İstanbul’daki yolsuzluk operasyonunun seyri, meşhur oteldeki “bantlama” görüntüleriyle başka bir boyuta evriliyor farkında mısınız?

***

İstanbul’un eski belediye başkanının başında olduğu bir çetenin kurduğu tezgah ile yolsuzluk yaptığı, rüşvet aldığı, ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla başlayan soruşturma devam ederken yepyeni bir durumla karşı karşıyayız.

***

Etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyen “itirafçılar”ın sözlerini boşa düşürmeye çalışan medya mensupları ortalıkta fink atadursun…

Beşiktaş’ta Boğaz’a nazır otelin en lüks dairesinde defalarca gizli yapılan görüşmelerin ipuçları olup biteni bambaşka bir noktaya taşıyor.

SIR YAKINDA AÇIĞA ÇIKTIĞINDA…

Öncelikle, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanıyken katılması gereken Meclis toplantılarına iştirak etmeyen İmamoğlu meğerse vaktini çoğunu bu ve başka otellerde geçirmiş. Öğrenmiş olduk.

Malum otelde sayısız görüşme gerçekleştiren yolsuzluktan tutuklanan İmamoğlu’nun otelde kimlerle ne görüştüğü ise şimdilik sır!

Ya da bilinen sır!

Tercihi siz yapın.

Sır diyoruz ama, bazı gazetecilerin öyle ileri iddiaları var ki insan irkiliyor.

Ne para trafiği ne ihale pazarlığı ne de başka bir şey.

O otelde “sır kişi” ya da kişilerle yolsuzluktan tutuklu yargılanacak olan İmamoğlu’nun yaptığı görüşmelerin içeriğinde “hükümeti devirmeye dönük” iddialar bile dillendiriliyor.

Elbette bunların tamamı iddia!

OTELE GİREN İMAMOĞLU’NUN DEĞİL, İMAMOĞLU İLE SIR GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİRENİN GÖRÜNTÜSÜ ÇIKMASIN DİYE BANTLAMA YAPILDI

Görüntüler çıktığında “yemlenmiş” olduğumuzu düşünmüştüm. Hala da öyle düşünüyorum. Ama yemlenenin sadece bizler olmadığı kanaatim de oluştu.

Aslında, olup biteni “boş dosya” diye boşa çıkartmaya çalışanların da boşa düşmesine neden olan bir yemleme bu.

Dahası, güvenlik kameralarının yolsuzluktan tutuklanan İmamoğlu’nun otele girişini kaydetmesinden rahatsız olmayanlar…

Onun görüşme yaptığı “sır kişi” ya da kişilerin görüntüsünün önüne geçmek üzerine kameraları “bantlandığı” artık bir gerçek!

O “sır kişi”nin uluslararası bağlantısının olup olmadığı konusu da bizce malum olmamakla birlikte savcılık makamının bilgisi dahilinde olduğu zannını taşıyoruz.

70 MİLYON DEĞERİNDEKİ ZIRHLI MAKAM ARACINI İMAMOĞLU İÇİN SİPARİŞ VEREN İŞ ADAMI KİM?

Hele bir de “geleceğin cumhurbaşkanı” söyleminin pekiştirilmeye çalışıldığı günlerde…

Lüks sedanın zirvesi, devlet ve hükümet başkanlarının makam aracı Mercedes Maybach zırhlı aracın bir iş adamı tarafından sipariş edilip…

Yolsuzluktan tutuklanan İmamoğlu’na hediye edileceği bilgisi, “neler oluyor” sorusunu sormamıza yeter de artar bile!

Güvenlik kameraları bantlanan Beşiktaş’taki malum oteldeki sır görüşmelerin medyaya sızdırılmasını da üst üste koyunca…

İşin yolsuzluk, uğursuzluk, irtikap, rüşvet, ihaleye fesat ve tehdit gibi yüz kızartıcı suçları işlemek için kurulan bir çete soruşturmasından çok daha ötesi ile karşı karşıya olduğumuz gerçeği ortaya çıkar.

***

Soruşturma her ipucu, her itiraf ve her delille daha da genişleyecek öyle görünüyor.
Ama artık, yolsuzluk yapmak üzere kurulan bir çete davası beklemiyor bizi…
Aynı zamanda uluslararası bağlantısı da olan bir “müdahale” davasına da dönüşme eğiliminde.

İMAMOĞLU’NUN KÖSTEBEĞİ VE GÖRÜŞÜLEN SIR KİŞİLER ORTAYA ÇIKINCA…

Hele bir de “sır kişi” ya da kişiler deşifre olunca..!

Bu arada, “köstebek” tartışmasını biz yapıyoruz ama köstebeğin kim olduğu muhataplar tarafından biliniyor artık!

Böyle bir durumda, siyasi otoritenin kararlılığı ile idarenin köstebek konusundaki tutumu yargılamaların seyrine etki edecektir.

Savcılık makamının titiz ve ısrarlı çalışması, İstanbul özelinde gelişip tüm Türkiye’yi ilgilendiren bir hal alan, yolsuzluk soruşturmasının koğuşturma aşamasının çok şeye gebe olduğunu söyleyerek bitirelim.

***

Muhatabına Not: Meseleyi sulandıranlar da var. “Siyasi dava” diyerek taca atmaya çalışan da. Anlıyoruz.

Bir şeyi daha anlıyoruz. İktidar nimetleriyle semirenlerin, olası iktidar değişimine hızlı bir hazırlık yaptığına da.

Ama ne demişler, “Erken öten horozun başı kesilir"

Bazıları, yanlış ata oynamış görünüyor.

En azından biz durduğumuz yerden öyle görüyoruz.

Bir de “Paranın dini imanı olmaz” derler ya hani… Hah tamı tamına öyle!

Hasan Öztürk / Haber7