi vaadi mesela, diğer ortakların onayı alınarak verilmiş bir söz gibi durmuyor.

Öyle olsaydı, ya ortaklaşa hazırladıkları metinde yer alırdı bu, ya da diğer liderler sözlü olarak bu vaade desteklerini bildirirlerdi.

Kılıçdaroğlu’nun koalisyon ortaklarını unutarak verdiği taahhütler bir yerde ‘patlak vermişti’ malum.

Deprem konutlarını bedava vereceğim şeklinde, yine diğer koalisyon ortaklarına danışılmadan verdiği söz, İYİ Parti’nin ekonomist kurmayı Bilge Yılmaz’a çarpıp geri dönmüştü.

Aynı soru kendisini tekrar ettirip duruyor:

Muhalefet bu dağınık, uzlaşmadan uzak ve sık sık krize girme potansiyeli taşıyan ilişki biçimiyle bu ülkeyi nasıl yönetecek?

Hafta sonu İYİ Parti’nin açıkladığı seçim beyannamesi de aynı soruyu sorduruyor:

Birlikte mi yöneteceksiniz ülkeyi?

Tek tek mi?

Seçmen, ortak mutabakat metnine mi itibar etmeli, o metinde yer almayan tekil vaatlere mi?

İşte şu örneklere bakıldığında bile, muhalefet cephesi açısından son derece gayrı ciddi bir durumla karşı karşıyayız.

Dağınıklık görüntüsünü besleyen başka yeni gelişmeler de var. Örneğin, ‘One man show’ tarzında ‘tekil’ mitingler yapan Ekrem İmamoğlu.

Bir 10 miting oldu galiba.

Finansmanı belediye bütçesinden mi? CHP bütçesinden mi? Başka bir bütçeden mi karşılanıyor bilmiyoruz ancak, o mitinglerle ilgili olarak da, kendini fazlasıyla belli eden bir husus var:

Ülke, Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olduğu seçimlere koşar adım ilerlerken, İBB Başkanı İmamoğlu, ona destek görünümü altında, ama aslında sadece kendisi için, kendi siyasi ikbali için bu mitingleri yapıyor izlenimi veriyor.

Seçmenin, aslında çok basit bir çerçeve içinde, ‘Bu ülkeyi kim yönetir’ sorusunun cevabını aklında tuta tuta sandık başına gideceği seçim günü için, bu dağınıklık derin bir güvensizlik duygusunu beraberinde getiriyor.

Meral Akşener’in en yakınındaki isim Aytun Çıray itiraf etmedi mi, partimiz baraj altında kaldı diye.

Başkalarının bir şey söylemesine gerek yok.

NEGATİF SİYASET DİLİ İLE YÜZDE 50’YE ULAŞMAK KOLAY MI?

Bu dağınıklığın üstüne bir de kullanılan negatif siyaset dilini eklediğinizde, muhalefet cephesi için durum daha bir nazik hale geliyor demektir.

Kılıçdaroğlu, aynı konuşma içerisinde hem ‘helalleşme’, hem ‘hesaplaşma’ deme başarısını elde edebilmiş bir siyasetçi olarak tarihe geçmeye aday.

Kim nereden çıkardı, nasıl bir hesap üzerin bina edilmiş bilinmez bir 418 milyar dolar diye bir şey çıkardı.

Bunu sürekli tekrar ediyor.

418 milyar doların hesabını soracağım diyor son dönemdeki konuşmalarının neredeyse tamamında.

3/6 Mart’ta yaşanan derin kriz sonrası, oyları tepesin aşağı gerilemeye ve güneş gören buz dağı gibi erimeye başlayan İYİ Parti’de ise, oluşan travma ve panik havası negatif siyasi söylemi tetikledi.

Önce bir reklam filmiyle, Erdoğan üzerinden bir nefret objesi çıkarma ucuzluğuna yöneldiler.

Yetmedi, Genel Başkan Akşener, partisinin hafta sonu yaptığı toplantıda, Erdoğan’a dönük tehditler savurdu.

Amacını çok belli eden bir ‘tehdit dili’ bu tabi.

Erdoğan’ın kendisini muhatap almasını, sözlerine cevap vermesini, adını ‘Meral Hanım’ diye zikretmesini zorlamak üzere kullanılan bir taktik.

Eriyen oyları toparlamanın en kestirme yolunun bu olduğuna inanıyor olmalı.

Günün sonunda muhalefetin iki lokomotif partisinin liderlerini esir alan bu negatif dilin seçimlerde işlerine ne kadar yarayacağı meçhul.

Sonuçta AK Parti için geçerli olan şey, başkaları için de geçerli olmalı.

Yüzde 50 bandını aşmanın yolunun ‘pozitif dilden, pozitif siyasetten’ geçtiğini düşüneceksek eğer, bu bir taraf için böyledir de, öbür taraf için öyle değildir demek çok saçma bir şey olmaz mı?

PKK’NIN AÇIK DESTEĞİ, SEÇMENİ ÜRKÜTÜYOR

Dağınıklık ve negatif dil muhalefete mevzi kaybettiriyor dedik.

Son araştırmalarda bir ara başa baş giden Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki oy farkının 10 puan kadar Cumhur İttifakı lehine değişmesine neden olan bu ikisi dışında bir başka faktör daha var:

PKK’nın seçimlere olağanın üstünde alaka göstermesi.

Kandil’deki PKK ele başları, 6’lı masanın genel başkanlarından bile daha çok konuştular son dönemde.

Hepsi de, ağız birliği etmişçesine, 14 Mayıs için, 6’lı masanın zaferinin önemine değinen konuşmalar yaptılar.

Bütün bunlar olup bittikten sonra, HDP’nin de masanın bir yerinde olduğuna inanmayan kaldı mı dersiniz?

Yorumlar32

  • Abdullah 1 yıl önce Şikayet Et
    Allah fırsat vermesin inşallah onlar a
    Cevapla
  • Komplile 1 yıl önce Şikayet Et
    Ne kadar uğtraşırsanız uğraşın,istediğiniz talanı yazın ..kazanamayacaksınız..size yeditmeyecek müslümanlar rızkını ..
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Bünyamin 1 yıl önce Şikayet Et
    Bütün bu olanların yanında ülkesi ve milleti için gece gündüz çalışan tek derdi içerde ve dışarda tam bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti olan Erdoğan'ın kazanması için milletimizin çok bilinçli hareket etmesi lazım. Yoksa laf olsun diye bilinçsizce kılıçdaroğluna atılacak her oy bu ülkenin uzun yıllar büyük bedeller ödemesine sebep olacak. Bunada en çok pkk sevinecek maalesef.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Murat 1 yıl önce Şikayet Et
    Nankörler şükürsüzler çok olduğu için başımızdaki musibetler bitmeyecek gibi
    Cevapla Toplam 11 beğeni
  • Osman 1 yıl önce Şikayet Et
    Başımızdaki musibetler başımızdakilerden kaynaklanıyor olmasın?
  • Önce vatan 1 yıl önce Şikayet Et
    be neye şaşıyorum akşener masadan hdp pkk ile oturmam mı dedi neyse ve kalktı kumar masası yani ağır kelimeler kullandı peki sonra ne geri döndü nasıl döndü ne oldu döndü kılıçtar akşener buluşması bir otelde 3.4 dk ka sürdü ne söyledi geri döndü yoksa akşenerin de bir kase dimi vardı millet şüpheleniyor bunu görüyor neyse herkes ne olduklarını biliyor bilmeyen terör sevicileri dir
    Cevapla Toplam 17 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat