‘Ah nasıl akılsızlık etmişiz’ dememek için çare Kurum!

  • GİRİŞ08.01.2024 09:06
  • GÜNCELLEME09.01.2024 08:05

2009 yılında, yüzde 99.9 hissesi TOKİ'ye ait olan Emlak Konut’un Genel Müdürlüğüne atanan ve yüksek lisansını “Kentsel Dönüşüm” üzerine yapan Murat Kurum’un ilk açıklamalarından biri, “Kentsel dönüşüm ülke için çok önemli” olmuştu.

Ardından “Önümüzdeki 10 yılda İstanbul'u salaş yapılardan tamamen kurtarıp kentsel dönüşüme ağırlık vereceğiz” diyerek, İstanbul ile ilgili planını açıklamıştı.

Ana rolün TOKİ'de olması gerektiğini söyleyen Kurum, “belediyelerle bu kapsamda projeler yürütülmelidir" diyerek yerel yönetimlerin kentsel dönüşümde sorumluluk alması gerektiğini vurgulamıştı.  

“Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı”nın yasalaşması ile riskli yapı stokunun ortadan kaldırılarak, sağlıklı-güvenli yaşam alanlarının oluşturulacağını belirten Kurum, böylece afetlere bağlı olarak meydana gelen can ve mal kayıplarının büyük ölçüde azaltılacağına dikkat çekmişti.

CHP ve avanelerinin ısrarla karşı çıktığı afet yasasının “Rantsal değil deprem odaklı dönüşümün önünü açtığını” belirterek;

“İstanbul'un çehresini değiştirecek bu yasaya sahip çıkmak vicdani bir borç ve sorumluluktur" çağrısında bulunmayı da ihmal etmemişti.

O dönem henüz 30’lu yaşlarında “genç” bir müdür olan Kurum’un bu sözleri bir tek Mehmet Ali Birand’ın dikkatini çekti.

Posta gazetesindeki köşesinde “Bu çığlığı dinlememek ahmaklık, aymazlıktır” başlıklı bir yazı kaleme alan Birand, “Kurum, kibar bir bürokrat olduğundan dolayı, ölçülü kelimelerle ilerde nasıl bir kıskaç içine düşeceğimizi anlatıyor… Göreceksiniz, dizlerini dövecekler. ‘Ah nasıl akılsızlık etmişiz’ diyecekler. Ancak bunlara artık göz yummamak gerekiyor. Zira bu ahmaklıklar sonucunda bizler kaybedeceğiz.” diyerek, popülizm uğruna riskli konutların dönüşümüne takoz olanlara tepki göstermişti.

*

Aradan geçen yıllarda Murat Kurum’un yönettiği Emlak Konut GYO, yüzde 300’lük büyüme performansı gösterdi.

Türkiye’de hiçbir başarı cezasız kalmayacağı için gencecik, pırıl pırıl bir bürokrat olduğu halde 17 Aralık FETÖ kumpasında gözaltına alındı. İfade verdikten sonra serbest bırakıldı.

Buna rağmen gayretinden milim taviz vermedi.

Milyarlık projelerle adından hep söz ettirdi.

Daima “sorunları gören, çözüm geliştiren ve hızlı aksiyon alan” bir isim oldu.

Bunun sonucunda, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Çevre ve Şehircilik Bakanı payesini aldı.

9 Temmuz 2018’de bakanlık koltuğuna oturan Murat Kurum, 10 gün sonra dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, ilçe belediye başkanları ve bürokratlarla bir araya gelerek kentteki dönüşüm çalışmalarını ve İstanbul halkına “nefes” olacak “Millet Bahçeleri”ni masaya yatırdı.

Sanki olacaklar içine doğmuş gibi görevdeki 3 haftasında, “Bugüne kadar depremlerde yaklaşık 80 bin vatandaşımızı kaybettik. Bu depremler malımıza, şehirlerimize büyük zararlar verdi. Dolayısıyla bizim ülke genelinde depremle alakalı riskli binaları bir an önce dönüştürme gerçeğini hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor” diye konuştu.

Çok geçmeden İstanbul Kartal'da çöken Yeşilyurt apartmanında 21 kişi hayatını kaybetti. Kurum söz konusu alanda 105 konut inşa edip bir yıl dolmadan hak sahiplerine teslim etti.

Kağıthane’de yıkılan iki bina dâhil 26 binayı boşaltıp, yerine yenilerini dikti.

6.8’lik Elazığ depreminde ise bir an olsun bölgeden ayrılmadı.

Ekrem İmamoğlu, CHP adına geldiği Elazığ’da biraz oyalandıktan sonra kayak keyfi için Palandöken’de giderken…

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, vefat eden amcası Hanefi Kurum’u apar topar defnettikten sonra yasını bile tutmadan gerisin geriye Elazığ’a döndü.

Bölge halkı için “Aileden biri” oldu.

Koalisyon iktidarlarında her felaket sonrası ayyuka çıkan “Nerede bu devlet” sözünü unutturup, “Devlet burada” güvenini aşıladı.

Giresun Dereli’deki sel felaketinde ise iş makinesinin kepçesine binerek felaketzedelerin imdadına koştu.

6.6’lık İzmir depremi sonrası eşine ender rastlanır bir mücadele örneği sergiledi.

36 bini Elazığ ve Malatya olmak üzere İzmir, Kastamonu, Bozkurt, Manavgat, Marmaris, Giresun gibi doğal afet yaşanan kentlerde yaklaşık 50 bin konutu bir yıl gibi kısa sürede inşa ederek hak sahiplerine teslim etti.

Sadece yurt içinde değil yurt dışında da felaketzedelerin imdadına koştu. 26 Kasım 2019’da Arnavutluk’ta meydana gelen depremin ardından 500 afet konutunu tamamladı.

Çevre’ye karşı da oldukça duyarlı davrandı.

Turizm cenneti Bodrum’un koylarındaki inşaatları tek tek inceleyerek kaçak olanları yıktı.

Trabzon Uzungöl’deki usulsüz yapıları affetmedi.

“Temel Atmama Töreni” ile biyolojik arıtma tesisi projesini iptal eden ve temizleme gemilerini iskeleye bağlayan Ekrem İmamoğlu yüzünden Marmara Denizi'nin kıyılarını kaplayan ve “temizlenmesi yıllar alır” denilen Müsilaj belâsını 3 ayda defetti.

Bu arada, “Binbir itiraza rağmen minarelerini yükselttiğimiz” dediği Taksim Camii’ni ve Çamlıca’yı tamamladı.

“Boğazımızın özgürlük projesidir” dediği Kanal İstanbul için yoğun emek harcadı.

6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ili derinden etkileyen Kahramanmaraş merkezli ikiz depremlerin ardından felaket bölgesinde giderek tam 40 gün boyunca depremzedelerin derdine derman olmak için sahada canla başla hizmet verdi. Bu 40 günlük sürede 45 bin dolayında kalıcı konutun inşaatına başladı.

Evet!

Bugüne kadar geldiği her makamı bileğinin gücü ve alnının teriyle ele geçiren…

Ayağında çamurlu çizmesi, başında bareti eksik olmayan ve “Bizi arayanlar hep bir işin başında buldular” diyerek sürekli hizmet peşinde koşan Murat Kurum dün Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak açıklandı.

Kurum, her yeni başlangıçta olduğu gibi dün adaylığı ilan edilir edilmez yine ilk iş olarak İstanbul’da “saatli bomba” vazifesi gören çürük yapılara değinerek, "Beş yıllık bir planla İstanbul'un dönüştürülmesine ilişkin hazırlıklarımız tamam” dedi.

Ardından İstanbul’da kangrene dönüşen ulaşım sorununun çözümü için Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ile bir araya gelerek hayata geçirilmesi gereken projeleri görüştü.

Son 5 yılı CHP’li Ekrem İmamoğlu tarafından heba edilmiş ve büyük bir deprem riski ile karşı karşıya olan İstanbul’un bir sakini olarak bendeniz de Kurum’un açıklamaları üzerine tıpkı yıllar önce Mehmet Ali Birand’ın yaptığı gibi bir çağrıda bulunmak istiyorum.

…İstanbul şımarık bir müteahhit çocuğuna yeniden bırakılmayacak kadar önemli bir kenttir. ‘Ah nasıl akılsızlık etmişiz’ dememek ve olası bir felaket sonrası dizlerimizi dövmemek için bu şımarıklığa artık son vermek gerekiyor. Aksi halde kaybeden İmamoğlu değil İstanbul halkı olacak!

Yorumlar38

  • Mustafa 3 ay önce Şikayet Et
    Sowmen es başkan uit, çalışan başkan in.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Misafir 3 ay önce Şikayet Et
    Bence de kaybeden istanbul olacak. Ama onlar layık değiller ki olan diğerlerine de olacak
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Kaan 3 ay önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Sadık 3 ay önce Şikayet Et
    Bodrum güzeli Ekrem gitsin Özgür Özel'in koltuğuna gece kondu yapsın.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • ERDAL 3 ay önce Şikayet Et
    İnşallah murat kurum tam isabet olmuştur imamın kayığı şu alıyor rezalet hizmet berbat Yönetim halkla dalga geçiyor...
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat