Özgür Özel için sonun başlangıcı…

  • GİRİŞ04.09.2025 09:17
  • GÜNCELLEME04.09.2025 09:17

Herkes 15 Eylül’deki CHP ana davasını beklerken İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada verilen ara kararla; CHP 38. olağan İstanbul il kongresinde seçilen il başkanı, il yönetim kurulu asıl ve yedek üyeleri ile il disiplin kurulu asıl ve yedek üyeleri tedbiren görevlerinden uzaklaştırıldılar.

Açık havada gök gürültüsünü andıran bu karar sonrasında da İstanbulluların yakından tanıdığı bir isim olan Gürsel Tekin kayyım olarak atandı ve ardından da Gürsel Tekin bu görevlendirmeyi kabul ettiğini açıkladı.  

Kimsenin beklemediği bu gelişme sonunda CHP yönetimi tabir caiz ise şoka girdi ve çok geçmeden de bu şokun etkisiyle olsa gerek başta mahkeme olmak üzere herkese tehditler savurmaya başladı.

Oysa gelişmelerin, ne mahkemelerle ne de CHP’li olmayan kamuoyu ile uzaktan yakından bir alakası yoktu.

Eğer kızılması gereken birileri varsa o da CHP’lilerin ta kendileriydi.

Neden mi?

İzah edeyim…

Efendim, CHP İstanbul 38. Olağan kongresiyle ilgili bazı CHP’liler mahkemeye şikâyet yoluyla bazı ihbarlarda bulundular.

Şikâyette bulunan mezkûr CHP’li delegeler, Özgür Çelik’in desteklenmesi için Baki Aydöner, Özgen Nama ve Ozan Işık tarafından bazı delegelere 15 ila 20 bin liralık market yardım kartı dağıtıldığını belgeleriyle ortaya koydular ve soruşturma süreci bu şikâyet üzerine başladı.

Bu kapsamda ifadesi alınan CHP İstanbul il delegeleri KİPTAŞ’tan Özgür Çelik adına daireler dağıtıldığını açıkladılar ve şaibeye neden olan ‘delege iradesini satın alma’ hadisesi tek tek tüm ayrıntılarıyla belgelendi.

Soruşturma genişledikçe meselenin sadece yardım kartı ve KİPTAŞ üzerinden ev dağıtımı ile sınırlı olmadığı ortaya çıkıyordu.

İtiraz eden CHP’li delegeler, Özgür Çelik’e oy verilmesi halinde oy veren delegelerin yakınlarının işe alınacaklarını liste ibraz ederek belgelediler.

Neticede tüm bu şikâyetler kapsamında yapılan soruşturma, iddiaların gerçek olduğunu doğruladı.

Yani, oy karşılığı delegelere para, ev, ihale ve market kartları verildiği kesindi…

Bütün bunlardan sonra İstanbul 72. Asliye Ceza Mahkemesi, CHP İstanbul il kongresi iddianamesini kabul etti ve Özgür Çelik’in de aralarında olduğu 10 kişi hakkında “seçime hile karıştırma” suçundan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması istemiyle dava açıldı.

Olabildiğince özetlemeye çalıştığım hadiseler silsilesi böyle…

Yani, delegelerden para karşılığı oylarını değiştirmelerini isteyenler CHP’li…

Bu süreçte aracı olanlar ve başka delegeleri ikna için çalışanlar CHP’li…

Bu ahlaksız pazarlığa tanık olanlar CHP’li…

İradelerini satmayı reddedip mahkemeye koşanlar CHP’li…

Mahkemeye, ses kayıtları başta olmak üzere çeşitli belgeler ve listeler ibraz edenler CHP’li…

Özetle, şikâyet eden de, edilen de, suçlu da, mağdur da CHP’li…

Üstüne üstlük atanan kişi de CHP’li…

Bu durumda soru şudur!

Her şey bütün çirkinliği ile kendi partiniz içinde cereyan etmişken, mahkemelerden savcılardan, hâkimlerden ve hele de bütün bir ülkeden ve milletten ne istiyorsunuz arkadaş?!. 

Derdiniz nedir Allah aşkına?!

Ne yani siz, “Biz CHP’yiz, her türlü yolsuzluğu, hak gaspını, delege iradesini satın almayı, kanunlara aykırı işler çevirmeyi, hırsızlığı, yağmayı, talanı yaparız, kimse de bize karışamaz” mı diyorsunuz?!..

İnanınız ki, durum tam da yukarıda anlattığım gibidir.

Bunlar, kendilerini 100 yıldır bu milletin üzerinde görüyorlar ve kendilerini ülkenin sahibi kabul ettikleri için de hukuku ve toplumsal değerleri hiçe sayma hakkına sahip olduklarını düşünüyorlar.

Öyle olmasa eğer, “biz bu kararı tanımıyoruz?” diyebilir miydiler hiç?!

Öyle olmasaydı eğer, uzun yıllar İstanbul il başkanlığı yapmış, genel merkezde görev almış, milletvekili olmuş kendilerinden birisi olan Gürsel Tekin için, ışık hızıyla ihraç kararı alabilir miydiler?!

Öyle olmasaydı eğer kendi partililerinin şikayetleri ve sundukları kapı gibi belgeleri hiçe sayıp, yaptıkları hırsızlığı meşru addedebilir miydiler?!

Hatırlıyorum da Refah Partisi kapatılırken, zamanın başsavcısı hiçbir delile dayanmadan, tamamen indi, mevhum ve soyut suçlamaları bir iddianameye dönüştürmüş, sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın gözleri önünde bir hukuk cinayeti işlemişti.

O günün, tüm solcumsuları, Kemalistleri, demokrat geçinen çevreleri ve sistemin kaymağını yiyen kompradorları, “efendim, cari hukuk budur, beğenmeseniz de uymak zorundasınız” diyorlardı.

Neticede vicdansızlığın ve ahlaksızlığın dibinin bulan bu hukuk tanımazlık şahikasına rağmen, “bu kararı tanımıyoruz” diyen bir Allah’ın kulu çıkmadı o gün…

Bakınız, bu iki karşılaştırmada zerre kadar benzerlik yoktur zira birinde baştan sonra uydurmalar üzerine kurulmuş düşmanca bir iddianame, diğerinde baştan sona kendi partililerince sunulmuş ses kayıtları ve belgelere dayalı bir soruşturma…

Bu gerçek orta yerde dururken Özgür özel, “biz bu kararı tanımıyoruz” diyebiliyor!..

Peki, bu durum apaçık bir şekilde, kendini hukukun da üzerinde gördüğünün kanıtı değil midir?

Bu pervasızlık, tüm ülkeyi ve milleti hiçe saydığının apaçık bir delili değil midir?..

Evet, deniz bitti ve Özgür Özel için yolun sonuna gelindi…

Hatırlayalım, Özgür Özel’i 38.Kurultayda 196 İstanbul delegesi genel başkan seçtirmişti.

Bu delegeler, CHP İstanbul il kurultayının iptal kararıyla otomatikman görevden alınmış olundu.

Bu ne demek?

38. Kurultayın delegeleri de mahkeme tarafından görevden alınacak demek!

Peki, bu ne anlama gelir?

Görev yine otomatikman CHP eski PM’nin olur!

Yani, Kılıçdaroğlu ve ekibi yasal olarak CHP’nin başına geçer.

Özgür Özel, İmamoğlu’nun peşine takılıp türlü yasa ihlalleri gerçekleştirdiğini gayet iyi biliyor.

Bu durumun kendisini, bırakın genel başkanlıktan etmeyi, hapse bile götüreceğinin de gayet iyi farkında.

Bütün hukuk tanımaz açıklamalarının sebebi budur lakin bunlar son çırpınışlarıdır!

Nihat Nasır / Haber7

Yorumlar10

  • Nihat Kızılçelik 1 saat önce Şikayet Et
    Özgür Özelin suç dosyası kabarık şaibeli kurultay rüşvet cep telefonları Savcı tehtidi hakaret Cumhurbaşkanına hakaret sayılır say bitmez Özgür Özel bulaştığı yolsuzluğu gölgelemek için sürekli farklı suç işleyerek kendine argüman oluşturuyor bakın beni tehtid hakaretten tutukladılar algısı oluşturup toplumu oraya odaklıyor bulaştığı yolsuzlukları ikinci plana aklınca itmeye çalışıyor
    Cevapla
  • Koylü okur 1 saat önce Şikayet Et
    Erdoğan'a kaçacak diyenler, kaçacak galiba !
    Cevapla
  • Fahri özcan 1 saat önce Şikayet Et
    Özgür özel çıtayı öyle yükselttiki 28 şubatın kuklalarını bile geride bıraktı en iyi kukla yarışması falanmı izliyoruz aklıma başka bir şey gelmiyor çünkü özelin kime hizmet ettiği belli değil bu haliyle ülkeye hizmet etmediği ortada
    Cevapla
  • MuvahhidMümin 1 saat önce Şikayet Et
    Onun için de suç bastırmak için bağırıp çağırıyorlar
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Ziyaretçi 2 saat önce Şikayet Et
    Su testisi su yolunda kırılır özgür efendi.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat