Doğu Usulü Sosyal Demokrasi

  • GİRİŞ06.05.2025 08:49
  • GÜNCELLEME06.05.2025 08:49

Bir ülkenin kaderi yalnızca iktidarla değil, muhalefetin kalibresi ve kalitesiyle de şekillenir. Muhalefetin dili, duruşu ve ahlaki çizgisi, toplumun geleceğe dair umutlarını, düşüncelerini, tasavvurlarını da içerir.

Cumhuriyet Halk Partisi’nde mevcut yönetim tavrı-tarzı sadece genel başkanlık makamının değil; partinin, parti kademelerinin, muhalefet geleneğinin nasıl içinin boşaltıldığını da gösteriyor.

Her gün karşımıza yeni bir çarpıtma, yeni bir yalan, yeni bir “mış gibi” çıkıyor. Siyaseti hakikatin arayışı olarak değil, algının yönetimi olarak gören bu yaklaşım ne yazık ki kendi tabanlarında o kadar kanıksanmış ki, yalan ile taktik arasındaki çizgi silinmiş durumda.

Düne kadar "temiz siyaset" diyenler, bugün yolsuzluk iddialarıyla sarsılan belediye yönetimlerini ve başkanlarını koruma refleksi gösteriyor. Hakkında şaibe olan isimler partide baş tacı ediliyor.

Belediye ihalelerine, yolsuzluklara dair iddialar karşısında tek bir iç değerlendirme, eleştiri yapılmıyor. Ortaya çıkan, belgeye ve bilgiye dayalı skandallara yönelik ise kişiler, kurumlar, yargı itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor…

Kamusal kaynak ve imkânların kullanımı konusunda açıklık, şeffaflık, hesap verebilirlik, denetim gibi Batılı sosyal demokrasinin temel ilkeleri bir yana bırakılmış durumda.

Özel’in şaibeli-sırttan hançerlemeli kurultay sonucu Genel Başkanlığa seçildiğinde, parti tabanı için umut ile kuşku kol kola idi, çünkü “Dibe vurmuş CHP için gelecek ne olacak?” kaygısı hâkimdi…“ İmamoğlu, Yavaş, Kılıçdaroğlu keşmekeşinden nasıl sıyrılacak, kendi izini bırakabilecek mi, koltuğunu sağlama alabilecek mi?”  soruları cevap bekliyordu…

Kılıçdaroğlu’na nispetle enerjik, hitabet yeteneği olmasa da “parti içi demokrasi”, “tüzük değişikliği”, “delegeye itibar” ve “değişim” vaadinde bulunan Özel, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin ağır yenilgisinden çıkmış taban için umut olmuştu.

“Normalleşme”den bahsediyor, klasik kavgacı, engelleyici, tıkaç siyasetinden Türkiye için yapıcı bir anlayışa yöneleceğine dair açıklamalar yapıyordu. Ancak, öyle bir mahalle baskısı ile karşılaştı ki, “sen misin normalleşme diyen!” her şey toz bulutlarının, sis perdesinin arkasında kaldı.

Bugün baktığımızda, Özel’in çizdiği portre, Batı tipi bir sosyal demokrattan çok, “doğu tipi pragmatik ve otokrat bir siyasetçi” ve muhtemelen de en kötülerinden…

Her gün televizyonlarda, sosyal medyada, mikrofonların karşısında aynı tablo, gerçeği çarpıtan, kelime oyunlarıyla halkın aklıyla alay eden bir lider. Yalanın ucunu kırpıp meşrulaştırmak, partiyi kirli ittifaklarla yeniden konumlandırmak ve en kötüsü, yolsuzluğu, hırsızlığı, usulsüzlüğü, hukuk tanımazlığı ve kayırmacılığı “siyasetin doğal akışı” gibi sunmak en büyük marifeti…

Batı’daki sosyal demokrat partilerde İmamoğlu’na ve benzerlerine yöneltilen suçlamalar anında istifa getirir. Burada ise Özel’e de hakim olan siyasi akıl, “inkar et, önce kendin görme diyor, bekle, zamanla unuttururuz” diyor. Hatta daha ileri gidiyor, “bağır, çağır, eylem koy, miting yap, boykota git, erken seçim iste gündemi değiştir” diyor… Böylece yolsuzlukları, hırsızlıkları, suiistimalleri bastıracaklarını, üstünü örteceklerini düşünüyorlar… İşte asıl rezalet burada başlıyor: Hukuksuzluğun, etiksizliğin, ahlaksızlığın normalleştirilmesinin, perdelenmesinin yönetim stratejisine dönüşmesi.

İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da veya bir başka Avrupa ülkesinde bir sosyal demokrat belediye başkanının adı yolsuzlukla anılsa, partisi onu korumaz, anında istifa ettirir. Nitekim onlarca örnekleri var.

CHP’de artık bir kişi karar veriyor: “Aman kokusu çıkmasın, jammer açalım kimse duymasın, bantlayalım kimse görmesin, üstünü örtelim kapansın.”

Ve en tehlikeli olan: Özgür Özel bu çöküşü “normal” gibi gösteriyor. Ahlaki çürümenin üstüne bir “çorba” içip geçiyor, yolsuzluğu "hizmet kusuru" gibi pazarlıyor, medya manipülasyonlarını “iletişim başarısı” diye süslüyor. Tek becerileri gündem değiştirmek haline geliyor…

Sözde sosyal demokrat ama gerçekte, ilkelerinden uzaklaşmış, değerlerini yitirmiş, kitlesinden kopmuş, hakikati istemeyen siyasal pragmatist bir tarz bu. İlkesizliğin ve ahlaki esnekliğin normalleştiği bu dönemde geriye yalnızca propaganda makinesinin sürekli cilaladığı bir “yanılsama” kalıyor. CHP maalesef, “ne utanır, ne sorgular, alışkanlıkla devam eder”, tüm çürümüşlüklerin üzerini örten, siyasi meşruiyet zırhı sağlayan bir siyasal yapıya dönüşüyor.

Unutulmasın ki, siyasal tarih bazen siyasetçilerin sadece kendi yaptıklarıyla değil, görmezden geldikleriyle de yazılır.

CHP seçmeni artık şunu sormalı: Bu gidişat bizi çağdaş sosyal demokrasiye mi götürüyor, yoksa kokuşmuş rezaletler parodisine mi?

Peki, bu rezaletin sahibi/sahipleri kim? Yalnızca Özgür Özel mi?

Ona omuz veren medya, onun “çorba” açıklamasına bile ikna olan  “çorbacı” gazeteciler, söylediklerini cilalayan iletişimciler ve “aman iktidar kazanmasın” diyerek yolsuzluklara, hırsızlıklara, yozlaşmalara gözünü kapatan seçmenler yok mu?

Özgür Özel’in tek ve asıl becerisi, tüm bu rezilliklerin üzerine maske takmakta. Ama unutulmasın ki, siyasetçinin yüzü değil, yüzsüzlüğü kalır hafızalarda.

NOT: Bu yazı kaleme alındığında Sayın Özgür Özel’e fiili, fiziki şiddet içeren saldırı meydana gelmemişti. Saldırıyı kınıyorum. Sayın Özel ve CHP camiasına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Siyasette her türlü şiddeti reddediyorum. Fiili ve sözel şiddetin siyasete egemen olmasına karşı çıkıyorum. Saldırganın ve varsa arkasındakilerin mutlaka cezalandırılacağına inanıyorum.

Prof. Dr. Zakir Avşar / Haber7

 

Yorumlar21

  • Canacan 2 saat önce Şikayet Et
    Bu tokat işi iyi araştırılmalıdır. Birşeyler olabilir. Tiyatro mesela.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Atak43 3 saat önce Şikayet Et
    Bunlardan başka ne bekliyorsunki. Kendi başlarına bir olay geldimi, nemalanmak için çamur siyaseti, başkasının başına geldiğinde , bıyık altı gulmeler, suçluyu korumalar. Dün böyleydi. Bugün böyle. Yarında aynı olacak. DEĞİŞMEZ. Doğruları bu.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Mera 3 saat önce Şikayet Et
    Özgür tokadın i.oglun tarafından geldiğini çok iyi biliyor çıkıp dürüstçe açıklasa hatta yardım istese belki şu yalan dolanlarına bir son verse birilerinin tehditi ile ekonun üstünü kapatmaya çalışmasa belki hayalindeki genel başkan olabilir emanet verilen sandalye kendine Ağıra patlayacak gibi görünüyor.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Yaldız 3 saat önce Şikayet Et
    Tarihte chp özgür Dalavereci piyon sahtekar olarak anılacak bir genel başkan.chp yıllar sonra bu dönemi chp nin karanlık dönemi diye anacak.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • BURHANEDDİNRABBANİ 3 saat önce Şikayet Et
    Eyyy kötü tutkularını atmış RUHUNU faziletlerle donatmış en YÜCE ve en GÜZEL İNSAN ALLAH CC.senden sende ALLAH CC.DAN hoşnut ve RAZI olarak ALLAH CC.dön,HOŞNUT ve RAZI olduğu HAS kulları arasına katılıp FİRDEVİS CENNETİNE(CENNETİN EN ÜST VE ORTA YERİNE)giriniz,KUTSAL DEĞERLERİNİ HER ŞEYİN ÜZERİNDE SEVEN DEĞERLİ VATAN ve MİLLETİNİN HAS evladı ağabeyim.SELAM VE DUALARIMLA ALLAH A EMANET OLUNUZ
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat