Akşener tiyatroya devam edecek

  • GİRİŞ16.08.2023 08:51
  • GÜNCELLEME17.08.2023 09:00

Geçtiğimiz haftaya, MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin İYİ Partiye yaptığı ‘komşuluk’ daveti damgasını vurdu.

Sayın Bahçeli’nin zaman zaman bu türden atraksiyonlar yapmayı sevdiği herkesin malumu.

FETÖ hesabına kurulan ve yegâne amacı ‘yıkmak’ olan bu partiye yönelik çağrıların bir anlamı var elbette.

Lafı hiç dolandırmadan düzünü edelim.

Bahçeli, karşı tarafın maksadını en iyi bilen zat olarak ön almaktadır.

 

Başlangıçta FETÖ, CHP ile birlikte MHP’yi de hedef almıştı.

CHP, yapılan operasyonlara hemen teslim olurken MHP, Sayın Bahçeli’nin tavizsiz duruşu nedeniyle yapılmak isteneni akamette uğrattı.

Kaset şantajlarıyla MHP’yi saf dışı edemeyeceğini anlayan bu mel’un örgüt, bu kez içeriden kuşatma yoluna başvurdu ve bilindiği üzere Akşener harekete geçti.

Direnmekten vazgeçmeyen Bahçeli, birkaç kez mahkemelik olan parti kongrelerinin manipüle edilmesini de engellemiş oldu.

MHP’yi içeriden de vuramayacağını anlayan örgüt, çareyi başka bir parti kurmakta buldu ve ortaya bahsini ettiğimiz oluşum çıktı.

Bu parti, sözde milliyetçi söylemlere sahip olacak ve fakat Türkiye karşıtı yapılarla gözünü kırpmadan ittifak edebilecek bir formasyonda dizayn edildi.

Nitekim ilk işi ‘millet ittifakının’ tohumlarını ekmek oldu.

Tek amaç, FETÖ’nün (yani CIA’nın) hedefe koyduğu Erdoğan’ı indirmekti. 

2018 genel ve 2019 yerel seçimleri, İYİ Partinin aldığı bu pozisyon nedeniyle ittifaklar seçimi şeklinde cereyan etti.

Maksat husule gelmeyince, 2023 seçimlerinin akıbeti de aynı oldu…

İttifakın içerisinde Amerika’nın bir diğer kullanışlı aparatı olan PKK da vardı kaçınılmaz olarak.

İşte Bahçeli, mütemadiyen bu tezgâhı bozmak yönünde bir misyon üstlendi.

İYİ Partiye yönelik, ‘birleşme’ ve ‘komşuluk’ davetlerinin arka planında bu oyunu bozma stratejisi oldu hep.

Maksat ise bu parti tabanındaki vatanseverleri bir şekilde şer konsorsiyumunun menfur emellerine alet olmaktan uzak tutabilmekti.

Yoksa kendisi de gayet iyi biliyordu ki, muhatap aldığı partinin tavanındaki yapı, kendisini var eden iradeyle asla çatışmaya girmeyecek ve kuruluş amacıyla çelişmeyecektir.

Açık havada gök gürültüsünü andıran bu ‘komşuluk’ teklifinin asıl hedefi mezkûr partinin tabanıdır hiç kuşkusuz. 26 Ağustos’ta partisinin seçim sonrasındaki duruşunu bir kez daha deklere edeceğini belirten Akşener’in, yapması muhtemelen manipülasyonlarının önünü almak da diyebiliriz buna.

Özetle Sayın Bahçeli, bir kez daha CHP ve HDP ile ittifaktan kaçınmayacak olan İYİ Parti tavanın gerçek yüzünü ve asıl maksatlarını deşifre edecek bir atraksiyon yapmıştır.

Bu teklif sonrasında tartışma programlarında ve köşe yazılarında bunun ne anlama geldiği bolca tartışıldı.

Akşener’in nasıl bir tepki vereceğine ve hangi pozisyonda konuşlanacağına dair birçok ihtimal üzerinde duruldu.

Bence, özellikle de ‘iyimser’ yaklaşımların hepsi de kuruntudan ibaret…

Çok mu önyargılıyım sizce?

Dilerseniz neden bu kadar ‘önyargılı’ olduğumu izah edeyim…

Yazının başlarında da ifade ettik…

İYİ Parti, toplumsal bir ihtiyaçtan değil, FETÖ’nün, Erdoğan’ı ne pahasına olursa olsun ‘devirme’ saplantısının neticesinde vücut bulmuş bir yapıdır.

Tıpkı Deva Partisi ve diğer küsurat oluşumlar gibi…

Bu partiyi CHP ile aynı çizgide buluşturan, HDP/PKK ile ittifak yapabilecek kıvama taşıyan şey ise bahsini ettiğimiz amaçtan başkası değildir.

Amaç gerçekleşinceye kadar da belirlenen pozisyondan tek bir geri adım dahi atılmayacaktır.

Bu sütunu izleyenler gayet iyi hatırlayacaktır.

Akşener, sözde masayı devirdikten sonra çoğunluğun, ‘bu iş bitti’ dediği günlerde bendeniz, asla böyle bir şeyin olmayacağını ve Akşener’in bir şekilde geri döneceği iddiasında bulundum.

Argümanın da şuydu.

“Bu yapıyı, eşyanın tabiatını inkâr pahasına bir araya getiren irade, böyle bir gelişmeye de hiçbir şekilde müsaade etmeyecektir! Bir araya gelen oluşumlar, kendi iradeleriyle ittifak kurmadılar ki, kendi iradeleriyle ayrılabilsinler…”

İşte ‘önyargımın’ nedeni…

Hâlâ aynı noktadayım ve hâlâ bu oluşumun birlikte hareket etmeye mecbur ve mahkûm olduğundan zerre kadar kuşku duymuyorum.

Akşener’i, onca ağır söze rağmen geri döndüren irade, bu hususta da gereğini yapmaktan imtina etmeyecektir.

Tabii anılan irade, strateji değişikliğine gitmeyecekse eğer…

Bu nedenle Akşener, hiçbir şekilde bu teklife müspet bir cevap veremez.

Dikkat buyurunuz, ‘vermez’ demiyorum; ve re mez!

Zira emir ‘büyük’ yerdendir ve ‘emir, demiri keser!’

Sayın Bahçeli de eminim ki, aynı kanaati taşımaktadır ve ‘komşuluk’ davetinin makes bulmayacağını gayet iyi bilmektedir.

Bahçeli’nin yaptığı milliyetçi tabanı ‘zehirli baldan’ koruma çabasıdır.

Netice itibarıyla, Akşener ve İYİ Parti yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, ‘patron strateji değişikliği kararı almamışsa eğer’ 2024 yerel seçimlerinde de HDP/PKK ile omuz omuza vererek CHP’nin adaylarına destek olmaya devam edecek, kuruluş amacından sapmayacaktır.

Göstermelik itirazlar ve karşıymış gibi görünecek olan kimi sözler, tabanı, 2024 Mart ayına kadar oyalamaya yönelik sahteliklerden öteye asla geçmeyecektir.

Yorumlar24

  • Compact 8 ay önce Şikayet Et
    _cek_cak la olmaz bu işler
    Cevapla
  • MEHMET 8 ay önce Şikayet Et
    Millet İttifakı ve HDP işbirliği Yerel Seçimlerde de devam edecek gibi görünüyor.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Doğrucu Davut 8 ay önce Şikayet Et
    Altına imzamı atarım. Meral hanımın ilk kalkıp oturması değilki.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • HBN 8 ay önce Şikayet Et
    Aynen katılıyorum. İmza
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Osm 8 ay önce Şikayet Et
    Aynen öyle Bahçeli iyi hamle yapıyor. Tabanını sürekli uyandırmak lazım çünkü suursuz ne sol ne sağ ortada duran bir seçmeni var.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat